- 463 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gülünde Dikeni Var
Kimi param yok diyor, kimi sağlığım, kimi çocuğum olmuyor diyor, kimi işim.
Kimse memnun değil hayatından.
Kolları tutmuyor, bacakları yürümüyor, o kadar üşengeç ki vatandaşımız neredeyse yemeğini başkasına yedirtecek. Miskin, biçare, dökülüyor insanlar, hani etleri lime, lime olur ya aynen öyle.
Çalışmasa ama maaş gelse.
İşyerinde bilgisayar başında mesai yapsa.
Şimdi “Tam beni tarif etti” diyenleri duyuyorum sanki.
Kimi mevsimden diyor, kimi hastalıktan, kimi de hayata bakış açısından, hep bir yerlere bahane bulmaya alışmışız ya o yüzden, hemen at topu mevsime.
Küçük çocuklar kapı eşiğine takılıp düştüğünde kapı eşiğini döven toplum değil miyiz biz? Eşik orda duruyor ayağı takılan çocuk, yani çocuk dikkat etseydi düşmeyecekti. Eşiği dövmek gibi bir icraatı yapan toplumda, miskinliğin sorumlusu mevsimi görmekte normal olsa gerek.
Beş bin yaşındaki bu dünya da yağmur aynı yağmur, kar aynı kar, güneş aynı güneş, bahar aynı cıvıltısıyla duruyor. Bu güzellikleri görmezlikten gelen insanlar bahaneler türetip hayattan beziyorlar.
Var mı yokuşu görmeden inişe geçmek?
Var mı okumadan rütbe takmak?
Var mı dikensiz bir dünya bulmak?
Bardağın boş tarafına bakmaktan dolu tarafını göremeyen insan topluluğu olmuşuz vesselam.
Güzel bir atasözümüz; “Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğine, dikenin çiçeği var diye sevin.”
Çetin KORKMAZ
YORUMLAR
"Gülün dikeni var diye üzüleceğine, dikenin gülü var diye sevin"... Çok güzel bir söz. Biraz bakış açısıyla alakalı sanki.
Gerçekten 'bizim' bu halimize üzülüyor insan. Ama yine de, bu bardağında dolu tarafı var, bu dikeninde gülü var. Karamsar olmamalı insan. Teşekkürler paylaşım için.
Mevlana; "Gülün dikeni var diye üzüleceğine, dikenin gülü var diye sevin"
Sosyal paylaşım diye bir şey icat ettiler, ya da teknolojinin ilerlemesi mi adı her ne ise,
insanlar bırakın halk içine çıkmayı, evlerinde ailelerine zaman ayırmıyor artık cep telefonuna ayırdığı kadar
Bir ara Kurum sağolsun Antalya'ya götürmüştü bizleri hem hizmet içi eğitim hem de birazcık tatil için, belki de yıllardır görmediğimiz, göremeyeceğimiz meslektaşlarımızla bir aradaydık. Ne çok şey paylaşabilirdik aslında ama yok paylaşamadık, herkesin elinde ya bir tablet, ya telefon...Oğlum söylüyor, artık bu internet bağımlılığı mıdır, sosyal medya mı her neyse, tıp fakültelerinde Uzmanlık alanı haline gelecekmiş Türkiye'de de, bildiğim kadarıyla Amerika'da öyle, hastalık haline geldiğinden tedavi merkezleri bile açılmış.
Güzel bir yazıydı tam da günümüz insanının üzerine cuk oturan...
haticeak tarafından 11/12/2015 8:45:03 AM zamanında düzenlenmiştir.