- 979 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye Oligarşisi Türkiyeli Oligarşi ve Kriptoloji
Türkiyeli oligarşi ve Y-Chpkk, Akpkk birlikteliğine yeni bir örnekle başlıyorum.
Kaynak kişi Prof.Dr.Yalçın Küçük hocadır....
Bir insan 2 Temmuz 1993’de, Sivas Madımak’ta yobazların yakarak katlettikleri aydınların avukatlığını yapabilir mi?
Evet yapabilir.. bu,bir avukat için onur duyulacak kariyer davadır.
Aynı kişi Cumhuriyet Kadınları Derneği’nde Genel Başkanlıkta yapabilir.
Bu görevde yüksek tutulacak bir iştir.
İnsanın meslek hayatında onur duyacağı bir görev olduğunu kabul ediyorum.
Devam edelim.
Peki, aynı zat-ı muhterem kişi Çağdaş Hukukçular Deneği’nde kurucu Genel Başkanlıkta yapıp, 01 Kasım 2015 seçimlerinde Chp Ankara milletvekili seçilirken; aynı anda Cumhurbaşkanı RTE’nin avukatlığını da yapabilir mi?
İşte buna yapabilir denilse bile, bunun ne denli şık ve etik olabileceği; üzerinde durulması gerekli bir konu olmaktadır !
Peki efendim, Y-Chp Genel Başkanı "Garbaçov" Kemal Kılıçdaroğlu bey buna nasıl izin verebilir !?
Haberi mi yoktur dersiniz ?!
Yani, iş burada da kalmıyor...
Sivas Madımak’ta yobazlarca katledilen aydınlardan Metin Altıok’un kızı olan, Hdp destekçisi bir başka Chp İzmir milletvekili sayın Zeynep Altıok Akatlı neden ve nasıl buna sessiz kalabiliyor !?
Demek ki burada bunları bir araya getiren ve tesbih boncuğu gibi aynı imamede sıraya dizen bambaşka bir şey olmalıdır.
İşte kapalı grup dayanışma temelli etno-kriptoloji ve her daim iktidardaki oligarşi Türkiyeliliği böyle bir şey olmaktadır.
İzninizle, bir vecize yazmak istiyorum.
Kendime aittir...
Bu vecizeyi genel ahlak kurallarına teşmil edebileceğiniz gibi, aydın-münevver-entelektüel denilen elit dikey sınıfın, etiğine de şamil kılabilirsiniz.
Efendim ahlakın temeli, bireyden toplumsala doğru kapsayıcılığı olan bir insani dengedir.
Onu bu toplumsal ve insani özünden soyutlayıp, sırf ahbari ve ruhbani (siyasi-dini şekilde erk kullanan sınıf anlamında) bir kula kulluk hiyerarşisine evirmek, somut bir gerçeği sonsuza değin karartmak kadar zararlıdır.
Ahlâkın emik, etik çelişkisi olarak tespit edilmelidir.
Etnik ahlak, mezhep ahlak, cemaat ahlak gibi bir ahlak türü olamaz.. dinsel ahlakta bu nedenle öncül değil, toplumsal ahlakın yanında her zaman ikincildir.
Türkiye’nin içine düştüğü girdap: İnsan tanımından çıkmış, sürü toplum olmak ve ona gönüllü "koyun" birey olmuş, idio-moron tipolojinin ahlaksızlığıdır.
Bu ahlaksızlık.. Türk olamayan, Türkiyeli koordinatlardaki bir aydın sınıfın ahlaksızlığı ile doğru orantılıdır.
Ait olmadıkları bir şeyin (Türklüğün) en koyu şövenizmine, Türklerin med dönemlerinde Türklerden fazla sahip çıkar görünenler bunlardır.
Kraldan fazla kralcı ve Türklerden ziyade Türk olanlar, cezir dönemleri gelince her şeyi bir tarafa bırakıp, daha dün ırkçılığını yaptıkları Türklüğü yerden yere vurmakta ve onu en büyük suç saymaktadırlar...
Türkiyeli oligarşik yapı ve kompradoru aylak sınıf zengini elit, bu nedenlerden dolayı en büyük ahlaksızlardır.
10.Aralık.2015
Ahmet Kutlu Ayyüce
YORUMLAR
Değerli arkadaşım, çok kırıcı olduğunuzu görüyorum.
Bu mekanda, şahsıma bu tür bir gönderme yıllar evvel bir kez daha yapılmıştı.
Üzüldüğümü ve teessüflerimi bildirdiğimi belirtebiliyorum.
Kimseye entelektüel bir üstünlük hissiyle yazmıyorum.
Kimsenin hamal veya amele, benim de bulunmaz Bursa kumaşı olduğum gibi bir psikolojimin olmadığı kanı ve sanısındayım.
Karşıdan görünürlük ve anlatılma-anlatma babında sorun yaşadığımda kendime doğrudur, muhataplarıma ise maalesef ve mateessüf gerçektir.
Şunu söyleyebiliyorum.
Ben kendi sesimin veya düşüncemin dahi, kendi içimden ve dışımdan bakıldığında ve kendime boyutsal farklı duyumsandığı ve düşünsenir olduğuna inanmış bir kuramcıyım.
Kabahat kitaplarda ve birikimdedir.. en bilmeyen hep benim.. bilmeyen maruzla; herkese anlatmak, ya da onlara olabildiğince anlatabilmek aydınlık görevim oluyor.
Hep tevazu ve saygı ile yazıyorum.
Ama ve inanın kabahat kavramlar, sözcükler birikimi ve hiyerarşisindedir.
Bir üstünlük müdür, sanmıyorum.
Sadece vakit ve para ayırıp, yayın takip edebilemek ve fikr-i takip ezeliyeti farkıyla oluyor.
Fikr-i sabit ve takip farkıdır.. lütfen böyle anlayınız.
Her türlü düşünsel ve duyumsal hadiseyi dizgeli ve ilkeli öngörüyorum.. eksantrizm ve bencil bir inatla yazmıyorum, yarışmak ve yazışmak farkını bilip, bilmemekle koşut gidiyor.
Türklük, Atatürk ve Kemalistik dahil.. dizgeden kastım; anti-emperyal, anti-kapital ve anti-kolonyal bir çizgiyle başlamaktır.
Kurguyla-kuramı, fabrikatiflikle, doğal ve olanı ayırmayı bilebiliyorum.
Ortak kavramlara ısrar ediyorum, iletişimin özüdür.. kalanı insani tekamül ve tahammül oluyor.
Türklüğü tekelime asla ve kat'a almıyorum.. öyle ki, benim inancım hala ırk genleri yerine kültür genleri ve samimi Türkofonik aidiyete dayanır.
Yine o denli ki, Mustafa Kemal ATATÜRK tanımı Türklüke dahi razıyım, sorun benden kaynaklanmıyor.. bakarsanız görürsünüz...
Kısaca ülke-ulus siyasi ve sosyo-kültürel çıkmazlaronda Atatürk'ün çözümü ne olmuş ona bakıyor, Türkist ve Kemalist iddialıların gerçek ve kalp olanını bu ayraçla çözümlüyorum.
Esenlikler dilerim, çok saygılarımla.
.
Göktürkmen tarafından 12/11/2015 7:45:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Sizinle olan sayfa dostluğumuza ve öncesinde de uzun yazışmalarımıza dayanarak düşüncelerimi ve yazılarınızı anlamakta güçlük çektiğimi ifade eden sözleri lafı dolandırmadan açıkça ifade ettim. Amacım sizi kırmak asla değildi. Üzüldüm ve özür dilerim.
Entelektüel olma konusuna gelince entelektüel olmak iyi bir şeydir ve çok önemserim. Ben olamasam da entelektüel insanlara ayrı bir hayranlığım vardır ve sizde onlardan birisiniz.
Saygı sevgilerimle.
Göktürkmen
Bilmukabili duygu ve düşüncelerle, yazdığınız deüerli ürünlerinizi elden geldiğince takip etiğimi belirtebiliyorum.
Çok dostluk hisleri ve saygılarımla..
Sevgili dostum Ahmet kutlu (göktürkmen)
Sizden bir okuyucunuz olarak rica ediyorum ne olur yazılarınızı bizlerin ya da düzeltiyorum en azından acizane benim anlayabileceğim düzeyde kaleme alın. Anlıyorum entelektüel yönünüz çok gelişkin dolayısıyla yazılarınızı da üst perdeden kaleme alıyorsunuz ama gerçekten kendi adıma anlamakta ve yorumlamakta zihnen çok zorlanıyorum. Yanlış anlamayın lütfen sorun bende sizde değil. Nihayetinde hamal adamım dolayısıyla algılama zorluğu çekiyorum dolayısıyla yapacağım yorumda anladığım ölçüde eleştirel ve kör tutuğunu şekliyle olacak mazur görün.
Sizin yazılarınızda dikkatimi çeken üç şey var birincisi; beğenirsiniz beğenmezsiniz bu milletin oylarıyla iktidara gelmiş legal bir siyasi partinin kısaltılmış ismini bir terör örgütüyle bağdaştıran (akpkk) şekliyle yazmanız ki hiç etik değil. Hele sizin gibi bir entelektüele hiç yakışmıyor.Sonuçta o siyasi partiye rey vermiş insanlarımızı inciteceğini düşünüyorum. İkincisi; Yazılarınızda İslami kesimleri sürekli yobaz olarak tanımlıyorsunuz. Örneğini verdiğiniz madımak faciasının elbette tasvip edilecek bir yönü yoktur. İyide on yıllar boyu o aydınların Türkleri aptal olmakla itam etmesini yüce İslam dinin ve muhafazakar kesimleri aşağılayan tahrik edici açıklamalarına karşın Türklük üzerine cümleler kuruyorsunuz ama bunu eleştiren bir cümle kullanmıyorsunuz. Bu durumu nasıl değerlendireceğiz. Gerçi toplumda da bunlar hiç tartışma konusu yapılmaz ya neyse. Üçüncüsü; Türklük olgusu sizin kafanızda niye bu kadar karışıktır anlayamıyorum.
yazılarınızda sürekli birilerini Türk olmamakla itam ediyorsunuz. Türklük kimsenin tekelinde değildir. Ama bu yazınızda da bu sefer chp ile akp’yi birlikte hareket eden sanki siyaset dışı illegal bir yapıymış gibi Türk olmamakla ve Türk düşmanlığıyla suçluyorsunuz.(tabi benim anladığım kadarıyla) Doğal olarak ta yorum yaparken kafam karışıyor.
Saygılarımla.