- 890 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Şakacılık Yeteneği
Ben bir keman hocasıyım. Uzmanlık alanım özellikle çocuklara keman öğretmektir. Yirmi seneyi aşkın beş yaşlarındaki çocuklarla kovalamaca oynayıp keman dersi yaptım, liseli öğrencilerimin nazıyla oynayıp oda müziği orkestrası kurdum. Bu sürede bir çok üstün zekalı çocuk öğrencim oldu. Kimisi zekasını iyice kullanıp kemanda çabuk ilerlemeye çalıştı, kimisi yay tutma dersinde aklını duvardaki sineğe verip “acaba o sinek nasıl kendini orada tutup da yere düşmüyor” diye, düşünmeye çalıştı.
Ama bahsetmek istediğim konu keman çalma ve eğitimiyle ilgili bir şey değil. Fakat elde ettiğim tecrübelere dayanarak şunu söylemeliyim ki her çocuk özeldir ve özelliğini öğrenmek için mutlaka onunla birebir ilgilenmelisiniz. İletişim kurmak için ana sınıfı yaşlarındaki öğrencinizle güreş yapmak zorunda da kalabilirsiniz. Çocukların ne kadar ortak yanları olursa olsun yine de her çocuk kendine özgün bir karaktere sahiptir ve onun yeteneğini, zayıf veya güçlü yönlerini 20-30 kişilik bir sınıfta keşfetmek mümkün değil.
Bu gün son saatte dersime katılan altı yaşında yeni öğrencimdi. Anne babasıyla beraber içeri girdi. Sınıfın giriş kapısından salına salına yürüyüp karşımdaki sandalyeye oturana dek bir kurbağanın sinek arayan bakışları gibi gözleri sınıfın her tarafını geziyordu.
Bazı insanlar -çocuklarda dahil- sürekli etraftakilerin ilgisini çekmek için değişik yöntemlere başvururlar. Bu konuda komiklik ve şakacılık en sağlam olanı bile düşünülürse yine de bu iş bir dereceye kadar hoş görünür.
İşte bu günkü yeni öğrencim de tam o kişilerden biriydi. İlgi çekmek için dersin her anını hemen yakalıyor çabucak senaryosunu yazıp komedi oyununa başlıyordu. İlk olarak kendisi gülüyor sonra bizim gülmemizi bekliyordu.
Baş parmağının ucunu -etle tırnağının ortasını- yayın topuğundaki dik yere basmasını istedim. Parmağı tam da dik noktaya yaklaşırken sanki dibsiz bir kuyunun içine düşüyor ve hızla kayıyordu. Olayın ardından o da “ha ha ha” gülüyor yeniden aynı şeyleri tekrarlıyordu.
“Neden gülüyorsun?” diye sordum.
Bana verdiği yanıt “Ha ha ha, parmağım hep kayıyor” oldu
İlk başta baş parmağını yay topuğunda sıkıştırmakta zorlandığını sanmıştım ama dikkat ettiğimde, onu bilerek kaydırıp gülmek için konu aradığını farkettim. Ne yapsam da bu işinden vazgeçmiyordu.
Yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordum. En başta onunla beraber annesi de güldü ama sanki bir şeyi farketti. Hemen gülmeyi bıraktı. Babası hiç gülmedi. Durum açıktı. Çocuk yeni ortamda kendisini göstermek için diğerlerini güldürme yeteneğini kullanırdı. Aklı takıldı her türlü konuyla alay ediyordu. Konu eğitimiyle ilgili olduğunda yaptığı bu iş odaklanmasına ve ilerlemesine engel oluyordu. Annesiyle de sonra konuştuğumda eski müzik öğretmeninden ayrılma nedeninin bu sorun olduğunu açıkladı.
Çoğu zaman böyle bir sorunun büyümesinin nedeni çocuğun kendi baba annesi olur. Her bir veli çocuğunun diğerleri tarafından ilgi çekilmesini ve alkışlanmasını ister. Aslında bu iyi bir şeydir ama eğer işler yanlış yönde gidip kontrolden çıkarsa o çocuğun kendi velisi bile ipin ucunu kaybeder.
Bence bir kişi eğer karşısına çıkan olayları hemen değerlendirip komik hale getiriyorsa ve böylece insanları güldürüp eğlendiriyorsa o insan gerçekten bir yeteneğe ve ileri derecede zekaya sahiptir. Çocuklardaki bu yetenek aynı gizli bir göle benzer. Eğer keşfedilip gelecekteki bilim ve sanat tarlalarının suvarması için yönlendirilmezse çocuğun kendi yaptığı alaycı oyunlarının güneşi altında kurur.
Yeni öğrencim zeki bir çocuktu. Eski öğretmeniyle yaşadığı uğursuz sonuca varmama umuduyla onunla keman dersime başladım. Gurur duyup konuyu ciddi alma amacıyla ilk derste ne kadar başarılı olduğunu ona söyledim. Daha heveslenmesi için eski öğrencilerimin yaptığı faaliyetlerini ve konserlerini ona izlettim.
..............................................................................
www.youtube.com/watch?v=ez0SYiZxzL4
Muhammed Ahmedizade
YORUMLAR
Öğretmenler gününüz kutlu olsun, değerli Hocam.
Öğretmenlik bambaşka bir sanattır.
Eğitmenlik de öyle.
Asıl önemli olan ise, hem öğretmen hem eğitmen olabilmek.
Siz, bu yeteneği ve beceriyi yakalamışsınız, gönülden kutlarım sizi.
Mesleğinize devam ediniz lütfen; size toplumun çok ihtiyacı var, hem de amir müdür ve bakanlardan önce.
Saygı ve selamlar
muhammed1347
- Yazınızı okurken, işinizin zorluğunu düşündüm...
- Âşık Veysel'i bizlere tanıtan, elindeki sazı idi.
- Müzik, yürekleri havalandıran mistik bir kaldıraç!.
- Suyun ve denizin olmadığı yerde, gönlü yüzdüren güç...
- Öğretmenlik, zor iş... kolay gelsin, sabrın engin olsun.
Tebrik ve Selâm ederim.
kadiryeter
23 KASIM 2015 TRABZON.
muhammed1347
.Bazen çocuklar kendi istediklerini değil aile büyüklerinin istediklerini yapmaya zorlanıyorlar.
Belki de müzik hobisi olur ve bu çocuk, iyi bir stand-up comedian olur bir yetişkin olduğunda.
Benim erkek kardeşim kızının bir enstrüman çalmasını çok istedi ve kendisinin kemana merakından kemanl dersleri almaya gönderdi. Ama olmadı, çünkü yeğenimin buna hiç hevesi yoktu. Şimdi o bir gıda mühendisi oldu, hemde üstünlük belgeleri alarak.
Billur T. Phelps tarafından 11/22/2015 9:46:15 PM zamanında düzenlenmiştir.