Bunca yıldır nerdeydin be cânım?
İçinde bir yere dokunuyor..
O kimsenin ayak basmadığı..
Herkesin yönünü bulamadığı labirentlerden, umarsızca sıyrılıp kendine tamamlıyor seni..
Üstelik yalın ayak..
Üstelik olduğu gibi.. Hesap kitap yapmadan..
Senin gecen katran karası, günün ortasında hüznün duvarları devrilirken üstüne hem de, tutup bileklerinden her seferinde kaçırıyor..
Üstelik o beylik lafları da etmiyor, Mecnun olmadığının - olamayacağının farkında, bilincinde..
Ben gelmiş geçmiş bütün yaratılanlara küfrederken, o bildiğim bütün alfabeleri unutturuyor..
Hâyâle aldanma diyor ve tutulmak yok hiçbir hayata..
Büyük anlamlar yüklemek de yok hiçbir insana..
Ya tamam büyük anlamlar yüklemeyelim
Ama, peki ya bu eller?
Bu daralan nefes yüzü gözbebeklerimdeyken?
Benim çemberim bana zindan..
Benim aklımın koridorları çok kalabalık..
Bende hep demir korkuluklara tutunmanın soğukluğu..
Bende, her gece ve her sabah aynı hüzzâm..
İyileşmeyi meşru kılacak her vecize sırtı dönük ve o sırt kambur bunca yükü omuzlamaktan..
Yönünü bana çeviren Rabbe şükür mü etmeli sitem mi?
Açılan kapı, o caddeden sapılan sokak, daralan kaldırımlarda atılan adımlar hangi hayra alâmet?
Hangi duânın kabulü yahut hangi âh’ın tutulması bu?
Kaç zamandır bir türlü çıkamadığım araf bâki..
Eyvallah.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.