- 927 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Canım BABA 'ma/MEKTUP
Seni özlüyorum Babacığım, seni çok özlüyorum. Sana bakabilmeyi, baktığımda gördüğüm o güçlü kişiliği,bir kaşını kaldırıp sert bakmaya çalışırken bile gözlerindeki o pırıltıyı, şevkati ve sevecen bakışı özlüyorum.
Sana ne kadar sarılmak istesem de, çok zor başardığım o sarılışlarda duyduğum, ter ve sigara karışımı hiçbir parfüme değişmeyeceğim o kokuyu, içime çekişimi, kollarının arasındayken hissettiğim o anlatılmaz, sıcaklığı, hazzı, yumuşaklığı özlüyorum.
Sana Baba diyebilmeyi, hiçbir şey söylemesen de, hiçbir şey yapmasan da senin varlığını özlüyorum.
Sorunlarımızı çözerken bizi özgür bırakıp, seyrederdin ya (ama biz bilirdik ki yetersiz kalırsak bizim için her zaman varsın) şimdi her sorunum da, her sıkıntımda senin varlığını hissetmeyi istiyor ve çok özlüyorum BABA...
Bunları senin sağlığında söyleyebilmeyi, bizler için yaptıklarına karşılık vermeyi, bende senin için bir şeyler yapmayı (biliyorum hiçbir zaman, hiçbir davranışın bir gün karşılığını alırım diye yapmadın) seni ne kadar çok sevdiğimi söylemeyi, seni özlüyorum.BABA..
Şimdi ne kadar pişmanlık duysam da, keşke hiç kırmasaydım desem de o kavgalarımızı özlüyorum. Beni tartışmaya tahrik edişlerini, o tartışmalara zemin hazırlayışlarını düşündükçe bunları neden yaptığını, duygu ve düşüncelerimi ifade etme özgürlüğü sunarak beni hayata, geleceğe hazırladığını şimdi anlıyorum.
Ve seni artık anlayabildiğimi söylemeyi istiyor ve özlüyorum Babacığım…
Sayende bu özgürlüğümü şimdi ne kadar rahat kullansam da, zaman zaman susmam gerektiğinde (sen gittiğinden beri Türkiye pek değişmedi, susmalar gerekiyor, düşüncelerinden dolayı insanlar hala ceza görüyor) senin yanında konuşmayı, tartışmayı özlüyorum.
Kim olursa olsun, ister ilk kez karşılaştığın, ister kırk yıllık arkadaşın olsun her insana bakarken o yüzünde oluşan sıcaklığı, ayrımsız o gözbebeklerindeki sevgiyi, her an her türlü yardıma hazır olduğunu hissettiren, iyimserlik mesajını veren (nasıl oluştuğunu anlamasam da) o dudaklarının kıvrımındaki ifadeyi, çocuklarla çocuklaşmanı, sıkıntılı bir insan gördüğünde bir şeyler yapabilmek adına çırpınışlarını özlüyorum.
Hep söylediğin, bizlere işlediğin ve bizlere model olarak kafamıza kazıdığın doğruluk, dürüstlük, açıksözlülük, ne kadar sıkışırsak sıkışalım yalan söylememek ilkeleri var ya Babacığım (onlar şimdi oldukça zor bulunuyor) ben senin kişiliğinde gene onları görüp rahatlamayı, seni görerek oğlumun geleceğini düşündüğümde bizlere aşıladığın o umudu hiç kaybetmemeyi özlüyorum.
Sana teşekkür etmeyi (geçenlerde senin adına anneme teşekkür etsem de) sarılarak sana duygularımı anlatmayı özlüyorum..
Senin gelişini, kapıda karşılayışlarımı, seni uğurlarken annemle yalnız bırakmak (aslında öpüşmenizi görmemek için) adına hemen ayrılışlarımı, 20 sene geçse de seni her an, her saniye özlüyorum Babacığım.
Seninle gururlanmayı, bu yakışıklı benim Babam demeyi çok özlüyorum.
Yaşamımın her anında senin doğruların var. Öyle bir işlemişsin ki onları terk etmem mümkün değil, ömrümün sonuna kadar senin kızın olmaktan gurur duyacağım.
Bunu bil… Rahat uyu BABACIĞIM.
(Bizi gördüğünü biliyorum.) Esin Döndüoğlu
Esin Döndüoğlu
YORUMLAR
"Yetimlik" zor ama "öksüzlük" daha da zor...
Hem öksüz hem de yetimlik ise daha daha zormuş.
Bunu yaşarken öğreniyor insan.
Hem de kaç yaşında olursa olsun!
Fransız şair Bodler(Okunuşu)'in,
"Bende mutlu anlarımı yad etme sanatı var" diye güzel bir sözü vardır.
Bu yazı bana o sözü ve mazide kalan "babamı" hatırlattı birden.
Güzel ve yoğun bir yazıydı.Ne denir ki başka?