KİMİN DERDİ KİME
Ne oluyor bugünlerde bana bilemiyorum. Her duyduğum sözün, dinlediğim şarkının ve her okuduğum yazının etkisinde kalıyorum.
Bu gün elime aldığım gazetenin bir köşesinde okuduğum yazının halâ etkisindeyim.
Adamın biri evinin önüne öyle bir havuz yaptı-
rıyor ki yalnızca kendinin sığabileceği genişlikte ve derin adam bu havuza yalnızca dalabiliyor.
İlk denemesinde dipte kalıyor. Sonra ayaklarına ip bağlayıp çekip çıkarıyorlar. Yuttuklarını zar zor boşaltıp kendisine de akıl veriyorlar.
-Bu böyle olmaz sakın bir daha bunu denemeye kalkma. Fakat adamın verdiği cevap sa çok ilginç.
-Bu işten başka bir şey bilmiyorum ki.
Bunu okuyunca baştan çok gülmüştüm. Fakat sonra düşündüm ki. Hayatta da bu adam gibi insanlar yok mu diye. Hatta hepimiz çok zaman böyle bir dalgıç olmuyor muyuz. Bazı konularda hep dalmıyor muyuz, bilmediğimiz derinliklere.
Dalıp ta bilmediğimiz derinliklere başkalarının dertlerinin alıp ta sırtımıza yük etmez miyiz kendimize. İşte o yük fazla gelir çok zaman bize ve çırpınır durmaz mıyız derinliklerde. Birde çıkaran olmazsa tutup ayak-larımızdan dışarı nice olur halimiz.
Zaman olur unutur insan kendi derdini zaman olur şişersin başkalarının dertleri ile. Ve sonunda çıkarırsan bu yabancı dertleri dışarı yine kendi dertlerinle baş başa kalıverirsin. Ancak işte o an kimse yoktur yanında.
Tek bildiğimiz dalmaktır yalnızca kendi dertlerimizin bilinmeyen derinliklerine değil başkalarının da bilinmeyen dertlerinin derinliklerine.
Bütün bu bilinmeyen derinlikler korkuttuysa bizi bildiğimiz derinliklere bile girmekten ürkeriz.
İşte bu yüzden önce kendi derinliklerimizi çok iyi tanımalı onlardan çıkmasını öğrenmeliyiz.
hayrettin TARHAN
17.11.1999
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.