- 303 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Boşluktakilerin Hezeyanı
Her seferinde üstüne basa basa yazdığımız, gerekliliğini sonuna kadar savunduğumuz milli duyarlılığın bazı kişiler ve özellikle devletin dinamizmini sağlayacak gençler tarafından anlaşılamadığını görmek üzücü bir hal. Yine böyle bir duyarlılığın eksikliğinde olan kişileri, üstlerine giydikleri yabancı bayraklı kıyafetleri ile sokakta görmek pek şaşılmayacak bir şeye döndü ne yazık ki.
Tarihini iyi bilmeyen veya tarihinden yüz çeviren insanların şık bulup giyindiği bu tür kıyafetlerin yerine, illa bir milletin benimsediği bir şeyler giyinilecek ise, milliyet duyarlılığının sonucu olacak olan Türklükle ilgili simgelerin bulunduğu kıyafetlerin tercih edilmesi çok daha doğru olacak bir davranış olur. Yıllarca savaştığımız, üzerimizde planlar yapan ve hala yapmakta olan devletlerin veya milletlerin simgelerini üstümüzde taşımak kesinlikle yanlıştır. Böyle bir zorunluluk getirilsin demiyoruz, eğer burada görüşler sunuluyor ise bu da bir görüştür. Kimileri bunun doğruluğunu savunur, kimi ise karşısında durur; kişinin tercihi, o kısmı bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren kısım tarihimizle ve ülkülerimizle olanıdır. Bunlar bilindiği takdirde Türk evladı zaten gerekeni düşünecek ve yapması gerekeni yapacaktır.
Garipsediğim noktalardan biri de, Türk’üm diyen kişilerin büyük bir yabancı bayrak sevdasına kapılırcasına giydiği bu, Türk’e yakışıksız gelecek olan kıyafetleri giymeleridir. Bunları zamana bırakmak ise en yanlış olanı. Herkes elinden geldiğince milli bilincin farkındalığını artırmak için uğraşmalıdır. Devletimizinde milli bilinç hususunda yardımcı olması gerekmektedir. Öncelikle bu meseleler kişilere kırk yaşından sonra öğretilmez. Çocuk yaştan itibaren sistemli bir şekilde bu bilince sahip olabilecek faydalı nesilleri yetiştirmek eğitim kurumlarının öncelikli görevidir. "Bunlara gerek yok, bu iş aileden geçer" derse bir kişi, yarın çocuğunu İngiliz bayraklı kıyafetiyle görürse sinirlenmemek konusunda en başta kendine söz vermelidir !
Din, vatan, millet mefhumlarının gerekliliğini, bugünlerde gittikçe Batının ilkel ahlakına benzeyen ahlakımıza bakarak daha iyi anlayabiliriz. Sağlam ahlakla yetişmiş ve yetiştiren kişiler elbetteki bu sözlerden müstesna. Ama ne yazık ki zaman ilerledikçe istisna haline dönüşüyorlar; işte bu da en büyük korkumuz olmalı. Bunların önüne geçmek için ise dinimizdeki kurallara sıkı bağlılık ve kültürümüze olan düşkünlüğümüzü artırmak gerekir. Dini ve milli hassasiyetleri gerilemiş bir toplumun ahlakınında gerilemesi kötü bir gerçekliktir. Bu gerçeğin bilincinde olmak ve bu gerçeğin sonucunu milletimizden uzak tutmak sadece milli değil ayrıca dini yönü de olan bir görevdir.
Köklü tarihimizin simgelerini gerek evimizdeki bir tablo ile, gerekse giyindiğimiz kıyafette de göstermek bir zorunluluk değildir. Milliyetçilik bunlarla da ölçülmez zaten. Fakat, illa milliyet simgeleri taşıyacaksak bu simgeler; arkamızdan iş çeviren, her an tavırlarına karşı uyanık olmamız gereken düşmanlarımızın simgeleri değil; Türk’ün öz ruhunu tarifte kusur etmeyecek olan simgeler olmalıdır. İşte milli bilincin basamaklarından biri de budur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.