- 545 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevebilmeliydik, korkmadan.. Sorgulamadan. Ama biz değiştik....
Hayat derslerden ibarettir bazen. Ve en büyük ders de bir daha eskisi gibi olmamaktır. Bakarsın aynaya; aynı sensin, Gözlerin, bakışların, kaşın, gözün, saçın bedenen sensin. Ama hislerin... İşte onlar aynı olamaz bir daha. Bir defa yanıldınmı kaybedersin. Ruhen bir başkası vardır artık aynada görünmeyen. İç sesin değişiktir. Her zaman seni bir şeylerin gerçek olduğuna inandıran o ses artık herşeyin yalan olduğunu fısıldar ruhuna.
Mesafeler, ayrılıklar, korkular... En kötüsü de ruhuna her dokunan değişen iç sesini haklı kılar. Uzaklaşırsın. Kendinden bile. Bazıları farkındadır bu değişimin canı yana yana uzaklaşır duygularından. Bazıları farkında bile olmaz yitirdiklerinin.
Masalları değil sadece masumiyetimizi de çocuklukta bıraktık. Peki bu kadar acımasızca büyümek zorunda mıydık? Meçhul bir soru. Dürüst kalan yanlarımıza yöneltmemiz gereken.
Herkes yorgun herşeyden. Hayat mı yoran yoksa insanlar mı hayatı zora sokan.? Diye soracak olursak aslında bir önceki sorunun da cevabını bulmuş oluruz. Evet bu kadar acımasızca büyümek zorunda değildik. Hayatı bu kadar zora sokmak zorunda değildik.
Aşk kirlenmemeliydi dillerde. Duygular değişmemeli, ruhumuz hergün can çekişmemeliydi korkuların arasında.
Biz güzel çocuklardık bu kadar çirkin büyümemeliydik. Sevmeliydik sonuna kadar. Sevebilmeliydik, korkmadan.. Sorgulamadan. Kendimizi, kalbimizdekini, kuşları, kedileri, çiçekleri, kitapları. Hayata dair ne kadar güzel şey varsa sevilmesi gereken sevmeliydik yorulmadan....
Ne derler "Velhasıl kelam" duygularımız yaşamalıydı bizimle değişmeden...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.