Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
Berker ra na
Berker ra na
@berkercracna

Eski istanbul

23 Aralık 2015 Çarşamba
Yorum

Eski istanbul

2

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1137

Okunma

Eski istanbul

Eski İstanbul...

İki tepside.. mayası tutmuş süt taşıyan
Terazi görüntülü seyyar satıcının çan sesiyle...
Kuşların karnında zil çaldıran kadın aynı
saatlerde göründü..

Sokaktan..

iki katlı evin.. eşya yığılı balkonundan...
Bir avuç yem fırlattı bodur evin çatısına..

Kuşlar..yemlenirken çatıdan..
Mutluluğu gözünden okunuyordu..

Yaşlı kadının..

Tabakasından...

İnce kağıda sarılı.. silindiri..
Ucundan tutuşturup..
Dışarıya verdi bacasını...
Diş etleriyle kemirip..
Tıkanmış soba borusu gibi
Dumanını yuttu izmaritin...


Arnavut kaldırımlı dar sokağın.. kara korkuluklu
Merdivenlerinden inen yaşlıların ...koşturan çocukların ..
Bohçacılardan alınan..
iğne oyalarıyla oyalanmış..örtülerin
Ayakkabı burnuna afili demir çakılı adamların..
köşe başında eski giyimleri naylon kaplarla
Değiştirerek mutlu mutlu gülümseyerek
eve koşturan kadınların..
Hallaçla katmerli börek gibi kabarmış pamuklarda büyütülen
Çocukların
Damakta tat bıraktıran...

Macuncunun..

Üç ayaklı tahtayı omuzundan bir hamlede indirip
Renkli şekerlemeyi çember içine alan
Neşeli çocuklarla geçen günlerin..

Pencerelerden.. havanın katıksız nefesini teneffüs eden
cam güzeli kızların.. şam tatlıcısını görür görmez
Ucu ponponlu terliklerini taşlıkta çıkarıp..
İnce şeritten kağıda sardırıp... mutluluktan uçuşlarıyla yaşandı

Eski Zamanlar..

Az çok benzer yaşamlarını idame ettirmeye çalışan
Onları her dem mutlu olmaya iten..

Tatminkar... Kararlı...İstikrarlı olmanın
Huzuru içinde.. çeşiti az olan ihtiyaçlarla..
Ekstranın neredeyse olmadığı kalender
Yapıda insanlarla... kapı önlerinde oturup..
hoparlörsüz geçen seyyar satıcılardan
temin ettikleriyle..mutlu olunurdu hep...
Acılar yaşansada zaman zaman..

Mutlu olunurdu yinede..

Bronz tenli akşamların.. ıslık yutmuş çay sesiyle
Büyüyerek..

Sıkı ağızlı tombul bohçaların açılıp.. piknik örtülerinin eteklerinde
Sürerken zaman..
Derdini rahatlıkla paylaşabildiğin..komşuluk ilişkisinin
Tadını damakta bıraktıran ..
Genç kızların.. çembere geçirdikleri örtülerde..
Gül deseni gibi hayalleriyle oyalanarak..

Geçti Zaman...

Hızla büyüyen sanayileşen şehirlere...teknolojiye..
ayak uyduramayan..
Yetmişli.. seksenli.. yılları kana kana susatan..

Şimdiki zaman..

Her geçen gün özellikle lüks semtlerde

Egosu yüksek insan sayısının artarak..


Ebe davul zurna..

aman bana dokunma...

Ben merkezciliğin..

Artan sosyal.. ekonomik durumun..
Zevke düşkünlüğün..

Narsist duyguları ön plana çıkaran
Bu zaman diliminde..
Mutluluk arayışı içinde..
Yedi tepeli
Sanayi şehrinin..
Özellikle
Modern semtlerinde


Yalnızlığa sürüklenen
insanların sonu.

En büyük sorunu..
Kalifornia sendromu...





Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Eski istanbul Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Eski istanbul yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eski istanbul yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
zakir
zakir, @zakir
23.12.2015 12:39:19
10 puan verdi
Hayat ve İstanbul, İstanbul ve hayat;harcanan İstanbul sanırım bize hiçbir zaman hakkını helal etmez bu efsane şehir. Merhum Yahya Kemal'in "Sade bir semtini sevmeye bir ömür yetmez" dediği İstanbul'u ne hâle getirdik el birliğiyle. Yazan kalemi kutluyorum.
Oya gedik
Oya gedik, @oyagedik
23.12.2015 12:19:18
şam tatlıcısını görür görmez,

çocukluk yıllarımda, soğuk karlı kış günlerinde okul önünde camlı el arabasında satılan şam tatlısını okul çıkışında yemeden eve gitmezdim. Tam gündü okullar o zaman, babam beni okul kapısında beklerdi, arkadaşlarıma da alırdı babam şam tatlısını. Çok mutlu olurduk.İşte minik mutluluklarımızla mutlu olan çocuklardık.. Şam tatlısı tadında çok güzel di,
kaleminizin izleri...
Sevgilerimi demetledim...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.