- 503 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NASİBİM
Başucuma koydum bütün hayallerimi. Sarılabildiğim kadar sarılıyorum, gecenin bir yarısında. Beklediğim bir merhaba ile doğacak güneşimi selamlamak için gözlerimi pencereye dikiyor, o cümleyi bekliyorum. Ben, nasibimde ki sözü arıyorum. Kimin nasıl, ne şekilde söyleyeceğini düşünmeden beni benliğime getirecek o büyülü cümleleri. Bazen önerilen kitaplardan, söylenen bir şiirden, bazen de yapılan bir duadan. Ben, ara-sıra olsa da beni ayakta tutacak, teselli verecek nasip ile başlayan hayırlısı ile biten sözleri, hayatımda istiyorum. İşte dedirtecek bir kelimelikte olsa o sözü. Yazarak olsa bile ben, gecelerimi aydınlatmak istiyorum. Sabah ezanlarına kadar uyku tutmayan gözlerimi boş duvarlarda çizdiğim resimlerle değil, olması gerektiği gibi geçirmek istiyorum
Yıllar önce üniversite yıllarında bankada sıra beklerken yaşlı bir amca ile konuşmuştum, emekli Camii imamıydı. Belli bir konuşmadan sonra ayrılırken bana: İnsan bal satar ama yüzü sirke satar, fakat adam sirke satar yüzü bal satar demişti. Durduk yere bu cümleyi neden kullandığını düşünsem de anlam verememiştim. Sıra bana gelince amcayı Allaha emanet edip yanından ayrıldım. Belli bir zamandan sonra, işim bitince merakıma yenilip sordum: Hayırdır hocam, o sözü neden kullandınız, bilmeden yanlış bir şey mi söyledim? Bir iki saniye yüzüme baktıktan sonra: seninle konuşmayan seni bilemez, görünüşün seni yansıtmıyor dedi. Hiçbir şekilde karşılık vermeden şaşkınlıkla beraber Allaha emanet olun, hayırlı günler dileyip yanından ayrıldım. Anlaşılmayı beklemediğim için ve kim olursa olsun sınırımı koruduğum için öyle düşündüğünü düşünüp o anı olduğu gibi ajandama yazdım. Şimdi düşünüyorum da o söz belki de benim nasibimdi.
Beklenenin olmadığı her dakika da hayallerim yerini acılara bırakıyor. Seviyor muyum? Kesinlikle hayır ama beklemek dışında da yapacak bir şey yok deyip, kendi tesellimi kendim oluşturuyorum. Ajandamı elime alıp kara kapağını aldırış etmeden beyaz sayfaları teker- teker işliyorum, bütün beklentilerimi ve geceye inat o cümleleri
Hiçbir kelime bu kadar ağır olmamıştı, zaman geçtikçe. Belki de bu kadar yaralamamıştı hiçbir şeyi. Kıymamıştı bütün duyguları, bekleyiş. Acemi cellât gibi eli titrememişti, sevmemişti. Yazık etmemişti zamanı, hayatı bu kadar değersiz kılmamıştı. Belki de o da ağlıyordu ama sessizdi, bir kelimeye ihtiyaç olan yürekler.
Dediğim gibi; Hayatımızda değerli yani sözünü kulak ardı etmeyeceğimiz, edemeyeceğimiz insanlar kısıtlıdır. Sözü kimden duyduğumdan çok ne duyduğuma bakan bir insanım, hayatın ayrıntılarda gizli olduğunu düşünüp kırmızıçizginin her zaman olması gerektiğini savunanlardanım. Şimdi aynı olmasa da beni dize getirecek o cümleyi ya da cümleleri arıyorum kimden nasıl, ne şekilde olduğunu bile düşünmeden. Çünkü biliyorum ki; bir kelime bir insanı hayatından ederken bir söz de aynı kişiyi hayata bağlayabilirdi işte, aylardır yüreğimde ki beni kendime getirecek kısacası nasibime düşecek o sözü ya da sözleri arıyorum. Herkesin art arda sıraladığı cümleleri, değer verdiğimiz insanın sıralaması bile bizi kendimize getirmeyi yetiyordu, bunun farkındaydım. Kimseye olmadı diyemediğim için günlerce beni benliğimden çalan olumsuzluğu, sadece selam verdiğim birinin
Benim gördüğüm kadarıyla sen istediğini başarabilecek güçtesin. Ve
Azim her şeyi yener, sadece azimli ol, yeter. Hakkında hayırlı olanı Allah sana sevdirsin cümleleri o günden sonra olumsuzluğu ve pes etmemem gerektiğini bana bir kez daha hatırlattı. Bu cümlelerin belki de daha fazlasını herkes sıralayabilirdi ama tesiri ne kadar olurdu orası meçhul? Bir insan gelir binlerce söz söyler ama bir kişi gelir bir sözü ile mest eder, bu hayat bu mest edilen sözlerde saklıydı ve ben hayatımın saklı olan hazinesini arıyorum.
Şimdi sözlerini kulak ardı etmeyeceğim insanlara; Dokun! Dokunabiliyorsan yüreğimi, anlamaya çalış ne hissettiğimi. Yazan ellerin titrediğini ve aciz de olsa çıkan sesimi, arayışın-bekleyişin olduğu yerde, bir tek cümlenin önemini. Zordu iki kelimeyi yan yana getirmek belki de o yüzden seni teselli edecek bir söz söylemem zor demiştin ama biliyordum müzikten ziyade bir sözdü aslında ruhun gıdası. Artık yazılabilecek son sözler; ah ile şükür arasında gidip geliyorum, biliyorum gidecek tek bir kapım var. Neden? diye sorup iki seçenek arasında kalıyor, sonra noktayı hayırlısı ile koyuyorum
Benliğime kabul ettiremesem de olumsuzlukları, çaresizliğimi zincirlere vurup nasip diyorum, sadece nasip
SAYGILAR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.