Alkış tutana kafa tutanlar
İnsanları kategorize edip, sınıflandıran bir zihniyetin ne söylediği çok da mühim değildir aslında.
Konu edişim; halkımızın, kimleri hangi sıfatla, toplum bilincine hizmet ettirdiklerini gün yüzüne çıkartmak.
Maddenin hâkimiyetini öylesine işlemişler ki zihinlere değer yargılarımız silinip süpürülmüş.
Ahlaksızlığı sanat adı altında sunanlar, söz sahibi; onları yüceltenler de cehaletin temsilcisi olmuş.
İyi de bu statüyü kimler, kimlere ne için ve ne gerekçeyle vermiş?
Sorusunu sorduğumuz da
Özümüze müdahil olanların parmak izlerini görmekteyiz.
Asalet insanın karakterinde vuku buluyorsa, kariyer diyerek bunu öne çıkaranlar büyük oran da suçludur.
Demiyoruz ki kariyer olmasın, zira önce karakter sonra kariyer olsun ki yerini taşıyabilsin.
Hadsizlik hastalığına yakalanıp, etrafa zehir saçmasın.
Sofralarımızda ne yediğimizin çok da önemi yoktur aslın da komşumuz açken.
‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ der, sevgili Peygamber. (sav)
Oysaki alay konusu haline getirilmiş, bir de alkışlayanı var!
‘’Dünya hayatı aldatma metaından başka bir şey değildir’’der Allah (cc) Âl-i Îmran /185 ayeti kerimesin de.
İnsana saygısı olmayanın, itibarı da mevzu bahistir. Kim buna itibar ediyorsa da insana saygısı yoktur.
İnsana saygısı olmayan, toplumdan soyutlanmaya hak kazanmıştır.
İnsanların imkânları yükseltilsin ama bunu övünç kaynağı olması hasebiyle değil daha güzel bir yaşam sürebilmek adına yapılsın.
Hoşgörü sevgi ve saygının doğuranı olsun. Doğurganlık sadece kadına münhasır değil de insanlığa has bir durum olsun.
Olsun ki dünya üzerinde savaş değil de barış hüküm sürsün.
Ayşedilba
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.