- 466 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DİN ve YAŞAM
====DİN ve YAŞAM====
Dinin yaşamımızda ne kadar etkili olduğu herkesçe bilinmektedir.
Ama dürüst uygulayıcılar tarafından uygulanırsa elbette insanlığın gelişimine büyük katkılarda bulunacaktır. Bulunmuştur da.
Eğer din cahil insanları sömürmek amacı ile kullanılırsa elbet tehlikelidir diye düşünüyorum. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi.
Eğer anlatılanlar doğru ise.
Dinin cahil insanları aldatmak, yönlendirmek, onları sömürmek açısından ne kadar etkili olduğunu gösteren bir örnektir aşağıdaki yazı.
Dikkatle okuyun lütfen.
Olduğu gibi sizlere sunuyorum
“ Doğu Anadolu’da, çay içilirken genellikle şeker çaya karıştırılmıyor, kıtlama yapılıyor.
Bunun ortaya çıkışı ise çok ilginçtir, bakın nasıl…
- Eskiden İran’da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.
İngilizler İran’a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar. Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular.
İngilizler Mollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10’nu teklif ettiler…
- Nitekim bir Cuma Namazı’nda (İran’da Cuma Namazları o bölgenin en büyük camisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor) Cuma Hutbesi’nde Mollalar şu vaazı verdi: "Siz Allah’ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çay’a katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!"
Bu vaazdan sonra İranlılar çaya şeker katmaya başladılar.
İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyi gitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı.
Bunun üzerine Mollalar ikinci bir fetva verdi Cuma Hutbesi’nde: "Gâvur icadı şekeri çay’a katmak caiz değildir!…" Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklara döktü…
İngiliz firmaları mecburen, mollalarla yeniden masaya oturdu.
Fakat Mollalar bu sefer % 20 pay istedi. Eee Dinsizin hakkından imanlı (!) gelir(miş). İngilizler çaresiz kabul etti.
Mollalar Cuma Hutbesi’nde bu sefer: "Biz size ’çay’a şeker katmayın’ dedik ama ’sokaklara dökün de’ demedik, şekeri sokağa dökmeyeceksiniz, şekeri çay’a batıracak ve böylece gâvur icadı şekere boy abdesti aldırarak içeceksiniz!" diye fetva verdiler.
Tabi ki bu fetva İran halkı tarafından yaşama geçirildi.”
Yoruma gerek yok değerli dostlarım.
İnsanın özgür olmadığı bir yerde elbette birileri onları çıkarı için kullanır.
ATATÜRK boşuna dememiştir “DEMOKRASİ ÖZGÜR İNSANLARIN REJİMİDİR” diye
SAYGILAR…
Hüsnü Sönmezer 11.mayıs.2014
YORUMLAR
Çok hoş bir tarih hikayesi.
Gerçek olsun veya olmasın, birilerinin kaleme alma zahmetine katlanması bile, doğruluğuna pay çıkarır gibi bir görüntü veriyor.
Eğitim ve kültür kazanımları toplum genel dağılımda bizden en az bir basamak yukarıda olan İran'da böyle bir durum hasıl olmuş ise,
bizler gibi, halen parmak basarak imzasını atanlar, uzay devrinde kağnı ile çiftçilik yapanlar, evladına kitap defterden aciz iken, cebinden tablet taşıyanlar vs. olduğu müddetçe, haydi haydi olur.
Bize, batı anlayışı demrokrasi yakın bir zamanda gelmeyeceği gibi, dini kuralları siyasi yaşama yansıttığımız sürece gerginlikleri ve ayrımcılığı ortadan kaldıramayız.
Üzerine yemin ettiği Anayasasını göz göre göre çiğneyeni halen baştacı yapıyorsak, dinden imandan, hak-hukuktan, adaletten bahsetmek saflık olur bence.
Biz yuvarlana yuvarlana, yemlene yemlene, avutula-uyutula gidiyoruz bir yerlere, ama kimse de nereye ulaşacağımızı bilimiyor.
Her zamanki gibiççç
Hadi hayırlısı..
Saygılar