- 640 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BİR TÜRKİYE MANZARASI
İnsan unutkan bir varlıktır.Ama bizim milletimiz en unutkan toplum olma özelliğini taşıyor.Hiç birimizin inkar etmeye ne hakkı var ne yüzü var bu ülkede...
Hepimiz nasıl da unuttuk daha üzerinden Bir sene bile geçmeden Lastik ayakkabısı yırtık Ermenekli Recep Amcayı , oğlum yüzme bilmez diyen anneyi ;
Nasıl da unuttuk Somalı üç yüz bir madenci kardeşimiz onların yetim çocuklarını ve madenci eşlerini.
Evet devlet yardım etti. Hepimiz , elimizden geldiği kadar yardım gönderdik. Ama hayatını kaybeden madencileri geri getirebildik mi ? Yaşanan facianın sorumlularının aldığı yada almadığı cezalar silebildi mi babasız çocukların gözyaşlarını ? Geçebildik mi yaşanan ihmallerin ve yaşanacak ihmallerin önüne sorumlulardan hesap sorabildik mi? Kimi düğün parasını denkleştirmek için ,kimi okul harçlığını çıkarabilmek için, kimi evine üç kuruş ekmek parası götürebilmek için inmemişmiydi yerin yüzlerce metre altına.
Yalnızca madencilerimizi mi unuttuk? Tabi ki de hayır. Onlarca metre yükseklikten hızla yere çakılan asansörde can veren işçilerimizi unuttuk.Hala kot taşlama atölyelerinde çalışmak zorunda olan, akciğer kanserinden yaşamını yitiren yada genç yaşta oksijen tüpüne bağımlı yaşamak zorunda olan kardeşlerimiz var bizim. Hala ihmallerin sahiplerine hatırı sayılır ceza verilmiyor hala daha ihmaller yüzünden hergün bir inşaatta,bir atölyede,bir fabrikada yada başka bir yerde hayatını kaybeden ve ya sakat kalan insalarımız var bizim.
Sadece bunlarımı unuttuk yada tek suçumuz unutmak mı bizim ? Tabi ki de değil ...
Bizim hala sokak ortasında öldürülen kadınlarımız var ...
Bizim hala tecavüze uğrayan Özgecan´larımız var...
Bizim küçük yaşta zorla evlendirilen çocuk gelinlerimiz var...
Bizim hala bombalar patlayan İstanbul`umuz, Ankara´mız ,Suruç ´umuz, Reyhanlı´mız var...
Siyasetçilerin sahte vaatleri yüzünden birbirini boğazlayan kardeşlerimiz var...
Bizler birbirimizi yerken yada kendi insanlarımızı unuturken sanırım hiç birimizin aklına gelmez küçük mülteci Aylan Bebek.Hani tatil cenneti Bodrum da kıyıya vuran minik ceset...
Hadi bunların hepsini unuttuk. Her gün bizim için can veren evlatlarımızı nasıl unuttuk.Her gün yenisi geldiği için şehit haberlerinin dünkü şehidimizi unuttuk.Şehidin emaneti yetimlerini , eşlerini ,kardeşlerini, yaşlı analarını, babalarını unuttuk. İnsan kendi evladını ; kendi anasını babasını unutur mu? İnsan hergün evlat acısından vurulur mu ? Söylesinize bu ülke durulur mu ? Biz unuttukça bu ülkede huzur hakim olur mu?
Yazıma daha fazla devam edemiyeceğim yazdıkça ve düşündükçe inanın sinirlerim bozuluyor sözlerim sert bir hal alıyor. Bu yüzden bir kaç satır daha ekleyip virgül koyacağım gerisinisiz kendi kafanızda düşünüp tamamlayıp noktayı siz koyarsınız diye.Noktayı siz istediğiniz yere koyarsınız ve benim bu yazıma ortak olursunuz.Ama sakın ha insanlara ihmalleri daha fazla hatırlatmayın! Çünkü bu ülkede ihmallerden ihmali yapanlar değil hatırlatanlar sorumludur. Sakın ha sesiniz fazla yükseltmeyin ya sokak ortasında dövülür yada içeri atılırsınız. Olayların içinde olsanız bile sakın sesinizi çıkartmayın. Somadaki madenci gibi tekme tokat dövülmek istemezsiniz deyil mi ? Şehit cenazesinde sesi fazla çıktı diye içeri atılan şehit yakını gibi hapse atılmak istemezsiniz yada ,
YORUMLAR
Değerli kardeşim. Sizi kutlarım gönülden.
Çünkü siz, insan dostusunuz ve gerçekler yanlısısınız.
Malesef biz biz ve biz bizden değiliz artık.
-Her köşe başına bir cami veya imamhatip yapsanız,
-halkın tümü namazında niyazında da olsa,
-aklını kullanamadığı müddetçe,
-ilim ve bilime önem vermediği müddetçe
-en çok nutuk atanları işbaşına getirdiği müddetçe,
-suçların ve suçluların hasıraltı edilmesine boynu bükük kaldığı müddetçe,
-sırf bayramdan-bayrama ve seçimden seçime müslüman kesinlenleri seçtiği müddetçe,
-ağası sarayda keyif çatarken, kendisi yırtık donla gecekondu da kiracı kalmaya razı olduğu -müddetçe olduğu müddetçe, hesap sormaktan kaçındığı müddetçe
-kendine layık insanlar yetiştirip işbaşına koymadığı müddetçe
-refah ve huzuru din perdesini arkasında aradığı müddetçe
-dünyasını kazanmadan cennet derdine düştüğü ve 'star' hocaların ardından gittiği müddetçe
bu toplumdan ne köy olur ne kasaba.
Uykudan uyanmanın zamanı geçmekte, fakat uyandıran yok.
Belasını istiyor bu halk resmen.
Rezillik, kepazelik eğlence haline geldi.
Eh, ne istersen, Allah da onu verir.
Gerçekler, avutulmaya, unutulmaya ve unutturulmaya dönüşmüş gitmiş....
Uyanmak için tokmak gerek, tokmak....
Allah yardım eder mi, etmez mi, bilemiyorum. Ama etmez gibi görünüyor, biz kendimize yardım etmez, yar yardımcı olmazsak.
Esenlikler dilerim.
Saygı ve selamlar
fahri yusmak
saygılarımla ...