- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karanlıktan Aydınlığa
Adımlarımı sıklaştırdım. Peşimden gelen ayak sesleri de hızlandı. Arkama bakamıyorum. Gide gide kadının evine, rüyamda gördüğüm daha sonra karanlık sokakta gördüğüm kadının evine vardım. Kitapta anlatıldığı gibi, rüyamda gördüğüm gibi tıpatıp aynı ev, aynı kapı. Kapının tokmağını vuruyorum. İçeriden çocuk sesleri geliyor. Kapıyı açan olmadı. Kadın içeriden bağırıyor: ‘Kapı çalıyor, duyanınız yok mu? Ah siz beni öldüreceksiniz. Biraz yardımcı olmuyorsunuz.’ En küçük çocuğu erkek, ona sesleniyor: ‘Hadi oğlum sen aç kapıyı, bak bakalım kim gelmiş.’ İçim mahzun oluyor, buruk bir rüzgâr esiyor. Kapı açılıyor. Sarışın bir oğlan, sekiz-dokuz yaşlarında, adını soruyorum. ‘Ahmet’ diyor. ‘Ahmet adım. Sekiz yaşındayım ben amca. Siz kimsiniz? Anne! Bir amca kapıda kim olduğunu bilmiyorum.’ Sorusuna cevap vermeden annesi kapıdan görünüyor. Ne kadar nurlu yüzü var? Rabbim sen bu insanın yardımcısısın, yardımlarını esirgeme. Âmin. Dua ediyorum. İmtihanı ağır, yardım etmek istiyorum. Kadın hızla kapıya geliyor. Gelirken eşarbını düzeltiyor. Oğlu yanında, kapıya tutunuyor. “Buyurun” diyor. Sesini sanki ilk kez duyuyorum. Rüyamdaki gibi değil, daha güzel, berrak, kalbimi okşuyor. Bütün hikâyesini biliyorum. Kocası bırakıp gitmiş. Yüzüne bakakalıyorum. Kadın kızarıyor, korkuyla tekrar soruyor. “Buyurun, ne istemiştiniz?”
Kendime geldiğimde kadının yüzüne bakıyordum. Ben sizi rüyada gördüm, hatta bütün hikâyenizi biliyorum. Buraya beni gördüğüm rüya ve okuduğum kitap getirdi. Sizi görmeye geldim, size yardım etmeye… Derken kızları da geliyor. İçeriye davet edemiyorlar. Haklılar. Neden sonra içeriye giriyorum. Kadın bahçede bulunan masaya buyur ediyor. Oturuyoruz. Kızlardan biri kahve yapmaya gidiyor. Diğeri annesinin yanında, koluna giriyor. Oğlan halen yüzüme bakıyor, tedirgin. Gözlerinde bir korku, içinde bir ses ‘Keşke babam olsaydı.’ Oğlan haklı. Kim olduğumu bilmiyor. İn miyim cin mi? Annesine dönüyor. Sarılıyorlar. Kahve geliyor. İçiyoruz. Ben holding sahibi bir babanın oğluyum. Lakin yalnız yaşıyorum. Bir gece evimin önünü izlerken karanlıkta bir adam gördüm. O sıra bir kitap okuyordum. Kitapta sizden bahsediyordu. Kitabı bırakıp uyudum. Rüyamda sizi gördüm. Evinize geldim. Bu bahçeye kadar girdim. Uyandığımda ezan okunuyordu. O zamana kadar namaz kılmıyordum, dinden bihaberdim. Namaza ve dinime sıkıca sarılmama sebep olan sizleri görmeye geldim. Okuduğum o kitapta adresiniz yazılıydı. Kalkıp geldim. Gelirken yine bir karartı beni takip etti. Size ulaşmamı isteyen biri sanırım. Kadın ve çocukları dikkatle beni dinliyorlardı. Konuşmamı bitirdim. Şimdi ne yapacağımı düşünüyorlardı. Önce bu bakımsız evin bakımını yaptıracaktım. Sonra içinin eşyalarını tamamlamayı planladım. Kadının ve çocukların eksiği ne varsa hepsini karşılayacaktım. Kadına aynen anlattım. Dualarını aldım. Evden çıkarken yine geleceğimi söyleyip çıktım. Birkaç gün geçmeden tekrar gelecek ve bütün söylediklerimi yapacaktım.
Evime geldiğimde içimde bir huzur vardı. Karanlık çökmüş ruhumun üzerine güneş doğmuştu. Karanlık sokak aydınlığa kavuşmuştu. Ellerimi duaya açtığımda artık huşu ile dua edebiliyordum.
Karanlıktan aydınlığa çıkaran Rabbime hamdolsun, elhamdülillah… Şükrediyorum.
Son
Başlama: 25.10.2015
Bitiş: 08.11.2015
’Karanlık Sokak’ adlı hikayemin devamı niteliğindedir.
Hayrani Can
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.