MİLLÎ MÜCADELE
MİLLİ MÜCADELE
YAZAN :YAHYA AKSOY
"Bütün tarih boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz."1927 Mustafa Kemal Atatürk
Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlara ve Avrupa’ya uzanan geniş bir alanda uzun yıllar yaygın ve etken bir rol oynayan Türkleri, Kafkaslardan öteye atmak arzusu ile İngiltere ve Avrupa ülkeleri tarih boyunca işbirliği içine girmişlerdir.
Bunların en önemlileri arasında uzun yıllar yapılan "Haçlı Seferleri" yer almaktadır. İngiltere başbakanlarından Wiliam Ewart Gladsotone (1809-1898) bu seferler sırasında "Türklerin, " dünyadan tasfiyesi gerektiği" düşüncesini öne çıkararak sürekli gündeme taşımıştır.
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918), Batı’lıların amaçlarını gerçekleştirmesi için uygun bir ortam hazırlamış ve bu fırsattan yararlanmak isteyenler iş birliği içinde hareket etmişlerdir.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanması (30 Ekim 1918 ) ile birlikte İtilaf Devletleri tarafından Anadolu’da işgaller yapılarak ,Türklerin yaşam alanları daraltılmak istenmiş ve "Milli Mücadele" zorunlu hale gelmiştir.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra Adana’ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralan Mustafa Kemal Paşa, " Savaş müttefikler için bitmiş olabilir; ama bizi ilgilendiren savaş,istikbalimizin savaşı ancak şimdi başlıyor," sözleri ile "Milli Mücadele" nin başlangıcına işaret etmiştir.
Milli Mücadele’nin başlangıcını Çanakkale Savaşlarına ve düşmana ilk kurşunun atıldığı tarihlere götürenlerde bulunmaktadır. Elbette ki bunlar heyecan ve umut veren ilk kıvılcımlardır.
Millî Mücadele’nin parolası, "YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM" ,hedefi "TAM BAĞIMSIZLIK", güvencesi "HALKIN BAĞIMSIZLIK AŞKI İLE DOLU AZİM VE KARARLILIĞI" dır. Türk halkında doğuştan var olan bu nitelikleri özümseyerek benliğinde yücelten " Milli hudutlarımız dahilinde hür ve müstâkil yaşamak istiyoruz" diye dünyaya haykıran önder devlet adamı ve komutan MUSTAFA KEMAL PAŞADIR.
Mustafa Kemal Paşa, mütareke hükümlerine karşı önceden yazılı itirazlarda bulunmuş ve sonra çözüm yolu aramak için İstanbul’a dönerek çalışmalarını sürdürmüştür.
Çok kısa bir zamanda İskenderun,Adana, Çukuroava ve bütün Güney Anadolu bölgesinde işgaller başlamış ve bu haksız işgallere karşı vatanseverlik ve toplumsal bilinçle yurttaşlarımız vatan savunması için Maraş,Urfa,Antep ve diğer bölgelerde hızlı ve etkin bir şekilde örgütlenerek silahlı bir direniş başlatmışlardır.
Silah ve mühümmat ihtiyaçları önceden öngürülen tetbirlerle giderilmiş , Maraş ve Urfa Fransız ve Ermeni işgalinden kurtarılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Adana’dan sonra İstanbul’a girişinde boğazdaki işgalci gemilerine bakarak " Geldikleri gibi giderler" diyerek milli mücadele azmini ve kararlılığını Samsuna’a çıkmadan önce yürekten ifade etmiştir.
Anadolu’nun bütün yönlerden düşman saldırısı ile karşı karşıya kaldığı günlerde 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkan Mustafa kemal Paşa, planlı bir şekilde iç ve dış engelleri aşıp halkla bütünleşerek, Samsun’dan Havza’ya, Amasya,Erzurum ve Sivas kongrelerini tamamlayıp, Kayseri,Hacıbektaş üzerinden 27 Aralık 1919 ’da Ankara’ya ulaşmış ve bütün yörelerden halkın temsilcileri ile TBMM ’ni açarak, milli mücadeleyi, bütün cepelerde başarılı bir şekilde zafere götürmüş ve Büyük Taarruz’la noktalamıştır.
Mustafa Kemal, öğrencilik yıllarından beri kurgulayarak düşünce geliştirdiği ve Kurtuluş Savaşı boyunca bir "MİLLÎ SIR" olarak gönlünde ,kafasında ve dilinde sakladığı CUMHURİYET’i en uygun bir zaman olarak gördüğü 29 EKİM 1923 ’de TBMM kararı ile ilân etmiştir.
Vatan topraklarını savunmak amacıyle, işgalci emperyalist düşmana karşı kurulan yerel örgütleri , "Anadolu ve Rumeli Müdafa -i Hukuk Cemiyeti " olarak ulusal düzeyde bütünleştirerek,"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafa vardır, o satıh bütün vatandır" diyen Mustafa kemal, Milli Mücadelenin yöntemini ve amacını belirlemiştir.
Asırlardır, "kaderde, kıvaçta ve tasada " ortak , aynı topraklarda yaşamakta olan ve milli mücadeleyi omuz omuza gerçekleştirerek , demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyati’ni kuran halkımızı, kin ve nefret duyguları ile ayırımcılığa sürüklemek isteyenler " gaflet, dalâlet ve ihanet " içinde bindikleri dalları kesmektedirler.İstiklâline ve istibaline düşkün halkımızın ulusal bilinci ile Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz karunup gelişerek sonsuza dek yaşayacaktır.
İnsanlık tarihinde eşi ve benzeri bulunmayan Millî Mücadele’ye ait bütün ayrıntıların yer aldığı Atatürk’ün büyük Nutku, yer, zaman ve tarih gösteren gerçek bir Millî Mücadele belgesidir. Başucunda kaynak eser olarak sık sık okunmalıdır.Millî mücadele Atatürk demektir.
Alınan ve uygulanan kararlar Milli Mücadele’nin temel esaslarını özetlemektedir:
-Vatanın bütünlüğü ve ulusun geleceği tehlikededir.
- Vatanımızn karşılaşılaştığı tehlikeden vatandaşların azim ve kararı ile çıkılacaktır.
-Manda ve himaye kabul edilemez.
-Hedef, tam bağımsızlık ve TBMM ’nin açılması ve Cumhuriyetin ilanıdır.
Milli Mücadele’nin önderi Başkomutan Gazi Mustafa kemal Paşa, BÜYÜK TAARRUZ EMRİNDE "ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR, İLERİ !" demiş ve 9 Eylül’de İzmir’e ulaşarak Milli Mücadeleyi zaferle sonuçlandırmıştır. Mudanya Mütarekesi ile Doğu Trakya’yı teslim almıştır. Lozan Anlaşması ile Milli Mücadele’nin tüm kazanımları güvence altına alınmıştır.
"Akıl ve bilim benim manevi rehberimdir. / Hürriyet ve bağımsızlık benim karaktarimdir" diyen baş komutan Mustafa kemal’in komutasında ve önderliğinde yapılan ve her safhası eşsiz bir büyük destan olan "MİLLÎ MÜCADELE", tarihin altın sayfalarında ve halkımızın gönlünde unutulmaz kutsal yerini almıştır.
Emperyalizme karşı verilen bu örnek mücadeleyi, bütün dünya liderleri,devlet adamları , seçkin tarih yazarları ve komutanlar her zaman hayranlıkla anmaktadırlar.
Atatürk hakkında eserleri ile ünlü yazar Mango’nun son kitabında belirttiği gibi; Mustafa Kemal Paşa, ulusal ve hatta evrensel düşünceleri ve uygulamaları ile emperyalizme karşı mücadele veren ve dünyada unutulmaz izler bırakan komutan ve devlet adamı nitelikleri ile doğumunun 100.yılı olan 1981 ’de UNESCO tarafından alınan bir kararla bütün dünyada örnek bir lider ve devlet adamı olarak anılmıştır.
Cumhuriyetin ilanı ve devrimler kısa sürede ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkarmış ve Mustafa Kemal gençliğe eserlerini emanet ederek : Ey Türk Gençliği ! Birinci vazifen Türk istaklâlini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir... Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur." demiş ve bu gerçek," HAKKIDIR, HÜR YAŞAMIŞ BAYRAĞIMIN HÜRRİYET /HAKKIDIR ,HAKKA TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLÂL" dizeleriyle İSTİKLÂL MARŞI’mızda veciz bir şekilde yerini bulmuştur.