Z İ Ş A A A A A N ! ! !
Cemşit ağa gelecekmiş akşam dediklerinde Zişan hiç oralı olmamış, sormamıştı bile neden diye.
Akşam olunca anası git geçen bohçacıdan aldığımız beyaz dallı mavi elbiseni giy dedi. Niye ki bunun nesi var dedi annesine, üstündeki solmaya yüz tutmuş elbisesinin eteğini kaldırarak. Anası ,” ne diyorsam o “dedi. “ Bize gelince sesi çıkar ama başka zaman başı öndedir “ diye söylenerek çıktı basamaklardan.
Yedi kardeşinin beşi kızdı. 16 sını dolduralı birkaç ay olmuştu, yaşıtlarına göre daha gösterişliydi. Uzun saçları nerdeyse beline değecekti. Henüz kabarmış göğüsleri incecik vücudu ile güzelce bir kızdı.
Akşam olup karanlık çökünce alel acele yediler yemeklerini. Patlıcan kebabını güzel yapardı babası. İki karısının çevresinde dönmelerinden memnun, gülüyordu bu akşam. Başka türlü bir keyif içindeydi sanki. Sofrada Zişan a bakarken değişik bir ifade vardı yüzünde. İkide bir benim güzel kızım deyip duruyordu.
Kapıya vurulduğunda sofradan yeni kalkmışlardı. Çemşit ağa ilk karısıyla göründü kapıda. Kahveler içildi ikramda bulunuldu. Büyükler fısır fısır bir şeyler konuştular. Kendi aralarında..
Babasının ilk karısından kardeşleri de çağırıldı onbir kız sıralandı. Çemşit ağaya “ seç birini” dedi babası, S E Ç B İ R İ N İ……
Ela gözleri açıldı. Bedenini saklamaya çalıştı gözlerden. Mavi elbiseyi neden giydirmişti anası, saklanmıyordu bir türlü. Çemşit ağanın kıllı parmağı üzerlerine doğruldu . Kalbi fırlayacaktı yerinden. Babasından nefret etti o anda.
Parmak “sen “ dedi. İsimleri bile yoktu ki, kızdılar işte.
“Sen” sesi çok uzaklardan geliyordu. Yankılana yankılana Zişan a kadar geldi. Döndü arkasına baktı, biri vardı, ona diyorlardı mutlaka. Duvara yansımış siluetini gördü. Siluet “Hey” dedi” sana sesleniyorlar.”
Biri adını söylüyordu, döndü annesinin acı dehlizine dönmüş gözlerine baktı. Yalvarır gibi işaret etti başıyla. İncecik vücudu sarsıldı Zişan ‘ın .Daldan düşen bir yaprak gibiydi. 16 yaşı dolaştı odada. Haykırmak istedi .Çıktı gitti bir şey demeden, diyemeden. Baktı arkasından Zişan bir daha hiç göremeyeceği sevgiliye bakar gibi. Odada bir şeyler birden bire yaşlandı, çürüdü.
*****
Duvakları beyaz olmazdı kuma gidenlerin. Nedense al olurdu. Kanları görünmesin gizlensin diye bekli. Zişanın hıçkırıklarına karışıyordu duvağının kırmızısı. Bedenini tanıyamıyordu. Bir iki gün içinde kocamıştı. Hazırlık yapıyor gibiydi., ölüm elbisesini giymeye.
Neden çalıyor davullar diyordu. Tokmağın her vuruşu sen kızsın, konuşamazsın ya berdelsin ya kuma diye diye beynini oyuyordu.
Sen kuma gitmesen baban nasıl alacak üçüncü karıyı. Senin için aldığı paradan üçbeş harç edip o da Gülsümü getirecek. Hani beraber okula gittiğiniz , seksek arkadaşın. Babanın taze karıya ihtiyacı var. Ananlar yaşlandı ya karyola demiri eskisi gibi gıcırdamıyor. Yağsız tekerlek gibi. 19 kız 19 başlık demek seri üretim durmadan devam etmeli.
******
İnsanoğlu herşeye alışır derler ya. Alışamadı Zişan. Günlerdir anlatsalar da anlayamadı. Emine ana elinden geldiğince ,dili döndüğünce anlatıyor.
Meryemi aldığında 28 yaşındaydım diyor. Meryem iri yarı bir kızdı. İşe onu sürerim diye sevindiydim. Ama ne gezer, her gece oynaşacak nerdeyse. İlk gece içime kızgın yağ döktüler sandım. Yandım ,gözyaşlarım dinmedi sabaha kadar. Sabah onları pür neşe görünce iliklerime kadar dondum. Yüzüme bile bakmadan sofrayı tamam ettin mi dedi kocam. Hıhı diyebildim dudaklarımı ısırarak.
Sonra bekledim, aylar gibi geldi geçen günler. Bir gün hadi bu akşam hazır et kendini dedi. Sıra bana gelmişti. Gece kalırsam Meryem üzülür dedi işi bitince. Kendimi aşağılanmış , yarım kalmış hissettim. Duygularımı öldürmezsem çektiğim acının şiddeti artacaktı. Bir Meryem’e bir kocama bakıp dağlıyordum içimi.
Meryem’in eskimesi birkaç yılı buldu. Bir türlü çocuğu olmuyordu. Gidilmedik şıh, hoca kalmamıştı. Bir büyücülüğüm kalmıştı. O da bana mal edildi . Kıskançlıktan büyü yaptırdığıma inanıyordu kocam. Boz büyüyü diye dayak atmaya başlamıştı.
İlk çocuğuna hamile kaldığında ben 7.ciyi kucağıma almıştım. Meryem’e kızıyordum, bana nispet yapışı gücüme gidiyordu. Hamileliğinin sorunlu oluşundan sonra ,kocam yatağımıza daha sık gelir olmuştu. İçime buzdan bir kadın koymuştum. Çocuklarımın babası deyip avunuyordum.
Hamileliği sırasında kıyamadım Meryem’e yardımcı oluyordum. Ana kız gibi olmuştuk. Sık sık başını göğsüme yaslar “ neden “ derdi. Mukadderat deyip teselli ederdim. Mukadderat dedi usulca Zişan ,mukadderat kadının yüzünde ne çok iz bırakmış .. Emine kadın devam etti, acımaya başladım ona günden güne sararıyordu. Adamlar hasta kadını sevmezler. İsterler ki kadın hep sağlıklı hep dinç hep isteklerini gidermeye hazır olsun.
Meryem günden güne sararıyordu. Gittikçe zayıflıyordu. Kocam artık bu ırık karıdan bana hayır gelmez deyip duruyordu. Seni görmüş nerde görmüşse ,diye derin bir soluk aldı.
Zişan karşısındaki kadına baktı. Annesinin acı dehliz gibi i bakışları bu kadında da vardı. Acı yapışmıştı adeta bedenine. Ölüm kokusu duydu. Bana yardım et ben kurtulayım der gibi dikti gözlerine gözlerini. Hiç sesi çıkmadı ,yumrular tıkalıydı boğazında, kız doğmanın, kadın olmanın, kumalığın yumruları.
İçinde alıcı kuşlar FIR dönüyordu. Eyvana çıkmak istiyorum dedi. Nefes alamıyorum.
Hasta mısın yoksa dedi kadın.
Sonra Zişan’ın küçük beyaz ayaklarına ilişti gözleri. Ölüm yaklaştığında insanın önce ayakları soğur ve sararmaya başlar .
Allah hayır etsin deyip, düşüncesini kovmak ister gibi başını iki yana salladı. Kızın ela hareli gözlerine, uzun siyah saçlarına baktı, çok genç bu dedi. Meryem gibi değil kırılacak dal gibi.
Birden ürktü. Bu kız ölüm elbisesini giymeden ölüyor. Gözleri büyüdü, yüreği sızlamaya başladı.
Bu odayı sana hazırladık dediler. Zişan girdi. Duaya başladı. “Allah’ım ,kız olarak yarattın kabul, kadın olmam ana olmam gerekli bu da kabul ama neden kuma olmamı yazdın alnıma, isyankar değilim ama ben bu adama karılık etmeyeceğim, bunu sana söylemek istedim “dedi belli belirsiz bir sesle. İki damla yaş süzüldü yanağına, sildi elinin tersiyle.
Soyunup geceliğini giydi. Başucuna konulan sürahiye baktı. Limonata isterim diye ısrar edince hazır edip koymuşlardı.
Çemşit odaya girince bir bardak limonata uzattı uzattı. Şifadır dedi kısık bir sesle. Yaşlı adam heyecandan susamış olmalıydı ki , iki bardak birden içti.
Ben korkuyorum dedi Zişan az konuşsak. Beni hazırlasan dedi cilveyle.
Körpe kıza içi gidiyordu Çemşit’in ama az oynaşsa fena olmazdı. Saçlarını okşamaya başladı.
Zişan sabır diyordu sabır.
Sağlık ocağının hemşiresi 4-5 yaş büyüktü ondan. Zişan’la fırsat bulduklarında konuşurlardı. Başka şehirlerden, başka kadınlardan. Çok kitap okurdu hemşire. Zişan’a da okurdu bir iki sayfa. Özenirdi Zişan o kadınlar gibi olmaya. Dikenler batardı yüreğine. Evde hiç bahsetmezdi bundan.
Hemşire senin tabuta konmana seyirci kalamam. Gelmem düğüne dedi. öyle de yaptı ,gelmedi.
Bunları düşünürken dalmıştı Zişan. Cemşit’in sızdığını fark etmemişti.
Usulca süzüldü yataktan .Emine kadın ağladığını duymasınlar diye çoktan yorganı çekmişti başına. Çocuklardan görünen yoktu. Kapıyı açtı rüzgar serinletti saçlarını . Eyvana çıkması birkaç dakika sürdü.
*****
Kaçmış ! diye feryat ediyordu Cemşit, Kaçmış! Gösteririm ben ona diye haykırıyordu.
Karısını gördü birden sen yaptın diye üstüne yürüdü. Kadın, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ,şaşkın boş boş bakıyordu kocasına.
Ağzı köpüren Cemşit “ çabuk bul onu” dedi…
Kadının gözünün önüne kızın ayakları geldi.
Sararmış ve…….
Eyvana koştu , çöktü oracığa.
Zişan’ın ayakları usulca sokulmuşlardı birbirlerine.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.