O evlerin bahçelerinde koyu yeşilden açık yeşile
Ağaçlar....Dallarında yemişler ....
salkım salkım ...koruklar olurdu
Dört tarafı çevrili Gök ...Yüzünü ..
Gösterirdi her sabah...

Tatlı tatlı tebessüm ederdi..
Gözleri benekli yapıncak...

Yaprakların üstünde çiy olurdu göz göz...
Kavak ağaçlarının ezgili hışırtılarıyla
uyunurdu evlerde...

Üfleyen cihazların yapmacık serinliği olmadan...

Yeşili tanımayan şehir içinde şehirler kuruluyor.....
Tepeden bakan narsist binalar ...
Demirden köklerini salıyor.....
Toprakların bağrından koparılıp atılmış
Ağaçların yerine...
Devasa binalar yansıyor...
Granit taşların üstüne...

Yüzünü gösteremiyor güneş
yıkılmayı bekleyen
Evciklere....

Demir kuşaklı geçitlerinde belinde künyesiyle..
Robotik adamlar geliyor selamsız ...

Zincirsiz..kelepçesiz ..kapılara
Dokunup
Yapmacık bahçelerden
Geçiyorlar...

An-Ahdar olmadan.......

Kısmen benzetilmiş ...
Suni yaprakları kımıldatıyor rüzgarlar..
yalandan ..... ruhsuz.. aromasız...
Gün be gün artıp..
balkonları saran
iksirli çiçekler süslüyor
Camların pervazlarını...

Yapay yeşillerin cansız dallarına
Tutunmuyor yağmur damlaları......
Can acıtıyor soğuk kucakları...


Süs ağacı palmiyelerle kuşanmış
Metropolde...
Dökülmeyecek yapraklar
Hazan mevsiminde...
Kucağı boş kalacak toprakların
Kurumuş yaprak özlemiyle...

Ekelim fidanları
Şehir içinde yeşil
Yeşil içinde şehir olmalı
Nefes almalı gelecek
Gerçekten.....


Rana Berber