- 330 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Geri İletişmeli Bağlanım Yasası
Bir ortamda 100 kişilik bir insan nüfusu olsun. Bunların kendilerinden ötürü, kendi girişeni nedenleriyle; zorunlu bir belirlenimleri olacaktır. Bu kabil durumların kendisi de, kimi yeni bir kesikli sürekli olay durumların belirlenim nedenidirler.
Bu tür belirlenimcilik kimi bir yığın olay durumlara da geçmişten gelen bir sirayet (geçişkenlik) oluşuyla belirlenimci başlangıç koşulu dediğimiz, geri beslenim yasasıdırlar.
Kabaca, başlanış tüm olay ve olgulara demiştir ki (geri beslenim yasası tüm olay ve olgulara demiştir ki); sınırlı bir çevreniz var (kaynak). Bu sınırlı çevre, yeryüzü ve gökyüzü alanıyla sizi sınırlandığı gibi yine rekabeti olan başka olay durumlarla, sizi bir sınırlanmayla tabii tutar. Senin yanında ot ta olacak, it te olacak; börtü böcek te olacak, demiştir!
Sözgelimi; gökyüzü (hava yuvar), ağırlığından ötürü bize bir baskı ve basınç yapar. Hava vücudumuzun her bir cm karesine 1033 gram basınçla (ağırlıkla) yüklenir. Sizin yüzey alanınız diyelim ki ortalama 5000 cm kare olsun. Bu şu demektir. Siz; deniz seviyesinde 5165 kg’lık bir basınçla; 5 tondan fazla bir ağırlığın altında olacaksınız, demektir.
Siz de bu ağırlık altında ezilmemek için içten dışa doğru, aynı kuvvetle ters bir karşı güç uygulayışla dıştaki basıncı karşılarsınız. Böylece bu beş tonluk yük altında ezilmezsiniz. İçteki ve dıştaki eşit basıncı hissetmezsiniz. İşte bu da bir geri bağlanımla geri belirlenim yasasıdır.
Dünyada iken pek pek bu yasayı hissetmezsiniz ama uzaya çıktığınızda içiniz dışınıza parçalanır. Çünkü uzayda sizdeki iç basınca karşı gelecek dış basınç olmadığından, bir çeşit patlarsınız. Ya da Jüpiter’e gittiğiniz zaman, boyunuz iyice kısalır, yassılaşırsınız; yere doğru daha bir baskılanırsınız. Dünyadakinden daha az yükseğe zıplarsınız.
Çünkü dıştaki basınç içinizdeki basınçtan çok daha fazladır. Bu Dünya damgalı geri bağlanıcı, geri beslenilin yasa nedenle uzayda ve gezegenlerde özel uzay elbisesi giyersiniz. Geri bağlanım yasaları sadece bunlar da değildirler.
Özel uzay elbisesi salt bu basınç farkı nedeniyle bile gerekli olduğu halde; yine salt bu basınç farkı için giyilmezler. Dünya hava yuvarının seçme ayıklaması, ışımanın (radyasyonun) bizler üzerindeki olumsuz öldürücü etkisini de sınırlar.
Bu nedenle biz belli bir radyasyon değerlerinin alan skalası içindeki bu belirlenimimizle yaşamımızı devam ettiririz. Tıpkı bencilliğimizin bir geri bağlanım yasası olması gibi.
Başlangıç koşullarından beri belli skalalar çevresinde dalgalanan tam da stabil (oturmuş-istikrarlı-sabit) olmayan bir radyasyon miktarı (nicelimi) vardır. Radyasyonun bu alan içindeki dalgalanmalarıyla aldığı her bir değerleri, bu stabilliğin korunumudur. Bu sınırın üstü bizi öldürür.
Hava yuvar ışımayı aşağı yukarı belli değerde sabit tutar. İşe uzay bu stabil değerlerin akıl almaz denli üstündeki, bir ışımayla baş başadır. Uzay boşluğunun yüksek radyasyonundan da, uzayın yüksek ışımasından da, soğuğundan da bizleri bu özel giysiler korur.
Bu özel kıyafetin başlık kısmındaki dışa bakmamızı sağlayan ön cam hava kürenin filtre ettiği ışık değeri çevresindeki bir değerde filtrasyon yapar. Uzayın ışığını filtre etme işinde de bu elbiseler sayesinde korunuruz. Yani; hava basıncını, ortalama bir Dünya sıcaklığını ve ortalama bir Dünya soğukluğunu, atmosferin görünür ışık üzerindeki filtresini, zararlı ışıma filtresi gibi geri beslenin yasalarını bu özel kıyafetler sayesinde yanımızda taşırız.
Bunların tümü birer geri bağlantılı, geri beslenimli, geri belirlenimli yasadırlar. Biz de nerde olursak olalım, bu geri bağlanım yasalarımızla ancak beraberizdir. Mars’taki hava basıncı bizim geri bağlanım yasamıza göre zayıf kalır. Bu zayıf hava basıncından dolayı sizler soluk alamazsınız. Bu durun sizi astımlı gibi davrandırır olacakken; Jüpiter’deki yoğun hava basıncı nedenle de ciğerleriniz sökülecektir.
Hava basıncı, ışıma, görünür ışık filtresi, sıcaklık, soğukluk gibi bizim üzerimizde olan bir dış etkiler girişmesi sonucu bizim dengeler inşa eden vücudumuz bu geri bağlanımlı, geri beslenme yasalarıyla ancak vardır. Bunlar bizden önce bizim dışımızda var olan kendimizden ötürü zorunlu nedenlerdir. Bizim üzerimize bir baskı ve basınç uygulamış olmalarıyla bizi belirlemişlerdir (determine etmiştirler).
Yine başlanış olay ve olgular girişmesi bize; yerdeki kıtlık ta, bolluk ta, kaynaklar da; sizler için kesikli sürekli olacak, denmiştir. Sen bunlarla sınırlısın. Bunlarla determine edilmişsin. Sen bir girişme bağıntısın denmiştir. Bunlarla ve diğerleriyle geriye referans yapmadan; geriye referansın şartlarını oluşmadan; kafana göre olamazsın denmiştir. Senin varlığın, senin dışındaki nedenlerle belirlenmiştir.
100 kişilik ortamda, günde ya da yılda 8 kişi ölüyor, 10 kişi de doğuyorsa; nüfus 2 kişi artıyordur. Yani nüfusu destekleyen şartlar, kendi iç sınırları içinde merkezden sınırlarına doğru git salınımı yapıyordur.
Kaynağın, yani geri beslenimli belirlenim merkezinden, sınırlarına doğru iç çapı vardır. Nüfusunuz ila nabit (Hüdai nabit) artmaz. Nüfus kesikli sürekli olmak zorundadır. Kaynağın kendi iç çapı sınırından ötürü sizin de artan nüfusunuz bir yerde durur.
Durulan bu yerlerde kararlı olan nüfus da; nüfusun kararlılığı da Hüdai nabit değildir. Çünkü geri beslenim yasası; görece durumları gelip geçici değişen, dönüşen durumlar oluşla belirlemiştir. Bu değişme dönüşme ya da kesikli sürekli durumlar önünüze, sözgelimi; yer sorunu gibi kaynak sorunu gibi vs. çıkarlar.
Bu kez de günde ya da yılda; 10 kişi ölür, sekiz kişi de doğar olsun. Yani nüfus 2 kişi azalır. Sayılar böyle olmak zorunda değildir. Çözümleme anlaşılsın diye yeknesak bir örnek verilmektedir. Bu durum merkeze doğru çekilen bir gel salınımıdır.
Süreç merkezde veya merkez çevresinde bir yerlerde dalgalanmaya başlar. Ta ki azalan nüfus karşısında fazlalaşan kaynak gibi davranan ortam belirleyenleri yeni şartlarla yeni kaynak tazelenmesi gibi olacaktır.
Yani 100 kişiye 100 birimlik oluşla yeten durağan kaynak, nüfus 120 kişi olduğunda da kaynağımız yine 100 birim kalmakla, kıtlaşacaktır. Bu nedenle ölümler başlayacaktır.
Diyelim ki ölümlerle nüfus 70 kişiye düştüğünde çevredeki 100 birimlik sabit kaynak, bu kez otuz birim fazlalık vermiş gibi bolluğa neden olacaktır. Nüfus azalması duracaktır.
Nüfus azalmasının durduğu noktada çevre bu kez de besin bolluk basıncı gibi davranacaktır. Yani besin bolluk noktası gibi davranan çevre, bu süreci yeni bir salınıma götürene dek salınımlar ortamı böylesi çevrimle kesikli sürekli yaparlar.
Görülüyor ki durduran, başlatan süreçler; kendilikten, otomatikman belli değerler çevresinde (referansında) başlayan biten ve yeniden (belki de tersine veya yineleyişle) başlayan süreçler olmakla otomatiktirler. Geri bağlanmalı, geri beslenimci olmakla kesikli sürekli özel bağıntılı olgular; belli değerler çevresinde karar alan; karar veren süreçler diyalektiğine dönüşmektedirler.
Durduran, başlatan efekt oluşuyla kendinden ötürü nüfusun sonsuzca artmaması ve nüfusun sonsuzca azalmaması gibi olan kesikli sürekli olaylaşmalara ve akışa; ayrıca sistem dışındaki bir karışmanın (müdahalesine) gerek yoktur. Diyalektikti geri beslenmeli efekt (etki) süreci işler (canlı) ve iletişe girişmeli kılmaktadır.
Kısaca ağacın varlığı da sınırlıdır. Ağaçlarda genel ağırlıkla sizlerin oksijeni tüketir, havayı karbondioksitle kirletir olmanızla bir belirlenimdir. Yani sizin, ağaca göre "birileri" olmanız; ağaca kaynak oluşunuzla sınırlıdır (başlangıç belirlenimli geri beslenme yasasıdır). Çevrim, ortamın bu envanterleri üzerinde geri beslenim yapmıştır.
Sizlerin kirlettiği olan atıklarınızı, karbon hidratlara çeviren bitkilerin; sizlere ihtiyacı olduğu gibi sizin de bitkilerin atığı olan oksijene ve bitkilerin sentezlediği karbonhidratlarına gereksinimleriniz vardır.
Ağacın ölümü sizin ölümünüz; sizin ölümünüz de ağacın ölümü olması nedenle, bu ilişki ya da bağıntı da kendi dışınızdaki nedenlerden ötürü bir geri beslenim yasasıdır.
Sizin ölümünüzün mikroptan olması da geri beslenim yasasına tabiidir. Mikrop ta sizin yokluğunuzda yaşayamaz ölür. İlke olarak mikrop sizin yok olmanızı (diğer canlıların ölmesini)istemez. Çünkü bu durumda kendisi de yok olacaktır.
Ama mikroplar da insanlar gibi insanların besin kaynaklarını yeniden üretmesi gibi bir durumu başarmanın becerisini henüz geliştirememişlerdir. Bu yüzden insan öznelliği karşısında tek düze bir salınımın oluşumu içinde gibidirler.
Sizlerin (organizmaların) katı, sıvı, gaz atıkları bitkiler tarafından organik bileşiklere döndürülür. Buna cesediniz, çişiniz de dâhildir. Fotosentezci bitkiler, yaptıkları fotosentez süreçleri sonunda foto sentez atığı olan oksijeni ortama salarlar.
Foto sentez yapmayan canlılar ortamdaki bu oksijeni alırlar. Yine fotosentez yapmayan canlılar, bitkilerde aldığı depo edilmiş karbon hidratlı besinleri, metabolizmaları yoluyla parçalayıp, yeni inşalar yapmanın ihtiyacını bu ağaçlardan temin ettikleri (sağladıkları- elde ettikleri) karbonhidratları koştururlar.
Süreklilik bölünür, parça parça kesikli sürekli olur. Parça parça kesikli sınırlı oluşlar sürekliliktendir. Yani kesikli sınırlı, sonlu oluş sürekli (salt) olanın varlığından ötürüdür. Salt olan da (sürekli ve sınırsız, sonsuz olan da) kesikli sınırlı sonlu parça olay ve olguların varlığından ötürüdür.
Sonsuzca olaylar geri beslenim yasasıyla (başlangıç belirlenimli koşulların baskı ve basıncıyla) kesikli sürekli özel bağıntılı durumlar etkileşmeli girişme olmaktadırlar. Sonsuz olanı sonlular; sonlu olanı da; sonsuzlar çevrim etmektedir.
Bu bağıntıyı görmezden gelip sonsuzluğu (saltı) ve sonluluğu (salt olmamayı)tek başına ele aldığımızda, kendimize yabancılaşan tek yanlılıkla ele alınmış şiirler yazıp, tek yanlılıkla ele alınmış inançlar var etmeğe tek yanlı övgüler düzmeye başlarız.
Sürekli olan da kesikli sınırlı sonlu akış yapanlardan ötürü sınırsız ve sonsuzdur. Geri bağlanımlı geri beslenim yasası; ortamın oluşan diyalektikti koşullarını giriştiren bileşke kararıyla ortamın takdiri olmaktadırlar.
Genellik; kesikli sürekli durumların birbirine bağıntılı yansıma çevrimi olmasıyla ancak akış edip, olaylaşmalarını yapabilmektedir.
Bu yazı geri bağlanım yasası yazı dizim içeriğindeki yine başka bir bölümdür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.