- 1276 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
EY KURBAĞA KIZI KURBAĞA !! NE DİYE NAK NAK, VAK VAK EDİP DURUYORSUN? -1-
Bu gün sizlere Hz. Muhammed’in son dönemlerinde ve özellikle de Hz. Ebu Bekir döneminde ortaya çıkan yalancı peygamberlerden bahsedeceğim biraz. Yalnız ‘ Aman yahuuu bıkmadın mı bu sıkıcı yazılardan’’ demeyin. Olayın daha ziyade komedi taraflarını ele alacağım. Savaşları mavaşları uzun uzadıya anlatmayacağım.
Efendim bu yalancı Peygamberlerden ilki Esvedü’l Ansidir.
Peygamberimiz’in hasta olduğunu öğrendiğinde hemen fırsattan istifade kendi peygamberliğini ilan etmiştir.
Aslında bir kahin olan ve o dönemlerde kahinler yüzlerini bir peçe ile örttükleri için hep peçeli olarak dolaşan Esved’ül Ansi halk arasında ‘Zu’l Hımar’ diye anılıyordu. Hımar kelimesindeki h harfini ha olarak okursanız ( Zu’l Hamar) ‘’ Eşekli ‘’ anlamına geliyordu bu söz , hı olarak okursanız peçeli…Lakin ikisi de doğruydu. Çünkü Esved hem peçeliydi hem de bir eşeği vardı. Hatta o peygamberliğini eşeği sayesinde kabul ettirmişti.
Nasıl mı?
Eşeğini alıştırmıştı. Hayvana ‘’ Secde et ‘’ dediğinde eşek çöküyor, ‘’Kıyam et’’ dediğinde dört ayağının üstüne kalkıyordu.
Tabii ki peygamberliğini ispat için sadece eşeğinden faydalanmıyordu. O aynı zamanda hipnotizma yeteneğine de sahipti. Bir keresinde yere düz bir çizgi çizip üzerine yüz tane hayvan koydu ( muhtemelen yine eşek) sonra bir mızrakla hayvanların tek tek karnını deşerek öldürdü lakin hiç bir hayvan, diğeri öldürülürken o çizgiden tek adım atmadı. Öylece çizgi üzerinde durdular.
Peygamberimizin son günlerinde kendisine Rahmanü’l Yemen adını ( Yemenin Rahmanı ) adını veren Esved çok kısa zamanda isyanını Bahreynden Aden’e ve Taif’e kadar uzattı.
Yendiği San’a reisini öldürüp karısı Azad’la evlendi... Ancak artan güç evhamını da kabartmıştı.. Bağlılığından şüphelendiği herkesi ‘Şeytan beni uyardı’ diyerek ölümle tehdit ediyordu. Adamları korkudan ne yapacaklarını düşünmeye başladılar. Bu arada aslında dindar bir Mümine olan Azad da kendisine zorla sahip olan Esved’i ortadan kaldırmayı düşünüyordu.
Esved için suikast planlarının yapıldığını öğrenince o da işin içine karıştı.. ‘Kocamı öldürdü ve beni gasp etti. Bu dünyada ondan daha çok nefret ettiğim bir insan yok’ diyen Azad, Esved’in öldürülmesi için yapılacak plana iştirak edeceğini bildirdi ve onun içkiden sızdığı bir gece sarayın arka kapısını açıp üç suikastçıyı içeri aldı.
Esved suikastçılar tarafından boğazlanırken gök gürültüsünü andıran sesler çıkarıyordu. Muhafızlar derhal odasına girip ne olduğuna bakmak istediler ama Azad, muhafızların önüne geçerek ‘Peygambere vahiy geliyor, ellemeyin’ dedi ve muhafızları geri gönderdi. Yani muhafızlar resmen yediler numarayı. Peygamberlerine (!) vahiy geldiğini zannettiler. ( Anlayacağınız peygamber olmak (!) zor zenaat. Geberip gidiyorsun ümmetin ‘’ Peygambere vahiy geldi zannediyor )
Sabaholmuştu. Suikastçılardan biri başladı ezana ‘’ Allahu ekber Allahu ekber…Ezan normaldi..Ama en sonuna anormal bir cümle eklendi ‘’ Esvedün Adüvvullah ‘’ Yani Esved Allah’ın düşmanıdır.
Ahali titredi bu lafı duyunca. Bunu peygamberlerinin ( ! ) işkence ile acı çekerek öleceğine yordular.
Suikastçılar bu salak insanların olayın ne olduğunu anlamaları için Esved’in kesik başını onların üzerine atmaları üzerine nihayet jeton düştü.
Yorgan gitmiş, kavga bitmişti. Haberciler Esved’in ölümünü Hz. Muhammed’e(S.A.S) bildirmek için hemen yola çıktılar ama geç kalmışlardı. Peygamber onlar Medine’ye gelmeden 8 Haziran 632 günü vefat etmişti.
İkinci peygamber Tuleyha Bin Huveylid’dir.
Yalancı Peygamberler içinde en ilginci odur. Tuleyha 627 yılında putperest Kureyşlilerle birlikte Medine’yi kuşatmış,631 yılında ise kabilesiyle birlikte Medine’ye gelip Hz. Muhammed’e İslam’ı kabul ettiğini bildirmişti. ( Kendiliğinden, bir baskı olmaksızın Müslüman olmuştu yani. Bir sene sonra ise dinden çıkanlara önderlik edip peygamber olduğunu iddia etmişti (Bu arada belirtelim: Dinden dönenler ve yalancı peygamberlerle yapılan savaşlara Ridde savaşları denir. Ridde ‘’Dinden dönen’’ anlamına gelen bir ifade.)
Tuleyha o derece ileri gitmişti ki Hz. Muhammed’e yeğenini elçi olarak göndermiş, bu yeğen de Peygamberimize Tuleyha’ya Zu’n ve Nu’n adında iki meleğin yardım ettiğini söylemişti. Bunun üzerine Peygamberimiz ‘’ Demek kendine iki de melek buldu ha?’’ diyerek alay etmişti onun bu iddiası karşısında.
Tuleyha oldukça iyi bir hatip, aynı zamanda oldukça usta bir silahşördü.Hz. Muhammed’in vefatı ve Hz. Ebubekir’in dinden dönenlerle savaşmasını fırsat bilerek Medine üzerine yürüdü. Hz. Ebubekir de Tuleyha üzerine yürüdü. Yapılan savaşta Tuleyha çok büyük iki sahabeyi - Hz. Ukkaşe bin Mihsan ve Hz. Sabit bin Ahram’ıkendi eliyle şehid etti. Hatta bu savaş sırasında bir kılıç darbesi vurulduğu halde ölmeyince onun peygamber olduğu düşüncesi daha da kuvvetlendi bazı münafıklarda. Lakin Tuleyha savaşı kaybetti ve kaçtı. Ama tehditlerinin ardı arkası hiç kesilmedi.
Hz. Ebubekir Tuleyha’nın üzerine Halid Bin Velid’i gönderdi. Tuleyha komutanı Uyeyne’nin casusları vasıtasıyla gelen Halid bin Velid’in ordusu hakkında bilgi sahibi oldu ve Halid Bin Velid’in ve askerlerinin neye benzediklerini kendi adamlarına söyledi. Kısa süre sonra Tuleyha’nın adamları karşılarında aynen Tuleyhanın tarif ettiği bir halid bin Velid ve ordu görünce onun peygamberliğine inançları bir kez daha perçinlenmiş oldu.
Gerçekte zayıf durumda olan Tuleyha’ya önce İslam’a dönmesini teklif etti Halid bin Velid ama o ‘Ben Allah’ın resulüyüm’ diyerek geri çevirdi teklifi..
Bunun üzerine başlayan savaş sırasında Tuleyha ile başkomutanı Uyeyne arasında geçen konuşmalar kaynaklarda ayrıntılı şekilde yer alıyor:
Tuleyha çadırında güya vahiy beklermiş gibi harmanisi içinde büzülmüş beklerken Uyeyne ara ara gelip ‘Cebrail hâlâ gelmedi mi?’ diye sordu. Bu soru-cevap birkaç kez tekrarlanıp Tuleyha’nın ‘Henüz gelmedi’ demesi Uyeyne’yi kızdı ve nihayet ‘Ocağın sönsün’ deyip Tuleyha’nın sarındığı örtüyü çekti. ‘ Allah layığını versin, bu peygamberlik icabıdır’ diye söylenen Tuleyha o anda vahiy gelmiş gibi hareketler yaptıktan sonra doğrulup‘ Cebrail geldi ama senin fena hareketinden ne dediğini anlayamadım’ dedi.
Uyeyne elde kılıç Tuleyha’nın başında bekledi. Arada yine ‘Geldi mi. Geldi mi?’ diye sordu. Savaşı kaybetmek üzere olduklarının anlaşıldığı noktada Uyeyne artım pes etti ‘Cebrail seni ona en muhtaç olduğun anda terk etti. Gelirse ‘’Adamlarım bizden bu kadar’’ deyip gittiler dersin.. Elini cebinden çıkarsın nöbet artık onundur’ dedi. Çatışmanın kendi çadırının sınırına dayandığını gören Tuleyha da panikteydi ve gerçeği açıkladı: ‘Şerefiniz için döğüşün, yoksa ortada din falan yok’
Daha sonra eşi Nevvar’la birlikte atına binip savaş sahasından ayrılır Tuleyha.
Sonraki hayatında tövbe eder ve yeniden Müslüman olur. Şam’a yerleşir.
Yıllar sonra Hz. Ebu Bekir’in halifeliği döneminde , Umre’ye gider. Orada Hz. Ömer’le karşılaşır. Hz. Ömer’e selam verdiğinde Hz. Ömer: "Benden uzaklaş sen iki değerli mümini öldürdün. Git", der. Tuleyha ise şöyle cevap verir: "Ey Halife! Allah o iki şerefli adama şehid olmalarından ötürü yücelik verdi. Eğer onlar beni öldürselerdi, o günkü küfrümden dolayı ben helak olurdum." Hz. Ömer Tuleyha’yı affeder.
Tuleyha, bir ara 80 bin kişilik bir düşman ordusunun içine girer, oradan sağ olarak çıkar. Kendini takip eden üç güçlü savaşçıdan ikisini etkisiz hale getirir, birini ise esir alır. Esir alınan bu düşmanın Tuleyha hakkındaki ifadesi ilginçtir: "Bu adam bin kişiye bedeldir."
Rivayetlere göre Hz. Ömer zamanındaki Nihavent savaşında şehid olur.
Ey kurbağa kızı kurbağa mı?
Çok uzadı yazı o da yarına kalsın ha?
YORUMLAR
Sahte peugamberler, Kur'an'ın lanetlediği ikiyüzlülerin bir nevi simgesidir, değerli hocam...
Yani, tarihte kalmamışlardır...
İkiyüzlülüğün seviyesinin ne olabileceğinin göstergeleridir yazdıkları da...
Akıbetlerini de siz tekrar hatırlatıyorsunuz...
Selam ve saygılarımla.
Zamanımızda bile sahte peygamberler ortaya çıkıyor.
Faydalı ve öğretici bir yazıydı....Devamını bekliyorum...
Teşekkürler......
sami biberoğulları
Bizzat Hz. Muhammed'in (S.A.S) döneminde yalancı peygamber ortaya çıkıyorsa ondan 1400-1500 sene sonra çıkmasına şaşmamak lazım.
Allah kimseyi nefsinin esiri yapmasın. Rabbim hiç kimselere bu gibi sahtekarlara inanacak basiret bağlanması vermesin.
Selam ve sevgilerimle.
Bu peygamberlik iddialarının peygamberimiz zamanında bile olması ilginç.
İnsanlar galiba gücün adını peygamber koymuşlar.
Kendilerinin peygamber olmadıklarına rağmen bunu iddia etmeleri akıl dışı.
İnsanları tanıyoruz, bu gibi olaylarda..
tebrikler,
selamlar..
sami biberoğulları
Güç elbette önemli ama en az onun kadar önemli olan bir başka şey daha var: Şahsi menfaat.
Yalancı peygamberlere inanalar mesela Zekatın kalkmasını istiyorlar..En önemli itirazları bu noktada...
Selam ve sevgilerimle.
Merhaba Hocam,
Din ve peygamberlik savaşları dün olduğu gibi bugün de devam etmekte.
Halbuki Kuran apaçik belirtmiş 'Hz. Muhammed Allah'ın elçisi ve son Peygamberdir' diye.
Bunu önce kabul edip sonrasında başka peygamberler ve dinler arayışına girmek başlı başına dinden çıkmak değil midir ?
Emeğine sağlik, bilmediğimiz ya da yarım yamalak bildiğimiz birçok konuya açıklık getirdiğin için teşekkürler hocam.
Saygılar.
sami biberoğulları
''Bunu önce kabul edip sonrasında başka peygamberler ve dinler arayışına girmek başlı başına dinden çıkmak değil midir ?'' demişsin.
Evet aynen öyledir. O yüzden zaten bu savaşlara Ridde ( Dinden çıkanlar) savaşı deniyor. Ama insanların hırslarının ve nefislerine köle olmalarının sınırı yok maalesef.
Selam ve sevgilerimle.