- 1807 Okunma
- 11 Yorum
- 4 Beğeni
ŞATAFATLI BİR YALNIZLIK BENİMKİ...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Zamanın ıslak kaygıları var ve kalbin kayıp bir ritmi.
Günse kısalan, aşk ise yoran ve neyler yalnızlık eğer ki kurak ve bakir bir çöl ise, içine kıstırıldığın.
Gönüllü gönülsüz, tüm tüketilmişliği ile kayıp bir yapraksan dalına özlem duyan. Belli ki; belirsizliğin çözeltisi hele ki rahvan ve kaygan bir zemin ise yalpaladığın.
Gün köhne, rehavet yüklü kırık bir cümlenin kayıp öznesi kadar devingen o tuz ruhu insanlık.
An’ın kayıp toleransı kadar akılsız bir evre her iz düşümü, tüm gölgelerin gölgeliklerine gizlenmiş belli ki verdiğimiz kayıplar.
Soluk teninden süzülen yasa yaslı yaşlar belli ki yaş yükümlü yansızlığını gözler önüne sermekte.
Hüznü yalıttım bir kez en azından düşlerimde. Kaypak ve edilgen vasıflarıyla vasıfsızlığına kol kanat geren zincirleme sıfat tamlamaları belli ki gidişatı mahremiyetten ters istikamette bir yönerge ile köhne aldatılmışlığına aşkın, şapka çıkartmakta. Bu belki de asılsızlığını bertaraf eden hele ki üzgün imgelerce kesilmişken yolum.
An’ı öbekledim o asılı sarkaçta kısaca sabit bir katsayı, aldatılmışlığımın ve yanılmışlığımın barikat bildiğim savruk şaşkınlığında. İnandığım ama kanmışlığıma nail olmuşken o izdüşümündeki anlık buluşmamız. Bir kereden ne mi çıkar? En azından, bir ömür unutamayacağım o yıkılmışlık belki de bir köşede adını zikretmekten suspus iken geride kalan onca kayıp kelime.
Ölülerini bağrına basan mezarlık bekçisi gibi nöbetteyim ve her salâvat getirdiğimde, adlandıramadığım bir güce erişmek kadar tanımsızım.
Kıyamet çalgıcıları söze mahal vermeyen o ritim ile istiflemekteler dokunulmazlığımı. Çengiler sahnede ve adı dahi olmayan bir terennüme denk gelen aynadaki yansımam bir o kadar çaresizlik esir almışken sadece sıvazlıyorum kendi sırtımı.
Beyhude imiş meğer soluklandığım ara duraklarda cebelleştiğim onca sakıncalı imge yığını: Bir yakadaki erişilmezliği ile iki yakamı bir türlü iliştiremediğim ve bir izlekte saklı üç beş suret. Kara bir gecenin korkutucu tortusunda çöreklenen mahrem yüklü sırlı aynalardaki kaybolmuşluğum ve iç içe geçen ne varsa…
Ellerim kayıp hatta bedenim de varsıl bir ikametgâhmışçasına sadece ruhani bir edime sığdırdığım kâh evrensel kâh özel üç beş sanrı. Dünyanın hiçliğini hayra yormuş olmam belki de tüm çekincem. Yoksa inancım tahakkuk ettikçe içine kapıldığım o girdap mı? Neye tekabül ettiğim mi neyle suçlandığımı bilmememin verdiği o sırnaşık kaygı mı?
Sorular devindikçe ve çözeldikçe, çözümsüzlüğün gıybet yüklü rotasındaki muğlâk bir edim kadar isyankârım belki de.
Şatafatlı bir yalnızlık benimki ve bir o kadar temkinli… Kaybolmanın getirdiği rehavet yüklü iklimlerde ararken diğer yarımı, verdiğim kayıpların kim bilir kaçıncı sene-i devriyesi. Ağlak yüzlü kadın ve adamlarla kesiştikçe yolum daha da batıyorum belli ki tahakkümperver mizaçlarının bende yarattığı o çekince yüklü saf ve ödlek yanım fazlasıyla hayata rest çekmiş olsam da.
İroni duygusunun kanmazlığı bir marifet olsa da yarattığım imgeleri bir kutuya yığıp çöreklensem en dibe ve asla da sorgulanmasam durduk yere.
Yetmedi mi oncası?
Belki de ertelediğim o randevuyu geciktirmemdeki maharetim, her fısıltıyı sen bilip ve her varlığı aşka ve hayra yorup.
İkilemlere düşmüş yolum da farz ettiğim her seçeneği mütemadiyen, yanlış diye elemekteyim. Belli ki elem yüklü beynamazlığı tahakkuk eden hükümlü imtiyaz sahiplerinin. Ve mücbir sebeplerden, ahkâm kesip toz konduramazken çocuk yanıma. Muğlâk bir eksen mademki kayıp giden, sahte bile olsa gerçeklik, ansız bir ölüm mü yeni doğmuşluğumu müjdelerken melekler?
Daha iyisini yazamayacaksam niye yazıyorum? …şu azıcık şeyi yazmazsam halim ne olur?(Alıntı)
Oysaki bu soruyu aralıksız soruyorum üstelik bana ait bir öngörü olduğunun bilincindeydim onca zamandır ta ki…
Ne öncesi var ne de sonrası. An’ı özümsediğim şu saniyede bir imgeden ibaret olan bir hayalin ve hayatın seyri seferindeyim, yarına kavuşma ihtimalini savsaklayıp gözetirken yansımasını ruhumun. Ne bir izlek ne de başka bir şahıs: Sadece ben olduğuma inanamadığım bir teferruata sığdırmışken koca bir ömrü ve geri kalanın yine sabitlerken o kayıp yörüngeye: Biteviye sorgularken ve sorgulanırken lakin cevabını bilmediğim ve savunmasını üstelenemeyeceğim…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin.
Sevgilerimle efendim...
Canı gönülden tebrikler Gülüm Hanımcığım, herzamanki tadında, içeriği dolu, şahane bir yazı okuttunuz yine bize.
Teşekkürler kendi adıma
Sevgilerimle
Gülüm Çamlısoy
Var olun sevgili İpek hanım.
Güzel yüreğiniz dert görmesin.
Sevgimlesiniz...
Gülüm Çamlısoy
Sevgilerimle yürek dolusu...
Gülüm Çamlısoy
Var olunuz.
Saygılarımla...
Ne guzel bir dile getiris, kaleme hakimiyet, kagida dokus, nizamli, intizamli..
Ve, demek ki satafatli yalnizliklar boyle guzel duygulari derer toplar onumuze serer. Kalabalik icinde olsaydiniz darmadagik duygulari eleginden zor alirdiniz beriye.. :)
Sizi kutluyor, sevgiler sunuyorum Yildiz Hanim.
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim. Hayatı şekillendiren umut ve sevgi her daim varlığımızı idame ettirirken bize şartsız koşulsuz güç ve dirayet sağlamakta.
Var olun.
Yürek dolusu sevgilerimle...Sonsuz selamlar...
Söz utanırken ,söyleyenin dili alegorik ifadelerin ardına saklanarak bir tövbe çukurunda ,alfabesiyle uğraşanları. Dünya ki doğum ile ölüm arasında kendine tövbe ararken, sen kadar iktibas hayatları ,içinde yaşamaya devam edenleri. Düşün ,Tanrı’nın dilinde ’uğultulu bir tepe’ haline gelen kadim benliğini, iktibas söylemlerin kadar cahil, ihtirasa düşecek kadar sefil edenleri.. Hayatını bir düşüncenin içine yığan ve orası kadar hayat bulan yalvarışlarını. Cümle kurmanın yerine cümle bozmayı ,hayatın insana sunduğu yaşamla anlamlandırmadan, aleniyet kadar sükunete düşenleri...
Tanı yüreğimi '' Şatafatlı bir yalnızlık benimki''
Girdaplardan ağan ,maveralardan nescine bakan
Bir ilahi kelimeyi satırlarında bulan. İkinci cins hırt şarkılarda o biçim mehtap
âşık ezgilerinde dudakları kiraz. O hiç anlaşılmaz ,anlaşılamaz sözcüklerin arasında
gözlerinde hep bir kapı aralığı hüznü saklayan ; o şiir ki, o nesir ki hiç öldürmesem de içimde ölür biraz…
beceremediğin büyük ölümü, argosu söylemlerim palavrası , palavralara dönüşmüş ’kanun kaçağı’’ dilin , yine uydurma edebiyatın içine düşmüş olanları . Her seferinde intiharlar karşısında ölüm döşeğinde. Zaruriyetin harmanladığı keyf, zaruri kederin azalmasına ne kadar çare olabilecekleri? Artan bencilliğe isyan kadar inkarda benden... Hani amentu duasına amantes’ten dilenen şiirlerin? Uyuyan kibrin, uyuttuğun argo kelimelerinle savaşını anlat !
Sevgiler Güzel Yürekli İnsana
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim sevgili kardeşim.
O düşler belli ki her düşüşümüzde bizi yeniden yeniden hayata bağlayan ve yüreğe mutluluk tohumları serpiştiren.
Yürek dolusu sevgilerimle...
Tebrikler Gülüm Hanım. Oldukça düşündürücü güzel, içerik mükemmel. Her kelime özenle seçilmiş, bir sitem dolu mektup sizin kaleminizden çıkarken özelleşiyon. Keyif ile okudum. Saygılarımla esen kalınız
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim tüm yüreğimle.
Sizlerin varlığı her daim, kelimelere ruh veren ve gerçek manada sevginin o özel tınısı en derinden hissettiğim.
Sevgilerimle her daim ve en iyi dileklerimle...
Tüm güzellikler sizinle olsun.
İnsanlar zorunlu yalnızlıktan geçici olarak katlana bilir ama tercih edildimi işte orda bir sıkıntı var demekitr çünkü insanlar ya canları yandığında yada artık ruhları götürmediği için yalnız kalmayı tercih ederler.ama ne şeklide olursa olsun uzun süreli olmadığı sürece yalnızlık bazen iyidir..ama bu kader olmamalı' terciherimiz bizi ya mutlluğa yada yanlızlığa mahkum ede bilirler ,bütün tercihleriniz size mutluluk getrisin dileğim ile.. sevgili dost kalem.selamlar..
Gülüm Çamlısoy
Derin bir açılımı da var diğer yandan sanırım, yetinme duygusuyla da doğru orantılı belki de ters bir orantı söz konusu olan. Kısaca yaşanmışlıklar ve yaşanma ihtimali olan ne ise ve burada maneviyat da devreye giriyor.
Beyin fırtınasına yol açan derin bir konu ve fıtratımızı da göz önünde bulundurmalıyız.
Çok teşekkür ederim sevgili Gülsen hanım. Sizleri gönül sayfamda görmek ne güzel.
Sevgilerimle...
Gülüm hanımcım yazınızın başlığı bile başlı başına düşündüren bir konu...
İlgi ve beğeniyle okudum inanın . Kelimeleri seçmedeki ustalığınız ve kelime dağarcığınızın zengin olması paylaştığınız duygularınıza ayrı bir incelik katmış...
"Şatafatlı bir yalnızlık benimki ve bir o kadar temkinli " Bu aralar yaşadığım güvensizlik ve değerim olanların değerini pul etmesi beni de temkinli, kuşkucu ve yalnızlığında bir o kadar daha emin , daha sağlıklı olduğuna inandırdı. İnsanlar keşke tanıdığımız gibi kalmış olsalardı yalnızlık bu kadar şatafatlı olmazdı... Sizi yürekten kutluyorum değerli kalem dostum... Sonsuz sevgilerimle...
Gülüm Çamlısoy
Cevabı olmayan sorulardan biri de sevgili Dilek hanım: Görünenin ötesinde saklı gerçekler. Şu bir gerçek ki; çoğu insanın söylediği ve gizlediği çok farklı. Yine de inanmaktan kendimi alamıyorum lakin sonucu ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Bu demek değil ki: Muhatap olduğumuz herkes aynı kefede.
Hala ümidim var insanlardan yana ve geleceğe odaklı yoksa yükü taşımak mümkün-at dahilinde değil.
Çok teşekkür ederim bu güzel yorum ve güzel varlığınız için.
Yürek dolusu sevgilerimle ve en iyi dileklerimle...
Yalnızlığın da şatafatı olur mu demesin kimse :) öyle bir oluyor ki...
Tebrikler Gülüm, güzel bir mektuptu.
sevgilerimle
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için.
Sizi seviyorum.
Gününüz ve ömrünüz aydınlık geçsin sevgili dostum.