- 2090 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
MİŞLİ GEÇMİŞ ZAMAN YOLCULARI
BEN AĞIR CEZA REİSİYDİM
Cübbemin karşısında eğilmeyen hiç kimse yoktu.
Verdiğim kararlar insanların geleceğiydi.
Bulunduğum her ortamda bana inanılmaz hürmet gösterilirdi.
Sokakta yürürken çok acele işi de olsa beni kimse saygısından dolayı geçmezdi.
Eşim ve çocuklarım karşımda el pençe divan dururlar, bir dediğimi iki etmezlerdi.
Tek yenilgim, alkol eydi.
Güzel olan her şeyi yavaş, yavaş kaybediyordum.
Alkol değer verdiğim her şeyden daha önemliydi.
BU DURUMA DÜŞMEMİN TEK SEBEBİ BENİM.
BEN ÜNLÜ BİR BOKSÖRDÜM
Vurduğum her yumruk bana şöhreti ve parayı getirdi.
Zafer lerim ayakta alkışlanırken
Yumruk vuran ellerim içki kadehlerine uzandı.
Ben ringlerde hep dövdüm, ama beni de alkol dövdü.
Tüm güzellikler hızla kayboluyordu.
BU DURUMA DÜŞMEMİN TEK SEBEBİ BENİM.
BEN ÜNLÜ BİR ARTİST TİM
Oynadığım her filimde hep esas oğlandım.
Doğruyu ve güzeli beyaz perdede yansıtırken,
Haddi hesabı olmayan paramda, şöhretim de,
İçtiğim alkol gibi hızla akıp gidiyordu.
Alkolle buluştuğum her an gece gündüz ,
İçmek için en uygun zamandı.
Senarist te rejisörde oydu.
O yazıyor, o yönetiyordu.
Ben perişan ları oynuyordum.
BU DURUMA DÜŞMEMİN TEK SEBEBİ BENİM.
BEN ZENGİN BİR İŞ ADAMIYDIM.
Her şeyim vardı.
Çalıştığım bankaların müdürleri karşılar, kapıya kadar da yolcu ederlerdi.
İçkili gazinolarda saygıyla karşılanır, alkışlarla uğurlanır dım.
Önce servetim, sonra onurum
Ve en sonrada etrafımdaki sahte dostlar
İçtiğim alkol gibi uçup gittiler.
BU DURUMA DÜŞMEMİN TEK SEBEBİ BENİM
BEN ÜNLÜ BİR DOKTORDUM
Girdiğim konsültasyonlar da son söz benimdi.
Hastalarıma dağıttığım şifadan ben yoksundum.
Onlara yasakladığım sigara ve alkolü devamlı içiyordum.
Şimdi anlıyorum ki, asıl hasta benmişim.
BU DURUMA DÜŞMEMİN TEK SEBEBİ BENİM
Hepsinin de buluştuğu ortak nokta alkolün yıkıcılığı idi.
Dişleriyle, tırnaklarıyla geldikleri yerde tutunamadılar.
Geçici bir rahatlamanın esiri oldular.
İçtikleri her yudumda “BU SON” dediler.
Ama hiçbir zaman verdikleri sözü tutamadılar.
Alkolün verdiği etki onları mazilerine götürüyor,
Tek limanları geçmişlerine sığınıyorlardı.
Söze “Ben var ya…ben..” diye başlıyorlar
Sonunu getiremiyorlardı.
Seslerindeki eziklik pişmanlıklarının şahidiydi.
Alkol evlerdeki huzuru katletmiş,
Mutluluk “BANA MÜSAADE” diyerek
Hanelerden uçup gitmişti.
Kavgalar hiç eksik olmuyor,
Her geçen gün şiddet artıyor,
Kadın, çocuk denmeden
Dayak sıradanlaşıyordu.
Alkol şiddeti, şiddet nefreti körüklüyordu.
Sevgiler tiksintiye dönüşmüş.
Hayatlarında güzel olan hiçbir şey kalmamıştı.
Hepsi de ……
GELECEĞİ OLMAYAN MİŞLİ GEÇMİŞ ZAMAN YOLCULARIYDI…
Bir kerecik bizleri
Alkol kadar sevdin mi?
Sizlerin günahı yok ,
Ben suçluyum dedin mi?
Bana dedin aşüfte
Çocuklar gözünde hiç
Geleceği yok ettin
Zıkkımın kökünü iç
Kadehin boşaldı bak,
Uzat ta doldurayım.
Canımıza tak ettin.
Geber de kurtulayım…
kalin ]
YORUMLAR
Yazıyı okuyunca,
gençlik yıllarımda babamın sıkça dillendirdiği bir nasihat geldi aklıma.
''Oğlum!'' derdi babam;
''Sigara içmeyin de içki için. Sigaranın zararı çok daha büyüktür.''
Kendisi,
çokça sigara kullanırdı, arada bir içki içtiği de olurdu.
Beş vakit namazını da kaçırmazdı ha!...
(Bu aralar hastanede, o nedenle kılamıyor namazını.)
Şimdi düşünüyorum;
onun nasihatini tutmamıştım o zamanlar.
Lise yıllarımın hemen başında sigaraya başlamışım,
askerlikten teskere alıncaya kadar aralıksız kullanmışım.
Şükür, çok uzun yıllardır ağzıma sürmüyorum şimdi.
İçki ile hiç aram olmadı.
Arkadaşlarımla ve iş toplantılarında az bir şey içtiğim olmuştur ama,
nedense hiç bünyem kabul etmedi içkiyi.
Şimdi,
hem sigara, hem de içki kullanmayan bir insan olarak,
sanırım arkadan gelen nesillere örnek oluyorum.
İyi ki babamın nasihatini tutmamış,
içki denen felaketin kucağına düşmemişim.
Dersler veren bir çalışma.
İçkinin kahrettiği çok insan tanıyoruz zira.
Bense içtiğim zaman yıkılmayı değil yıkılmamayı kendime şiar edindim. Sahte dostları gördüm. Hepsi gerçek yüzlerini; sahtekarlıklarını, riyakarlıklarını ortaya koydular. İçtikçe gerçek aşkı buldum. Daha fazla düşündüm; sevgilnin iç yüzünü bütün çıplaklığı ile sezinledim. İçtikçe trafikteki magandalara karşı korkusuz oldum, polisler bile esas duruşa geçtiler. Ben içtikçe müdürlere karşı ezilmişliklerimi kafamdan sildim. İçtikçe kendimi mafya babası sanıp yoksulları kucakladım.
Daha doğrusu Taco Abim, içtikçe ben gerçek kendimi buldum. B aslan sütünün içindeki minerallarin neler yaptığını öğrenmeden içmemek lazım. İçmek benim babamdan kalan en güzel yadigardı. Zamanında babamla yaşadığım şehirde kadeh kaldırdıkça herkes bize imrenirlerdi. Ah sizin gibi olabilsek, diye. Böylece ben, bütün tabuları yıkmışım da haberim yokmuş.
Anlamlı bir çalışmaydı Taco Abim, ellerne sağlık.
(Ocağın sonunda İzmirde olacam, telefonunu mesajla bildirirsen sevinirim.)
Selamlar.
alkolden yıkılan yuvaların yok olan hayatların tek suclusu tabiki kişinin yine kendisi sorumsuzluu yada kendi kaçış yolu
ancak insaları o duruma getiren sebepler bekli ' ne ola bilirki diye düşünüldüğün de '
bu saydğınız örmekler içerisinde gözden kaçmış ola bileceğni düşündüğüm başka başka sebeplerde ola bilir kanısındayım ;
önccelikle 'kendini ifade edemeyen ağır psikolojik sorunlar yaşayan' yada geçim derdinen üç kuruşuluk askeri ücretle geçeimeye çaılşan çocuk okutan dar gelirli bireylerin ve o sorunlar arasında hayatın köşesine sıkışıp kalan kişileride saymak gerek ,
bir doktor bir avukat ' yada ne bileyim daha üst düzey yöneticiler falan bunlar belki 'yada büyük ihtimal
günü reneklendirmek adına keyif almak için kullanıyorlardı diyelim ; o şekeilde bağımlı oldular ..
tabik geçim sıkıntısı yaşayan insanlrın alkol bağımlısı olacak diye bir kural yada öyle bir gerekçe anlamısız ve yersiz ola bilir ..
fakat çok sıkça karşılaştığımız bir durum gelir sevisyei düşük toplumda; adamın cebeinde belki çocuğuna ekmek
alacak parası yoktur ama alkol için ayırcak bir nakiti mutlaka bulur.
her şey yine ekonomik eşitsizlik ten yada kişilerin aşırı sorumsuzluğundan kayanklanan mışlı geçmiş zamndan mışlı ' gelecek zamana sürklemiş uzun hikayesi olan bir yolculuk diye düşünüyorum.
ve bu tür alışkanlıkları olan kişiler ruhsal sorunları olan hasta gözüyle bakıyorum; yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorum..
yazınızı beğeni ve iliği ile okumaktan büyük keyif aldım
selamlar saygı ile efendim.
beren yılmaz tarafından 12/7/2015 9:22:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Alkoliklerin bir nevi çocukluk sendromundan mustarib olduklarına inanırım, üstadım...
Mesela onlarla bir meseleyi uzun uzun mütalaa edemezsiniz... Yani 'fikir tokuşturma' keyfi nedir, bilmezler...
Eğer doktor alkolik ise, farklı teşhis ve tedavi yolları arama gibi bir derdi olmaz... Mesleği ile ilgi gelişmeleri takip etmez, böyle bir yükümlülüğe sahip olduğuna inanmaz...
Örnekleri uzatmak gereksiz...
Alkolikler yük olmanın etik ve estetik olmadığını hissedemezler kısaca...
Merhum Levent Kırca'nın sarhoş tiplemesini bu bakımlardan olumsuz bulurum...
Bizdeki magandalığı birer trafik, düğün, futbol taraftarı canavarlığına dönüştürmesi ayrı bir mesele...
Şair de "Bir de rakı şişesinde balık olsam" demiş, ama iyi etmemiş...
Selam ve saygılarımla.
"İçince bir başka insan oluyor" derdi hanımı onun için. İçince bir güzelleşir,bir sevgili olurdu ki sormayın. Ayık iken yanına varılmaz,sözü sohbeti çekilmez ,asabi bir insandı.
Bazen "hep sarhoş olsa" diye dua ederdim.
O zaman oğlunu ve hanımı Saadet ablayı dövmez,daima "Biz heybelide her gece mehtaba dalardık" şarkısını söylerdi...
Çok erken gitti.
Hayatının baharındaydı. Daha oğlu yeni "baba" demeye başlamıştı.
Yok..hastalıktan değil. Siroz diyorlar da değil.
Bankadan para çekmiş eve dönerken bir kamyonun tekerlerinin altında kalmış.
Kamyon onun bedeninin üzerinde patinaj yapmış.
Her yeri dağılmıştı.
Evet...sarhoştu.
Ölürken "biz heybelide her gece mehtaba dalardık" şarkısını söylediğini nereden bileyim.
Bu zıkkımın iyi tarafı yok...muş.
Selam ve saygı ile...
Toplumumuzun en derin yarası olan bir konuyu, o kadar güzel işlemiş ve de yazına dökmüşün ki bizlere, seni onaylamaktan başka bir söz kalmamış.
Tebrik ediyor, yaraları deşmeye devam etmeni, bir de içenleri araştırıp nedenlerini de satırlarına yansıtırsan kangren olan bu yaranın tedavisine fayda mı olur bilmem..
Seni seviyorum, çok özledim be gel artık görüşelim ...
Allah'a şükür hiç meyletmedim alkole. Keşke sigaraya da hiç meyletmeseydim.
Her ne kadar sigara alkol gibi ocakları söndüren bir nesne olmasa da o da en az alkol kadar mücadele edilmesi gereken bir nesne.
Her zamanki gibi ders verici bir yazıydı yine.
Selam ve sevgilerimle.
Bir eğitimci ,bir sosyolog edası ve misyonuyla yazdığınız harika yazılarınızı okumaktan büyük keyif ve ibret alıyorum değerli komutanım .
Bütün Yazılarınız benim için, tamamını severek okuduğum *TAVUK SUYUNA ÇORBA* serisi değerindedir .
Ve yine toplumun yumuşak karnı olan ,İçki denen illetin insana verdiği zararları harika örneklerle anlatan dost elinize duyarlı yüreğinize sağlık diyorum .
Bunun trafik canavarı olan bir boyutu daha var ki ,
içmeyen suçsuz günahsız insanları da öldürüyor ,ocaklarını yıkıyor maaleseff ....
BU toplumun sizin gibi bilgelere ihtiyacı var ama .... gerisini getirmiyorum siz anladınız nasıl olsa .
DENİZ YILDIZI TOPLAMAYA DEVAM KOMUTANIM ..TEBRİKLER SELAM VE SAYGIMLA ...