- 609 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Günlük Yaşamda Engelliler Nelerle Karşılaşıyor – 3 –
Keyfimizden değil ama mecbur bırakıldığımız için gitmek zorunda olduğumuz araç yolunda giderken bir taraftan ecel terleri dökerken bazen de çok azda olsa düşüncesiz ve duyarsız bazı sürücülerden, “Ne işiniz var dışarıda, yolda neden gidiyorsunuz kaldırıma çıksanıza” gibi sözler duyarız. Sözlerle kalsa iyi arada birde bazı düşüncesizler de araçlarının camını açar el kol hareketi yaparlar.
Yazın güneşin yakıcı sıcağı altında tozun toprağın ve zehirli egzoz dumanları arasında, kışında yağmurun, karın altında zorunlu kullandığımız araç yolunda giderken yaya geçitleri de dâhil olmak üzere birçok yerde sürücülerin geneli yol vermediği gibi ayrıca son sürat geçerek bizi ya toz bulutu içinde ya da üzerimize su sıçratarak üst başımızı sırılsıklam ıslatırlar. Klimalı araçlar içerisinde yazın serin kışın ise sıcak bir vaziyette geçerken yolda gitmekte olan akülü-aküsüz tekerlekli sandalyedeki engellilere birkaç saniye bekleyerek yol vermeyi düşünmezler. Bu söylediklerim sürücülerimizin hepsi için geçerli değil tabi ki. Duyarlı sürücülerimizin sayısı nesli tükenmekte olan Kelaynak kuşları gibi azda olsa bulunuyor.
Araçların arasında gitmek zorunda bırakılmamız nedeniyle kaç engelli arkadaşımız trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti sayısını ben bile artık hatırlayamıyorum. Bu trafik kazalarından defalarca bende payımı aldım. Belediye otobüsümü dersiniz, yolcu minibüsümü dersiniz, taksimi dersiniz artık çarpmayan kalmadı bana.
Bu anlattıklarıma belki inanmayan ve abartılı olarak değerlendiren yetkili yetkisiz okurlar olursa hiç çekinmeden beni arasınlar. Bu anlattığım yerlerde birlikte bir gezintiye çıkıp dolaşabiliriz. Ancak tek şartla, kendileri de benimle beraber tekerlekli sandalye ile dolaşacaklar. Birlikte adını belirttiğim ve belirtmediğim diğer cadde ve sokaklarda dolaşacağız, acıktığımızda merkezde bulunan lokantalara gidip yemek yiyeceğiz, pastaneye gidip pastamızı ve tatlımızı yiyerek çayımızı, kahvemizi içeceğiz, sinema salonlarından istediğimize gidip beğendiğimiz filmi izleyeceğiz. Bunlar dışında mağazalara gidip kıyafetlere bakıp beğeneceğiz. Mağaza içerisinde (ki içerisine girebilmişsek eğer) aldığımız ürünü diğer müşteriler arasında giyip deneme yapacağız.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim bir konuyu da sizlere anlatayım. Gezinti yaparken acıktığımız için lokantalara gidip yemeğimizi yedik, pastaneye gidip tatlımızı ve pastamızı da yedik, üzerinde de çayımızı içtik. Bunları yaptık ama şimdi tuvalet ihtiyacımız geldi. Ne yapacağız, nereye gideceğiz. Hangi lokantanın, hangi pastanenin tuvaletini, lavabosunu kullanacağız.
Şöyle bir hafızanızı yoklayın daha önce gittiğiniz tüm lokanta, pastane, kafe vb. yerleri gözünüzün önüne getirin. Hangisinde tekerlekli sandalye ile kullanabileceğiniz tuvalet ve lavabo var, hiç gördünüz mü? Ben size söyleyeyim Malatya’da bir tane dahi lokanta, pastane, kafe vb yerlerde yoktur. Peki, ne yapacağız şimdi? Altımıza mı edeceğiz, yoksa bizi rahatsız etse de eve dönene kadar kendimizi sıkacak mıyız? Hava gibi, su gibi, yemek içmek gibi en doğal ihtiyaçtır tuvalet olayı.
Sözün özü, bu anlattığım günlük yaşantımdaki olaylardan kısa bir örnekti. Bu örnekleri ve bunların birçoğunu her Allahın günü yaşıyoruz. Belki bazı okurlarımız yetkililere iletmediniz mi, bildirmediniz mi diye düşünebilir. İnanın ki geçmişteki ve şu anki tüm yetkilere bu sorunları defalarca anlattık, dile getirdik. Hepsinin de haberi var. Diyelim ki bu sorunları bildirmedik, haber etmedik, bu demek değil ki yasaların yapılmasını zorunlu bıraktığı erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik hizmetlerini göz ardı edecekler, görevlerini ihmal edecek ve yerine getirmeyecekler. Yasaların zorunlu kıldığı görevleri yerine getirip hizmet yapmış olsalar inanın ki ortada sorun diye bir şey kalmaz. Burada anlattığım konularda yapılması gerekenlerle ilgili TSE Standartları da dâhil olmak üzere onlarca yasa, yönetmelik ve genelgeler mevcuttur. Eksik olan ne diye soracak olursanız, tek eksik bu yasaları uygulayacak iradeye ve duyarlılığa sahip yetkililerin olmamasıdır derim. Bunlarla beraber zihinlerdeki engellerin kaldırılmasıdır.
Ne diyelim umarım bir gün engelsiz Türkiye ve engelsiz bir Malatya’ya bizlerde kavuşuruz. Tek istediğimiz insanca ve insan onuruna yaraşır bir şehirde ve bir ülkede yaşamaktır.
Ne dersiniz çok mu şey istiyoruz?
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists
Kaynak: Malatya Söz Gazetesi
alihaydarkoyun.com/index.php/2015/11/26/gunluk-yasamda-engelliler-nelerle-karsilasiyor-3/
www.malatyasoz.com/yazar-gunluk-yasamda-engelliler-nelerle-karsilasiyor-3-127.html
www.gunestv.com/?islem=yzr&ID=26367&isim=gunluk-yasamda-engelliler-nelerle-karsilasiyor-%96-3.html
www.solbakis.com/yazar-268-gunluk_yasamda_engelliler_nelerle_karsilasiyor__3_.html
www.malatyahabermerkezi.com/yazar-183-gunluk-yasamda-engelliler-nelerle-karsilasiyor.html
www.halamer.com/yazarlar/ali-haydar-koyun/gunluk-yasamda-engelliler-nelerle-karsilasiyor-3/87/
www.yasadikca.com/sizi-seviyoruz-siz-bizim-basimizin-tacisiniz-1-27444
YORUMLAR
Her yönden ciddi bakılması gereken bir konu, yazarı kutlarım.
Bir toplumun ruhen sağlıklı olmasını,
-trafikteki huzur ve karşılıklı anlayıştan,
-kurallara dikkat edilmesinden,
-zayıf katılımcıalara ve araç sürücülerine (yaya, bisiklet ve motorsiklet) gösterilen dikkatten
anladığımız gibi
merhametli ve şefkatli olmasını da
tüm bunların yanısıra bilhassa;
-Özürlü veya engelli katılımcılara gösterilen anlayış, itina, yardımseverlikten
saptamak mümkün.
.......
Bizi değerlendirecek olursak;
ne sağlıklı
ne anlayışlı
ne merhamet ve şefkatli
ne de titiz ve inceliksever
...
...
bir toplumuz.
İstisnaları çıkaralım (% 10 en fazla % 20)
ne işe yarar bir yanımız ne de dinimize layık bir özelliğimiz var.
Son yıllarda ekonomisi en çok gelişen ülkelerin arasında (G20) olmamıza rağmen,
gerçekte G120'nin bile arasına giremeyecek kadar kötü olmamız,
içinde bulunduğumuz rezaleti, huzursuzluğu ve hoşnutsuzluğu
düşündüklerimi ve yazdıklarımı en kısa yoldan anlatmaya yeter, sanırım.
En yüce değerlerimiz, sadece kitaplarda ve
söyledikten sonra hemen olumsuza çevirdiğimiz dilimizde...
....
Allah yardım etsin diyeceğim, ama dilim varmıyor, çünkü duam boşa olacaktır, böyle bir topluma Mevla yardım etmez; malesef, belaları sırasıyla peşpeşe verir.
Hayret etmemize hiç gerek yok.
Saygılar ve selamlar
alihaydarkoyun
Merhabalar;
Zaten çok seyrek uğruyordum deftere uzun zamandır hiç girmiyordum.Bu gün de yazıma gelen yorumları cevaplarken gözüm takıldı yazınıza. Gene çok önemli ve güzel. Çok şey olur mu..
Sizi sevmem için öyle çok neden var ki şimdi aklıma geldi rahmetli babamla adaşsınız Ali Haydar o yattıkça Allah size ömürler versin.
Sağlıcakla dostum...