MAZİ
Hep geçmişe dönmek istedim. Pişmanlıklarım olduğu için değil, yeniden yaşamak istediğim şeyler olduğu için. Musikinin can alıcı yerinde denildiği gibi; ‘Mazi kalbimde bir yara’ değildir. Mazi hasretimdir, ayrılığımdır, kavuşmağımdır, aradığımdır, sıyrılışımdır, ölüşüm ve yeniden dirilişimdir. Modanın ‘Retro’sunu hayatımın ‘Tiyatro’suna uyarlayışımdır. Yitirdiklerimden çok kazandıklarımdır. Işıyan günün en güzel yanıdır. Hatırlamadığım, hatırladığımda unutamadığımdır. Zihnimin küf tutmamış en taze rayihasıdır.
Bir kahve altı coşkusunun adıdır. Arnavut kaldırımlarını hem söve söve hem seve seve yürümenin tadıdır. Bakırcılar çarşısından geçerken duyulan büyülü tınıdır. İstanbul’a hiç gitmeyip Ortaköy’e âşık olmaktır. Bir kadının omuzundan dökülen saçlara şiir yazmaktır. Bazen yazamamaktır, anlatamamaktır. Altılı takım fincanları camekânlı dolaplarda saklamaktır. Gösterip vermemektir; mazi. İstediğin ama hiçbir zaman elde edemeyeceğindir. Nasıl ki zigon sehpaları boyasan da onlar hep zigondur. İşte maziye ne kadar zımpara atsan da mazi hep mazidir. Yeri hep bellidir.
Rahmetin rahmetle buluşmasından doğan kokunun hissettirdikleridir. Dışsa vurduklarından çok içinde sakladıklarındır, içinde saklandıklarındır. Aradığın cevapların seni getirdiği noktadır. Mazi sevdadır, sevdanı gömdüğün ve içine gömüldüğündür. Geçmişten sömürdüğündür. Mazi acıdır ve zaman zaman ahirden daha çok acıtır.
Aysun ÖZER
YORUMLAR
Çok güzel kaleme almışsınız.
Haklısınız aslında içinde barındırdığı acılar, hüzünler kadar mutlu anlar da olsa
artık mazi oldukları için yine de acı verir insana...
:(