- 1120 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Fakir
.
fakirin bi canı vardır,
dost uçun vermeye hazır
satmaya gaksan zaten metelik etmez
kör galasıcaya ekmek banılıp yenilmez
oysa; zengin öyle mi ya atını bağlarsın ahırına,
bi dutam saman döküvürü öğüne
sofrası serilidir,
yersin ekmeğini,
adam gibi dinlenir
yoluna dövam edersin
heybende azığın,
saman torban yemli
şükredersin
Allah zengini başımızdan ensik etmesin
yerine ğöre yolunacak gazıdır,
yerine ğöre demiridir,
kömürüdür onnar tirenidir, tirencisidir,
yerine ğöre demiryoludur dövletin
ahaliyi Hecaz’a ulaştıran elidir,
ha şu olu,
tren onnarın isdediği yere geder eee olcağ o ğadar
Nasretdin Hoca dedikleyin
“-parayı veren düdüğü çalar demişler
madem çalacan, neye para veriyon
deme ki böyledir racon”
vagunnar treni tabip eder,
tren helbet demir yolu döşeli yere ğeder
böyle gelmiş
öyle geder
bazen bakar geçer
bazen deler geçmez demişler
geçmez akça kara gün içindir
sakla sarı samanı, zamanı gelir..
gelmezse kendi bilir
bende bilirim
her şey yok hükmündedir
çokluk yokluk getirir
“-tiren dedin, demiryolu dedin de
eyi dinle bi tiren yoldan çıkmış gâzâda epeyli bi ğişi telef olmuş
oranın hakimi savcısı neyise lapor yazcağmış
senin makinisti ça(ğı)rmış makinist laz’ımış
“-anlat bakalım nası oldu”
“-efendim tam viracı alıyodum karşıma bi adam çıkdı onu gurtarayın derkene.......”
“-ee oğlum yayayı ezseydin ya bu ğadar ğişiyi telef edeceğine
“-ben de buna ğarar verdim efendim de”
“-eee ......”,
“-tam da o sırada adam raydan gaşdı
ahalinin arasına daldı.”
…
“-siz enkini öyle demen Lazlar çok akıllı hareketli adamlardır
gencinden yaşlısına adamlarda hayat şevki vardır
bizde öylemi:
hey-vah netcez nası yetircez nası bitircez
bi telaşe, bi canı tezlik sanısın kı
dünya yıkıldı da altında biz galdık
sankı dünyaya ölmeye gelmişiyiz
emme onnarda öyle deği onnar
dünyaya yaşamaya gelmişler hiş kötü keyf davşımazlar
garnı darlık bilmezler
bi yaylaya çıkarlar, oğlu-ğızı
biri çalar ötekinner oynar eğlenirler
-coşarlar oynar-kalgırlar
sen, sen olda bizi(m)kinnerden
iki gişinin yanına var valla ani dakike cıngar gopar hele bi de işin içinde
o(ğ)lan gız meselemesi garışdıysa gör ga(y)ri
fakir iseee; dutdurmuşdur bi namıs davası
pisi-pisine geder niyazi ne şehit gabil olu(r),
ne gazi emme dikguyrukludur hıyarağası
yerde alı-gövde satar
mer(h)abadan nem gapar
onun yözü-suyu hörmetine yaradılmışdır
güçcük dağlar
fakiri patişah yapsalar önce bobasını asar
fakir gısmının herkesinen bi meselesi vardır onun gatında herkes hırsızdır,
deyyusdur, vatan hayınıdır
herkesi puşt-pezevenk sanır,
herkesin gözü anasındadır
ammaa kendi ehli namus,
namus timsalidir
üsdüne zerre mıkdar toz gondurmaz,
başka şey bildiğinden deği
gafası o ğadar çalışır”
gafaca fakir olanların da gafasında başga bişiy yoktur gendi fakirliğinin bis-sürü hekayesi beceriksizlik demişsin tonladır
“-elime bi fırsat geçerse” deye
bal yalamayı deği,
kimden ne hesap soracağı
kimi asacağı,
kimin çanına ot dıkaycağı” vardır,
ona da sorsan;
ondan da(h)a dürüs(t)ü, namıslısı
haşa Allahaa en yakını
dünyanın cayılmazı olmazsa olmazı hatta dünyanın medarı iftarı
yokdur..
bi o var zati,
hatta ve hatda Rabbi-l Alemin
onun yüzü suyu hörmetine yaratmışdır dünyayı
sankim dünyanın direği bu
ecbabı mucubesi
seninki beceremedi mi,
olmadı mı ga(y)ri
“öte dünya” olmadı mı “kader”,
“nasip”,
“gısmet” ”Cenabı Allah böyle emretmiş”
“bizim tefterde o yazmaz”
“biz o gadak şerefsiz namızsız döyüs değiliz”
olmadı mı
“Alla(hı)n hikmeti bu”dur
rüyasında gördüğü,
lebbeyk böcüsü
buna gonmuşdur” ”-lebbeyk böcüsü ne len”
“-adama ürüyasında “lebbeyk” deye
çağırılarımış da
adam derin hocalara sormuş
onar da Cenab-ı Rabbil Alemin
seni Hacca bekleyoru demişler
adam vakıt varıdı yoğudu dinlememiş
satmış savmış Umreye ğetmiş”
“hincikinner umreye derler
ötekinneri geşmek ucu gederler
Allaha yakın olmak uçun değil
töbe haşa!
sümmaşa”
“-ulen lebbeyk böcüsü o deği, dediğin gibi
hekaye doğru, da! bak hinci
bizim köye bi yünsek memur gelmiş
taaa Yenişarbademli’den; adı üsdünde ormancı,
gafayı gasıtmış, güçcük dağları ben yaratdım’cı
asdığı-asdık, kesdiği kesdik.. görsen bii!
orman sevgisinden olsa amenna..
öyle olsa önüş biz Allahın gulu insannarı sevcek ya!
sanki kesmeyen var gibi; ağaç kesennere ceza kesiyo,
milletin canı burnunda, harman vahdı
goya bu “ehtiyacı olan”nara da keresde yazıvıyo
enişdesi ormancı ya;gari..
peşinden esmeyo Feyzullahların Necatiyi
Necati ne derse o!”
“-Allahın aşgına ondan önşe şeyi deyviren
o adam aklıma ğeldi mi
hatırlayon
köyün birine bi gaymakam gelmiş
köylü ğoca garının biri
“o(ğ)lum necisin demiş
adam da
“gaymakamın deyze” demiş
“a o(ğ)lum” demiş deyze
“bireş daa okusan da ormançı olsaydın ya” demiş
zahır ormançı daa böyük sanıyo
gaymakama işi düşmeyo ki,
onun derdi ormançı”
neyse devam et gari”
“-sağol”
“yeni epaplar da geldi en eyisi başdan annadayın;
bak hinci
…
“ulen lebbeyk böcüsü o deği,
dediğin gibi
hekaye doğru da! bak hinci
bizim köye bi çok yünsek mamir gelmiş
dünnenin taaa öteki ucundan
get get get birmez.. taaa Yenişarbademli’den;
adı üsdünde “ormançı”,
bu gafayı gasıtmış,
“güçcük dağları ben yaratdım”cı
asdığı-asdık, kesdiği kesdik..
gör bii!
sanki köylük yerde çalı kesmeyen var gibi;
ağaç kesennere veriyyo cezayı
verip-alıp yağdırıyo,
harman vahdı milletin canı burnunda,
goya bu mamir ehtiyacı olannara
keresde yazıvıyo
enişdesi ormancı ya;
gari.. peşinden esmeyo Fe(y)zillahların Necatiyi
Necati ne derse o!”
“çok yünsek bi mamir filan emme, nassı
burnundan kıl aldırmayoru
zirat boğası ğibi
sarı, şişman, gıravatlıı
saşları arkaya daralı
bi ğasalıyo, bi ğasalıyo kuu
sanısın makaryosun dölü
bi de hanımı var kii
sanısın peygamber gülü
abıla adım atarkana bile besmele çekiyoru
sanısın aklına geldikçe namaz gılıyoru
verip alıp okuyup-üfleyoru
ta öyle, duyduğumuz, gördüğümüz,
bildiğimiz gibi biri deği
maşallah-subanallah; hani Al(i) Ercan dedikleyin
“Dünne gurulalı böyle
Eyiler kötüye düşer”
adam kert-kört, şeytan depesine bi endir deyoru
emme garısı ermiş derecede Müslüman
gocasının depesinden kılıcını esirgemeyoru
bi adım gerisinden galmayoru,
üflesen uçacak, mekke yapraa ğibi
narin mi narin, zılla yuka
adam avlıya, ahırlara girip bakacak
“tavanlara ağaş döşemişsiniz” deye ceza yazacak
basacak cezayı ya;
“-aman hayatım, bit-pire vardır yaa!
girme lütven Mehmet Bey” deye,
içeri sokdurtmayo onu
kendi asla çamıra çatlağa
tavık bokuna basmayo ağa
elinde mendil, fira burnuna dutuyoru
derkene sıra Aladellerin eve geliyoru
her taraf çelen
her taraf ağıl
neyinen yapıldı
tabi dağdan-daşdan kesilen ardıçlardan
yetmez gibi Ala Kemal da ev işletçek
kereste e(h)tiyacı var
altı-üsdü iki ğöz evi-damı var
çoluk-çocuk etişmiş
iki ğün sonura el içine çıkacak
nişan-düğün dedikleyin
o(ğ)lan evercek, gız gelin etçek
“ehtiyaç keresde yazılayın” demiş
kime yarım metiro verilmişde “ı-ıh” demiş
senin ki Necati Ağaya arzetmiş
ormancıya göre de
Ala Kemal cezayı bin kere hak etmiş
adam esip-yağıp duru
“bunnar ne bunnar”
sağa bakıyo ceza, sola bakıyo ceza
adım atıyoru, niza
dert dinneyen kim boba!
Ala Kemal
o ara yerde bi böcü görmüş
hemen atlamış
“-aman efendim sakın basmayın”
adam bakmış
“-neyye”
“-olur mu efendim Lebbeyk Böcüsü”
“-o da ne ki” deyyo
“baya bildiğin pis bir böcek”
“-aman efendim ne deyonuz
dinimizçe en mübarek böcü
ona küfür de, “pis” demek de
helbet en böyük günah, töbe haşa
ama tabi ameller niyetlere ğöre
siz bilmediğiniz için günah sayılmaz
Allah nafaza,
maazallah çarpılısınız”
tabi hanımı hemen atılmış
“-neymiş beyefendi,
bu böceğin mukaddesliği
hamdolsun Allahımmm”
“-hanım abla!
siz daha eyisini bilirsiniz ya
bir kul! ermişlik derecesine gelirse
bu böcü uçalak gelir
o mubarek gula gonarımış”
“-yaaa..?
şükürler olsun Ya Rabbim
Güzel Allahııım”
Ala Kemal;
“-o demek ki “Lebbeyk” deyelek
Canab-ı Allah sizi hacca ça(ğı)rıyodur..
…
tabi siz şeerdesiniz emme
mütemadiyen dağda bayırda
koruda ormanda dolaşıpduru
me(he)ndis beye gonmuşdur
ne de olsa görevini bi-hakkın yapıyo
ormanı goruyoru
helbette Allah indinde bunnar
sevap hanesine yazılıyodur
hatta “lebbeyk” de denilmiştir belki!
……
mendis bey bu lebbeyk böcüsü
size gondu muydu”
adam gasıtmış, oralı olmamış,
gayat zert
“-konmadı kardeşim”
Ala Kemal izbar etmiş
“-belki de siz fark etmemişsinizdir
meendiz bey”
adam başını hayır manasında sallamış
“-konmadı dedik ya
saçmalama kardeşim”
“-efendim belki de hıhm!
ürüyanız da bile gonmuşdur…
…
gonmuşduurrr”
…
“-ya da “lebbeyk” deyelek
çağrıldınız da
ömrünüzü tahsılınan geçirdiğinizden
bu gavır okullarında öredilmez ki böyle şeyler,
tabii bilmeyinçe dee
fehmetmemişsinizdir”
“-çağrılmadım kardeşim”
“-efendim bilmediğiniz uçu
gayat normel günahı vöbali yok bunun”
“-bırak kardeşim böyle safsatayı,
işim var gücüm var benim”
“-siz bilirsiniz efendim” demiş Ala Kemal
bu sefte de garısı
“-öyle demeyin Mehmet Bey!
belki konmuşdur da
beyefendi amcanın da dediği gibi
bilmediğin için”
adam kestirip atmış
“-yau hanım konmadı
konsa bilmez miyim yau!
Allah Allaahh!!”
“-neden sinirleniyorsun hayatım
lütfen Mehmet Bey;
hatırlamaya bilirsin bitanemm,
gayet normaall
beşer-şaşar, hemen reddetme;
lütfen hayatım iyi düşün bakalım
aklına gelecek inşaallah”
“-yau hanım git şurdan
konmadı da,
rüyama da girmedi de”
gadın ısrar etmiş
“-peki lebbeyk de denilmedi mi”
adam daha sert
“-yau hanım sus!
denilmedi”
kadın boynunu bükmüş nassı yalvarıyo
“-öyle deme hayatım
Allah var sana muhakkak
lebbeyk gelmiştir
ben de eminim beyefendi gibi
bunca fedakarlık ediyorsun”
..
“-Allah indinde bunun
büyük sevabı olmalı değil mi”
“-yau hanım!!”
“-hayatım lütfen
iyi düşün
hep kırda-bayırdasın
lebbeyk gelmediyse bile
muhakkak bu lebbeyk böceği
sana konmuştur”
“-tamam hanım tamam
iyi biliyorum.. kondu, kondu
çok iyi hatırlıyorum
kondu tamam mı”
hanımefendi sevinçle
Ala Kemal’a dönmüş
“-bak beyefendi
eşim hatırladı
konmuş!!!
konmuuşş”
“-essah mı”
“-vallahi bakın hatırladı”
“-valla de”
“-vallahi billahi..
ooohhh!
çok şükür güzel Allahım
kendi elcağzımla hazırlarım seni
bakarsın birlikte
ha hayatım
yıllardır hep demiyor muyum sana
Mehmet Beeyyy”
“-abiy bak..
hatırladı birtanem
konmuş..
konmuş”
“-abla biz ona aslında bok böcüsü deriz
seninkini bi(r) bok sanmışdır da
ondan gonmuştur.”
………..
“-cezadan yırtmış tabi
ulen alt tarafı Allahın çobanı,
cıbırın,
garibenin teki,
ne uğraşırsın fakirinen”
……..
“-gaybetçeği bişiy yok
sırça sarayın varısa bobam
gaybetcek bişiyi olmayan adamdan
patişahımış gibi kendini
gorucan-gollaycan”
Devlet Makamı ile ilişkisi olmaz
dağdaki çobanın, askerlikten sonra;
muhtarın cezasından n(e y)apsa kurtulamaz
Allah yardımcısı olsun
çatmışsa ormancıya
dağdaki çobanın gakmış şeyi, ganun
manun tanımaz..
DİPNOT
ensik / eğsik: yok, eksik, noksan, çukur, boşluk, yerinde olmayan
karnı darlık: kıskançklık, çekememezlik
peşinden esmemek / eğsmemek: yanından eksiltmemek, devamlı birlikte olmak
peşinden esmemek / eğsmemek / eğsilmemek : yanından eksiltmemek, devamlı birlikte olmak
YORUMLAR
Ne de gözel demişin bre dez...yoh emmoolu. O lebbeyk mi ne dediğın böcüg bizim hamamlıgdan heladan heç aağsig olmadı kele..dedete goyub zehirladıığm günner geldi hatırıma. şinci senden eşiddim kağbiye meggiye götürduuğnü...amanın desene pisipisine günaha girdig. Amanın ki amanın yandık şimciden daağa aherete getmeden, Allah verede odunnarı bizim daağdan olmiyedi zeten aağcımızda az ya...
...bide hocıyamı danışsam bilmem...cübbeli bilir heral. daağlmi?
ormancı bilmez ellehamm...
..................
Güzel de bir kahve içirttin ya yeter booğün....emaağna saağlıg.
Selamlar
Kederli tarafından 10/26/2015 4:24:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
İbrahim Çelikli.
adanan hoca durukana
herkeşe yassağlayıp kendi yoraynan işini gören cübbeliye neyye danışıyon
la gardaş
annadımkine sende iş var
çalı biliysun benim köyümden hekayeler
emme senden neyye bi hekaye olmasın
valla oluuu
sen bilim emmolu
maşşallah diline yürene
duruşuna bakışına
maşşallah
çoluk çocu öpüvü gari
gaş salıcakla
roman ve hikayelerdeki diyaloglarda kullanılan yöresel dili seviyorum. bunu bana sevdiren de Fakir Baykurt olmuştur.(mesela Tırpan isimli romanı) naçiçane (amatör) bir öykü ve roman yazarı olarak ben de şiveli diyalogları yazılarımda severek kullanıyorum. bu yüzden olsa gerek, (ayrıca o yörenin şivesini de seven biriyim)öyküyü ve dilini sevdim.
sevgi saygı ile...
İbrahim Çelikli.
saygılar
sayenizde
tanışık olmak da hayırlar getirir sağ olun
Müzeyyen Senar'ın eşsiz yorumu ile "Ormancı Türkü" 'sünü bilmeyenimiz yoktur.
..Aman ormancı, canım ormancı / Köyümüze bıraktın yoktan bir acı…” türküsü;
Ormancıların devletin memuru olması ve türküde ormancılara, dolayısıyla da devlete
yergi ve sitemini anlatır...Fakirlik ise ateşten gömlektir.//Zenginlik gurbeti vatan, fakirlik
vatanı gurbet haline getirir. Hz. Ali.//Fakirlik, günümüzde de sosyal bir problem olarak
karşımızda durmaktadır. Yöresel şivenin verdiği hoş anlatımlı yazınıza tebrikler.Saygıyla.
İbrahim Çelikli.
geleneksel güzide yorum
aslında odur
bağdaşdırmanız için teşekkürler
zenginlik gurbeti vatan
fakirlik sılayı gurbet yapan ne güzel bir tesbit
teşekkürler
teşekkürler