Gözüm yollarda kaldı 7...
UYARI: Okuyacağınız bu yazı, absürd öykümün 7. bölümüdür, isterseniz sırasıyla okuyunuz, istemezseniz de siz bilirsiniz, saygılar ve de iyi eğlenceler...
Ek bilgi: Organlarımla yaptığım 414 sayılı anlaşmanın 2. kısım 3. madde 2. fıkrasının (a) ile (d) bendi arası…
a- Dünya üzerinde bulunduğum herhangi bir konumda, hava sıcaklığı 47 derece iken nem oranı %81’in üstüne çıkarsa; sol gözüm 5 dk için istediğini yapma özgürlüğüne kavuşacaktır.
b- Dünya ile güneş arasındaki mesafe, ışık hızı ile 5 dk 13 sn’nin altına inerse veya 11 dk 11 sn’nin üzerine çıkarsa; sağ gözüm 7 dk için istediğini yapma özgürlüğüne kavuşacaktır.
c- Yukarıda belirtilen şartların sağlanmadığı her durumda, iki gözüm de mutlak aklıma hizmetle görevlidir. Ancak bu akıl, izin verirse; özgürce davranabilirler lakin izinle verilen özgürlüğün ne boyutta bir özgürlük olduğu tartışmaya açıktır. Fakat tartışmanın yeri de sırası da burası değildir.
d- Gözler her gördüğünü mutlak akıla bildirmek zorundadır mamafih diğer göze bildirme kararı, 2 adet istisnai durum hariç kendi insiyatiflerindedir. (İstisnalar, anlaşmanın 4. kısım 2. maddesinde belirtilmişlerdir.)
Sanırım anlaşmanın bu kadarlık kısmı, hikayenin kafalarda oluşturduğu soru işaretlerini gidermek için yeterlidir...
Ve o gün, o gün gelip çatmıştı, anlaşma yürürlüğe girmişti… Hiç olmayacağını sanmıştım çünkü fizik kuralları bunu gerektiriyordu ama evren, oyunun tüm kurallarını değiştirmişti adeta, nem %90 iken sıcaklık 50 dereceydi… Kabaca izah etmem gerekirse; nem %80’nin üstüne çıktığı zaman havada olan su buharından dolayı güneş ışınları, yer yüzüne gücünün bir kısmını yitirerek ulaşır yani ortamda böyle bir nem varken sıcaklığın 40 dereceyi bile bulması çok zordur… O gün sıcaklık 45 derecenin üstüne çıktığı için kamu daireleri tatil olmuştu… Bu da enteresandı çünkü devlet genellikle bunu gizlemek için hava durumunu bildirirken hile yapardı… Bütün bu doğa üstü olayların üstüne bir de devletin bu dürüst tutumu eklenmişti… Peki ama neden? Evren, sadece bana mı bir şeyler anlatmak istiyordu yoksa bütün insanlığa mı haykırıyordu, bunu henüz bilmiyordum ama öğreneceğimi hissediyordum…
Ben de her dürüst erkek gibi sözümden de yazımdan da dönmedim, anlaşmaya uydum ve sol gözümü özgür kıldım… 5 dk’lığına tabi…
Kılmaz olaydım ya da iyi ki de kıldım, bakalım her işte hayr var mı???
Ne diyordum, hah, çok iyi beklerim…
Devamı gelecek...
Dipnot: Yorum yaparsanız sevinirim, yapmazsanız da üzülmem...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.