- 1482 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
KANDİLİ KANDİLİ KANDİLİ YAR YAR…( MEVLİD KANDİLİNİN TARİHÇESİ VE BAŞKA MESELELER )
Bu gece Mübarek Mevlid Kandili.
Özellikle delikanlılık yıllarımda İstanbul’un Eyüp ilçesinde ikamet ettiğim için çok iyi hatırlarım; bu gecede Eyüp Sultan Camii dolup taşardı. İnsanlar cami içine sığmaz, cemaat sokak ve caddelere taşardı. Şimdi yaşlandık artık. Eyüp de Ümraniye’ye uzak olduğu için gidemiyoruz pek.Lakin hâlen öyledir Cuma ve kandil günlerinde Eyüp Sultan Camii. Tabii ki iki sebepten. Birincisi kandil günleri mübarek günlerdir. İkincisi Eyüp Sultan camii bahçesinde Peygamberimizin (S.A.S) sahabelerinden biri olan Eyüp Sultan’ın yani Hicret esnasında Peygamberimizi(S.A.S) Medine’de evinde misafir eden Ebu Eyüb El Ensarinin türbesi bulunmaktadır.
Öncelikle bir noktayı açıklamakta fayda var: O türbede Ebu Eyüb el Ensari’nin yatıyor olduğu kesin değildir. Bu konuda anlatılanlar tamamen rivayettir. Ama bu konuya girmeyeceğim. Kesin olan tek gerçek İstanbul’u feth etmeye gelen ordu içinde Ebu Eyüb El Ensari’nin de olduğu, bu mübarek sahabenin İstanbul’un fethine şahit olmak amacıyla çok yaşlı olduğu halde sefere katıldığıdır. Hem de kimin komutasında biliyor musunuz? Meşhur Yezid’in komutasında…Emeviler dönemindeki bu seferde komutanlardan biri de Muaviye oğlu Yezid’dir.
Neyse..Asıl konu bu değil.
Eyüp Sultan türbesinde yatan zat ( Ki o türbede herhangi bir zâtın yattığı da kesin değildir. ) Ebu Eyüp el Ensari midir değil midir? Bilemiyoruz aslında. Peki Mevlid diye ve kandil diye bir şey var mıdır? Evet çok tartışılan bir konu. Tartışılan bir konu ama özellikle ‘’ Kandil diye özel bir gün mü olur kardeşim? Bu tamamen Emevilerin uydurduğu ve dinimize soktukları hurafelerden biridir’’ diyenler de yanlış konuşuyorlar. Neden yanlış hemen açıklayayım.
Birincisi: Yaşar Nuri Öztürk’ün Emevi düşmanlığından kaynaklanıyor bu düşünceleri. Yaşar Nuri Öztürk İslama sonradan giren her şeyi Emevilere bağlıyor ya, tamam…Madem ki birileri de çıkıp ‘’ İslamda kandil diye bir şey yok ‘’ demiş, o halde salla gitsin ‘’ Kandiller Emevilerin dine soktukları hurafelerden biridir’’ diye…
İkincisi ‘’ İslamda özel gün mü olur?’’ Kardeşim meselesi. Bunu söyleyen vatandaşlar güya gerçek İslamın peşindeler.
Aslında kısaca ‘’ Sana ne kardeşim. Sen kutlamak istemiyorsan kutlama. Kutlamak günahsa da günahı bana. Sana ne oluyor?’’ diye mevzuyu kapatmak da mümkün ama öyle yapmayalım bu sefer. Açıklayalım.
Öncelikli olarak sorulması gereken soru şu: Hz. Muhammed(S.A.S) ve dört halife döneminde Peygamberimizin (S.A.S) doğum günü kutlandı mı hiç?
Cevabı gayet açık: Kesinlikle hayır.
Demek ki çok daha sonraları kutlanmış. Haaa. Madem ki çok daha sonra bu bir gelenek haline gelmiş o halde mutlaka Sünni Emevilerin dinimize soktukları hurafelerden biridir.(!) Yok. Öyle değil işte.
Mevlid kandili kutlama ilk kez Mısır’da hüküm süren Şii Fatimilerin uyguladıkları bir uygulama olup Fatimi Devleti 910 ve 1171 yılları arasında hüküm sürdüğüne göre demek ki Hicretten yaklaşık 350 sene sonra başlatılan bir uygulamadır. Şii Fatimiler Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın doğum gününü kutlamışlardır bu tarihler arasında. İslam dünyasında Emevi saltanatı yıkıldıktan çok çok sonraki asırlarda…İslam dünyasında henüz bir başka doğum günü kutlaması yok…
Aslında Şiiler bu tarihlerden çok daha önce yine İslam dünyasında o güne kadar kutlanmayan ya da anılmayan günleri kutlamaya veya anmaya başlamışlardır. Mesela bir dönem Bağdatta hüküm süren Şii Büveyhoğulları ilk kez 10 Muharrem 352 ( 8 Şubat 963) Tarihinde Kerbela şehitleri için yas günü tertip ettirmiş ve o gün bu gün 10 Muharrem yas günü olarak anılır olmuştur.( Aşura gününün mucidi de bu Büveyhoğullarıdır.) Dahası Şii Büveyhoğulları emiri Muiziddevle 18 Zihicce 352 ( 7 Ocak 964 ) tarihini de Gadr-ı Hum bayramı olarak ilan etmiştir ( Şii inancına göre halifeliğin Hz. Ali’ye verildiği gün )
Sünni Müslümanlar ise Şiilerin bu uygulamalarına muhalefet etmek amacıyla yeni yeni günler icad etmişlerdir ki Şii Büveyhoğullarının icadı olan Aşure ya da Matem gününe alternatif olarak ilk kez Miladi 999 tarihinden itibaren 18 Muharrem’i Musab Bin Umeyr’in katledildiği gün olması hasebiyle yas günü ilan etmişler, Gadr-ı Huma alternatif olmak üzere de 26 Zilhicce gününü (Hz. Peygamberimiz ile Hz. Ebubekir’in mağarada buluştukları gün) bayram olarak kutlamışlar ve adına ‘’Yevm’ül Ğar Bayramı’’ demişlerdir. Ama Sünniler bu geleneği daha sonraları sürdürmemişlerdir.
Peki Mevlid Kandili?
Peygamberimizin doğum günü olarak mevlid kutlaması ilk kez Selahaddin Eyyubi’nin eniştesi Erbil Atabek’i Muzaferüddin Gökböri tarafından hicri 604 ( Miladi yaklaşık 1222 ) yılında tertip edilmiştir. Yani yaklaşık 1222 senesine kadar İslam dünyasında Hz. Muhammed’in(S.A.S) doğum günü, ya da Mevlid Kandili adı altında herhangi bir gün yoktur.
1222 Tarihinden itibaren diğer Türk devletlerinde Mevlid kandili diye bir kandil kutlanmış mıdır, kutlanmamış mıdır bilemiyorum. Osmanlı Devletinde kutlandı mı peki?
Osmanlı Devletinde Mevlid kandilinin kutlandığını görüyoruz. Ancak ne zamandan beri bu gelenek vardır bilmiyorum. Yalnız, Osmanlılarda kandil günlerinde, Ramazan ve Kurban bayramlarında cami minareleri arasına mahya denilen kandillerin asıldığı, hatta bu özel günlere kandil isminin işte bu sebeple verildiği bilinmektedir.
Peki ilk mahya ne zaman ve nerede asıldı?
İlk mahyanın İstanbul’da II. Selim döneminde ( 1566-1574) asıldığı, 1614 yılında ise Sultanahmet Camiinin minareleri arasına mahya çekildiği biliniyor. Demek oluyor ki ‘’en azından 1566 tarihine kadar - Peygamberimizin doğum günü kutlansa bile – ‘’Mevlid’’ diye bir kavram olmakla beraber ‘’Kandil’’ ya da ‘’ Mevlid Kandili’’ diye bir kavram yok.
1409 da Süleyman Çelebi tarafından yazılmış olan kaside bile ‘’Mevlid’’ adını taşımaz biz bu gün ona her ne kadar ‘’Mevlid’’ desek de. Onun asıl adı ‘’Vesiletü’n Necat’’ dır yani ‘’ Kurtuluş Vesilesi ‘’
Tekrar mahyalara dönecek olursak, mahya İstanbul, Bursa ve Edirne dışındaki illerde de öyle yaygın bir adet değildir. Yani Anadolu’ya yayılmamıştır. Neyse…
Mevlid Kandili Osmanlı devletinde III. Murat döneminde 1588 den itibaren resmi bir gün olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Şimdi gelelim diğer soruya:
İslamda özel gün diye bir şey olur mu?
Neden olmasın? Cuma özel bir gün değil midir? Kur’anda koskoca bir Cuma suresi yok mu?
Kadir Suresinde Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı bir gece olduğu belirtilmiyor mu?
Miraç, Beraat Gecesi, Ramazan ayı gibi günler özel günler olarak Kur’anda yer almıyor mu?
Demek ki İslamda özel günler var. Var olmasına var da bu günler Kur’anda var oldukları için özel günlerdir.
Peki Peygamberimiz(S.A.S) ve ondan sonra gelen dört halife döneminde kutlanmamış olan bir günü özel bir gün olarak ele alıp Peygamberimizden asırlar sonra kutlamak doğru mudur yanlış mıdır?
İşte zurnanın zort dediği yer burası.
Bu soruyu soranların büyük bir kısmı Kerbela katliamından asırlar sonra anılmaya başlanan Yas Gününü normal görürler de Peygamberimizn ölümünden asırlar sonra kutlanmaya başlanan Mevlid Kandiline sıra gelince ‘’İslamda bu var mı?’’ diye sorarlar. Mevlid Kandilinde akın akın camilere koşan insanlara ‘’ Gösteriş yapıyorlar ‘’ derler de sırtlarını zincirlerle döven, kafalarını, vücutlarını kılıç ve kamalarla kan revan içinde bırakanlara söyleyecekleri bir çift lafları olmaz. Bunları geçiyorum. Ama Sünni İslam düşünürleri ve din adamları arasında da ihtilaf vardır bu konuda.
Bazı Sünni İslam alimleri Peygamberimizin "Hıristiyanların, peygamberleri İsâ’yı övmede aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırı gitmeyin" (Ahmed b Hanbel, I, 23, 24, 47, 55, V, 32; Dârimî, Rikâk 68; Buhârî, Enbiyâ 48) Hadisi mucibince kandillerin, özellikle de Mevlid kandilinin din dışı bir uygulama olduğunu söylerler.Hatta abimin kayın biraderi ( Sıkı bir Mahmut Hoca mürididir.) bile mevlit okuyan insanlarla ‘’ Şarkıcı takımı bunlar. ‘’ diye alay eder, mevlide ise ‘’ gazel’’ der ve dinlemekten asla hoşlanmaz. ( İtirazı sözlere değil tabii ki. Mevlidin makamlı okunmasına, arada yine şarkı formunda ilahiler okunup bunlara kutsiyet atfedilmesine.)
Bir kısım alimlere göre ise Mevlid kandili ve diğer kandiller bid’at-ı hasenedir. Yani İslama sonradan girmiş olmakla birlikte güzel bir uygulamadır ve devamında hiç bir sakınca yoktur.( İslama girmişliği de yoktur aslında. İslamın temel şartı diye lanse edilmez çünkü. )
İşte burada yine ayrılıklar baş gösterir. Çünkü bazılarına göre İslama sonradan girmiş olan her şey zararlıdır. Zararlıdır çünkü zamanla bunlar şekil değiştirerek asıl dinin yerini alıyorlar.Mesela ‘’Vesiletü’n Necat’’ okunmadan hiçbir kandil kutlamıyoruz. Neredeyse Süleyman Çelebi’nin Mevlidi Kur’anla eşdeğer kılınıyor.
Bazılarına göre ise insanların yan yana, omuz omuza gelmelerine, kandilleşerek birbirlerine hayır dilemelerine, Kur’an okunmasına, namazların birlikte kılınmasına, kararmış ruhların temizlenmesine vesile olduğu için bu geleneğe -İslama sonradan girmiş olan hurafeler- gözüyle bakılamaz. Çünkü İslam yerli yerinde duruyor. İslama giren bir şey yok. Hiç kimse ‘’ Mevlid kandili ( ya da diğer kandiller ) için ‘’İslamın şartlarından birisidir’’ demiyor.
Benim şahsi kanaatim: Kutlanmazsa günah işlemiş olmaz kul. Kutlanırsa da günah işlemiş olmaz. Madem ki ameller niyetlere göredir o halde önemli olan kişinin hangi niyetle kutladığıdır.
Ve gelelim son bir meseleye daha.
Bir sene içinde iki kez, hatta hicri ve miladi sene arasındaki on bir günlük fark nedeniyle bazen bir senede üç kez Hz. Peygamberin(S.A.S) doğum gününü kutlamak doğru mudur?
Bence kesinlikle yanlıştır.
Neden mi?
Hem miladi takvime ‘’ Gregoryen adlı bir gavur papazının takvimi’’ diyeceksin, hem de Peygamberimizin(S.A.S) doğum gününü bir de o takvime göre kutlayacaksın. Bu bence oldukça sakat bir uygulamadır. Peygamber dahi olsa bir insanın bir sene içinde iki ayrı doğum günü olmaz. ( Hatta bazen üç )
Peki bu miladi takvime göre Kutlu Doğum Haftası kutlamaları özellikle 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk bayramını sabote etmek için mi uyduruldu?
Bu soruya cevap vermeden önce bakalım ne zamandan beri kutlanıyor ‘’Kutlu Doğum Haftası?’’
Kutlu Doğum Haftası ilk kez bu isimle 1989 yılında kutlanmaya başlandı ama ilk uygulamada hicri takvime göre kutlanıyordu. Yani Mevlid Kandili ve Kutlu Doğum Haftası olarak kutlandı ilk kez 1989 da.
Kutlu Doğum Haftasının miladi takvime göre kutlanması uygulamasına ise 1994 yılında başlandı. Yani pek çok vatandaşımızın zannettiği gibi bu uygulama Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Partinin başlattığı bir uygulama değildir. 1994 den Ak Partinin iktidara geldiği 2002 yılına kadar gelip geçen sekiz hükumetin( Ki sondan bir önceki Ecevit-Yılmaz- Bahçeli koalisyonudur.) dokunmadığı Kutlu Doğum Haftasına 2002 den sonra Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Partinin dokunması elbette düşünülemez.
Kutlu Doğum haftası özellikle 23 Nisan’ı sabote etmek için uydurulmuş bir gün olsa bile bunun suçu günahı (!) Ak Parti hükumetinin değildir.
Yine de sorunun cevabını vermedim değil mi? Yani Kutlu doğum haftası 23 Nisanı sabote etmek için mi uyduruldu?
Bence hayır. Eğer böyle bir iddiada bulunacak olursak buna karşı şöyle bir tez de ortaya atılabilir ki o zaman mesele iyice içinden çıkılmaz ve insanları geren bir hale dönüşür. Birileri de çıkıp ‘’Mustafa Kemal ileride bayram ilan edeceği bir gün olan TBMM nin açılışını özellikle peygamberimizin doğum gününe denk getirerek Peygamberimizin doğum gününü sabote etmek istedi’’ derse ne olacak?
Böyle asılsız iddialar bence kimseye fayda sağlamaz. Sadece toplumu daha gerer o kadar.
Son olarak.
Kim ne derse desin. Çocukluğumdan beri kutladığım ve en azından Türkiye’de her sene coşkuyla kutlanan ( Başka İslam ülkelerinde kutlanmadığı söyleniyorsa da net bir bilgi bulamadım ) Mevlid Kandili, bu güne önem vererek kutlayan herkese kutlu olsun. Tüm dünyaya huzur ve barışın gelmesine vesile olsun inşallah.
Tüm ülkemin Mevlid Kandili kutlu, insanımız mutlu olsun inşallah.
Mevlid Kandilini kutlamayanlara bir şey yok mu?
Onlara da memleketimden bir türkü armağan ediyorum
KANDİLİ KANDİLİ KANDİLİ YAR YAR.
SALLAMA ÇAVUŞ MENDİLİ VAY. ))))).
( ‘’Türkü Kars’a giderim Kars’a’’ diye başlar. )
YORUMLAR
Hocam yine güzel bir konu ile mesai harcamissiniz. Bilgi Bankası gibi. Alfabetik sırada kitabinizi çıkarın da unuttugumuzda tekrar tekrar okuyalim. Hafizamiz yenilensin. Teşekkürler her uğraşmanıza ve emeginize
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Nasıl "Asıl konu bu değil." hocam!...
Asıl olmayan konu, asıl konunun can damarı olmuş işte...
Yazı öylece sade suya olmaktan ötesini göstermiş...
Varolasın, hocam...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Şayet bir vesile çıkarsa asıl konu bu değil dediğim konudada da bir iki satır bir şeyler yazmak isterim: O da önemli bir konu çünkü.
Selam ve sevgilerimle.
Hocam yine çok güzel açıklayıcı ve bilgilendrici yazı olmuş emeğinize sağlık Kenan beyin yorumunun sonunda ATATÜRK mezarın dan kalksaydı önce ATATÜRKÇÜ olanları kovalardı diye yazmış ve çokta doğru yazmış birde şu çakma ATATÜRKÇÜLERİ Konu edinseniz diyorum Saygılarımla
sami biberoğulları
Atatürk ayağa kalksaydı öncelikle Atatürkçüleri kovardı konusu oldukça çetrefilli bir konudur. Kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimali çok fazladır böyle bir konuda. O bakımdan şimdilik o konuyu askıya alıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Merhaba Sami Hocam, herkesin ameli niyetine göreyse, kimseye zararı olmayan, Dini yozlaştırmadan daha bir coşkuyla inanılacaksa kandil günlerini kutlamakta ne sakınca olabilir ki.
Güzel bir yazıydı tebrik ederim.
Selamlar.
sami biberoğulları
Bence de dediğin gibi.
Mesela dün kapım çalındı. Açtım bizim ev sahibinin minik kızı, elinde bir tabak helvayla gelmiş. Bunlar Kürt diye ötekileştirdiğimiz insanlar. Kapımı da kira istemek için bile çalmazlar aslında. Ama Mevlid Kandili münasebetiyle kapım çalınıyor ve ben '' Yahu şu mübarek günde birileri helva yapıp gönderse de helva yesek '' diye düşünürken kapımda bir tabak helva...Fena mı? Kötü bir şey mi? O kızı '' ne kandili kızım, kandil diye bir şey yok dinimizde'' diyerek geri gönderseydim çok daha Müslümana yakışan, çok daha islama uygun bir şey mi yapmış olacaktım?
İşte o yüzden diyorum. Hayıra yarayan bir şeyi - sadece gelenek olsa da- niçin terk edelim ki?
Selam ve sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ne güzel, Allah dileğinizi kabul edip size helva göndermis. İnşallah dualarınız da kabul olur hocam.
Sami hocam,
Bütün yazılarınızı elimden geldiği kadar takip eder okurum. Genelde bilgilendirici konulardır.
Mevlit Kandili konusunda aklımdaki soru işaretlerini kaldırmama neden olan yazınızı da büyük bir zevkle okudum.
“ameller niyetlere göre değerlendirilir” Sanırım en önemli nokta burası
Bu gece Kuran’da adı geçmese bile daha çok duaya vesile olmuştur.
Edilen tüm hayırlı dualar kabul olur inşallah
Tekrar teşekkürler, emek verip bizleri daha da bilgilendirdiğiniz için
Saygılar
( bu arada Regaip Kandili içinde bir paylaşım bekliyorum hocam, ya o günlerde veya hemen bu yazının akabinde)
sami biberoğulları
Öncelikle yazılarıma gösterdiğin iliden dolayı çok çok teşekkür ederim.
Emine Hanıma yazdığım cevabı size de aynen yazıyorum. Kusuruma bakmayın artık.
Evet...Önemli olan amellerin ne niyetle yapıldığıdır bence.
Mesela dün kapım çalındı. Açtım bizim ev sahibinin minik kızı, elinde bir tabak helvayla gelmiş. Bunlar Kürt diye ötekileştirdiğimiz insanlar. Kapımı da kira istemek için bile çalmazlar aslında. Ama Mevlid Kandili münasebetiyle kapım çalınıyor ve ben '' Yahu şu mübarek günde birileri helva yapıp gönderse de helva yesek '' diye düşünürken kapımda bir tabak helva...Fena mı? Kötü bir şey mi? O kızı '' ne kandili kızım, kandil diye bir şey yok dinimizde'' diyerek geri gönderseydim çok daha Müslümana yakışan, çok daha islama uygun bir şey mi yapmış olacaktım?
İşte o yüzden diyorum. Hayıra yarayan bir şeyi - sadece gelenek olsa da- niçin terk edelim ki?
Selam ve sevgilerimle.
Bir değişimdir gidiyor.
Alabildiğine değişiyoruz değerli hocam.
Artık "kutlu doğum" mu dersiniz....kandiliniz mübarek olsun mu bilemem.
Fakat yarın "iyi kiii doğdun Peygamberim" ezgileriyle kutlanırsa şaşırmamalıyız.
İlk ilmeği biz söktük.
Gerisi kolayca geliverdi işte.
Teşekkür ederim yazınız için.
tebrik ederim ayrıca.
sami biberoğulları
Yazımda da belirttiğim gibi Kutlu Doğum bana ters.
Peygamber Efendimizin doğum gününü adeta bir yakınımızı doğum günü partisi havası içinde kutlamak da ters...Kutlanırsa ne olur? Yanlış olur elbette.
Selam ve sevgilerimle.
Mükemmel dolu dolu bir yazi olmus, içinde ironi var, dram var, tarih var, sorgulama muhakeme, farkli görüsler hersey var.
Ben bugün birkaç Fas'li arap ile konustum, malum burada çok Fas'li var. Onlar genelde Maliki mezhebindendir ehli sünnettirler ve bu konuya çok mantikli bir bakis açisi sundu arkadasim, dedi ki, biz Fas'ta bu günü istesekte kutlayamiyoruz, çünkü islam alimleri peygamberin dogum günü hakkinda hilaf içerisindeler, hangi gün oldugunda ortak bir fikirde olsalar, zevkle kutlariz. Benim hosuma gitti, kutlama veya kutlamama, hangisini yaparsa yapsin, yeterki islam'i bir mevzuyu islam disinda bir bakis açisiyla degil, islam çerçevesine uygun bir sekilde irdeleyerek bir sonuç çiksin.
Ben çikan sonuçlarin hepsine varim, yeterki dogru bir yöntem izlenerek sonuca varilsin.
Mevlid Kandilini kutlamanin yanlis olmadigi gibi, kutlamamanin da yanlis olmadigini, hayra vesile olacak, müslümanlari bir etkinlik dairesinde biraraya getirecek hersey güzeldir diye düsünüyorum.
Peygamberimizin dogum günü olmadigini farzedersek bu geceyi, yine de müslümanlarin biraraya gelip, siradan sohbet etmelerine, görüsmelerine, oturup çay içmelerine dahi vesile olmasi gayet olumludur.
Tesekkürler bu güzel paylasim için, beni doyurdu makale, hemde fazlasiyla.
Saygilarimla,
Alp Aldatmaz tarafından 12/23/2015 1:58:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
Alp Aldatmaz tarafından 12/23/2015 1:59:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Mevlid kandili ve diğer kandiller hakkında ben de aynen senin gibi düşünüyorum.
Bu arada İslam dünyasında kandil kutlanıyor mu soruma kısmi de olsa bir cevap aldım yazdığın yorumun içinde. En azından Fas'ta bu konu ihtilaflı bir konu olduğu için kutlanmıyormuş...Teşekkürler.
SELAM VE SEVGİLERİMLE.
Sami Hocam.
Çok keyifli bilgilendirici bir yazı olmuş kaleminize emeğinize sağlık.
Fakat yazının sonunda ki türküyü çıkaramadım bir kuple daha isteyecektim ki, birden aklıma geldi google dan bulup dinledim gayette güzel ve hareketli bir türküymüş. Mevlit kandilini idrak edenlere yalnızca kutlama mesajı, mevlit kandilini kutlamayanlara türkü armağan ediyorsunuz niye!? Haksızlık olmuyor mu? En azından kandili kutlayanlara o türküyü kutlamayanlara da Orhan Gencebay dan ''Batsın bu dünya bitsin bu rüya kula kulluk edene yazıklar olsun.... şarkısın hediye etseydiniz.ya!'' Neyse sizin bir bildiğiniz vardır.))))) Şarkının diğer sözleri de oldukça manidar ''her yer karanlık nerde insanlık ağlatıp ta gülene yazıklar olsun...
Saygı sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL tarafından 12/23/2015 1:27:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Kandili kutlamayanlara her gün bayram olduğundan onlara böyle bir hareketli türkü gönderdim. Yahu hiç olmaza Türk halk müğiği ile eğlensin garipler.))))))) Sen batsın bu dünya ile temelli vurup öldürmüşsün.
Selam ve sevgilerimle