- 1607 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
KİRALIK KATİL!
Aylardır kesmediği saçı sakalı bir birine karışmıştı.
Kafasında kasketi, üzerinde eski püskü bir ceketi ve dizleri yamalı buruşuk pantolonuyla inşaat alanının içerisine giren adam. Hareket halinde ki, iş makinelerinin ve kamyonların arasından yürüyerek yan yana sıralanmış konteynırdan bozma şantiyenin muhasebe ofislerine ulaşmıştı.
Konteynır ofisten içeri giren adam kafasında baret elinde telsiz ayağında inşaatlarda giyilen çizme olan, kim olduğunu bilmediği yetkili birisi ile karşılaştı. O kişi kendisinden önce konuşmaya soru sorarak başladı.
-Sen kimsin? Hani senin baretin, çizmen?
Kafasında ki kasketi çıkarıp iki eliyle tutan adam ezik, mahcup bir ifadeyle yöresel şive kullanarak konuşmaya başladı.
-Amele arıyor musunuz? Abey
-Yav sen inşaat alanına nasıl girdin yol geçen hanı mı burası?
Elinde ki telsizle şantiyenin ana kapısında ki güvelik kulübesini aradı.
-Adamın biri kafasına göre inşaat alanına girmiş görmediniz mi?
-Özür dileriz görmemişiz mühendis bey dikkatimizden kaçmış
-Biriniz gelin şu adam mı çıkarın şantiyeden
-Derhal birini gönderiyorum mühendis bey
-Abey bana göre iş yok mu dur? Vallah çok çalışıram ha! Ne olur abey bana bir iş ver gözün sevem.
-Yok, kardeşim yok günde kaç kişi geliyor iş için sen biliyor musun? Hadi hemşerim hadi birazdan güvenli k görevlisi arkadaş gelecek çıkışa kadar sana refakat edecek.
-Abey çok mağdurum kurbanın olam bana bir iş ayarla ne olur?
Adam Mühendis beye derdini anlatmaya çalışırken içeri giren iyi giyimli orta yaşlarda bir adam mühendise hitaben
-Ne var ne oluyor burada?
-Tarık Bey arkadaş iş arıyormuş. Kapıda ki güvenlikçi arkadaşların dikkatinden kaçmış, inşaat alanından geçip buraya kadar gelmiş
-Eee gönder gitsin o zaman ne uzatıyorsun?
-Ben de güvenliği aradım birazdan gelip alacaklar.
-Babam nerde?
-Feyyaz bey az önce şantiyeden ayrıldı efendim holding binasına geçti.
Adam sonradan gelen iyi giyimli kişinin patron olduğunu anladı. Arkasını dönüp birkaç adım atıp giden Tarık beye yüksek sesle seslendi.
-Beyim, benim karnım aç!
Birkaç adım atan Tarık Bey biran durdu dönüp mühendise
- Şuna üç beş kuruş verin gitsin.
Yeniden yürümek için adım atmıştı ki, adam bir daha seslendi.
-Abey, ben iş istiyorum para değil
Tarık Bey tekrar durdu ve geri dönüp adamın yanına geldi.
-Senin adın ne?
-Hasandır beyim
-Ne iş yaparsın sen?
-Ne iş olsa yaparım
-İnşaat işinden anlamıyorsun yani, peki o zaman burada takıl ofislerin temizliğini yapar ben geldiğimde arabamı falan yıkarsın oldu mu? Kalacak yerin var mı?
-Kalacak yerim yoktur beyim demirci ustalarının yanında çalışmak isterem uygun görürseniz eğer
-Eh peki ona da peki diyelim bari
Tarık Bey mühendise dönüp
-Demirci ustalarının kaldığı koğuşa götürsünler bir şeyler yedirsinler sonrada depodan baret’ini çizmesini verin çalışmaya başlasın kaynak vesaire bir şeyler öğrensin işte
-Olur efendim
Tarık Bey dönüp arkasını ofislere doğru yürüdü.
O sırada içeri giren güvenlik görevlisine hitaben konuşan mühendis bey
-Al bu adamı demirci ustalarının koğuşuna götür yatağını göster sonrada yemek haneye götür bir şeylerde yesin. Şantiyede çalışacak.
Durumu anlayamayan güvenlik görevlisi sordu
-Mühendis bey adamı şantiye dışarısına çıkarmayayım mı?
-Duymuyor musun beni? Adam işe alındı, dediğimi yap sonrada demircilerin şefini çağır ona teslim et sahaya insin demirci ustalarının yanında başlasın çalışmaya tamam mı?
-Tamam, mühendis bey
(iki ay sonra)
Hasan demirci ustalarının yanında çalışmış epeyce de işi öğrenmişti özelliklede Şuayip isminde bir çalışanla oldukça samimi olmuş iyi bir iletişim kurmuştu. Adeta onun yanından bir an bile ayrılmıyordu. Yine bir mesai günü sahada çalışırken Hasan Şuayip’e seslendi.
-Şuayip usta?
-Ne var Hasan?
-Akşama rakı içmeye gider miyiz şehrin çıkışında bildiğim iyi bir meyhane var.
-Ne gerek var masrafa alırız rakıyı her zaman ki gibi koğuşta arkadaşlarla içeriz
-Yahu her zaman koğuşta içiyoruz zaten, bu seferde dışarıda içelim. İkimiz kafa kafaya ben ısmarlıyorum. Ha! nedersin?
-Bitin kanlandı ya cebin üç kuruş para gördü onu da meyhaneye vereceksin öyle mi? iyi o zaman bana uyar.
Akşam mesai sonrası gittikleri meyhanede içmeye başladılar. Kendisi fazla içmezken Şuayip’in kadehini boş bırakmıyor boşalan bardağına hemen rakı dolduruyordu. İyiden iyiye sarhoş olan Şuayip Hasanın sorduğu her soruya şuursuzca cevap veriyordu.
Soru cevap şeklinde süren konuşmanın devamında. Birkaç adam öldürdüğünü ve cinayetten arandığını izini kaybettirmek içinde inşaatta çalıştığını itiraflarından öğrenmişti.
Şuayib’in iyi gibi görünen kişiliğinin altında çok tehlikeli acımasız bir katil yattığını şaşkınlık içerisinde ağzından kaçırdığı sözlerden anlamıştı.
Çok yakın zamanda öldürmeyi planladığı iki kişinin daha olduğunu, bunun için de ikisinin bir arada olduğu anı kolladığının bilgisine ulaşmıştı. Hasan içki masasında çok şey öğrenmişti. Şuayip sızıp kaldığı için öldürmeyi planladığı o kişilerin kimler olduğunu söyleyememişti. Fakat Hasan kimlere suikast yapmayı planladığını anlamıştı. Meyhaneye bir taksi çağırmış mesai arkadaşını taksinin arka koltuğuna uzatmış şantiyeye getirip koğuşunda ki yatağına yatırmıştı.
(bir hafta sonra )
Hasan şantiye şefi ile konuşuyor ona bir şeyler soruyordu.
-Abey Şuhayip nerdedir sabahtan beri görmemişem
-Yahu hasan iki buçuk aydır öğrenemedin be gözüm. Ne! Abeysi, şefim diyeceksin şefim neyse Şuayip bugün izinli
-İzinli mi?
-Evet, izinli aslında izin vermezdim ama patronlar, bugün yurt dışına gidecekler bir ihale işi mi varmış ne? Patronlar yok diye izin verdim. Yoksa mümkün değil. Ne o! yoksa sende mi izin isteyecektin?
-Yok, Abey izin falan istemeyecektim sadece Şuayip ustanın nerede olduğunu merak ettim.
Kiralık katil inşaat şirketinin şehir merkezinde ki, yönetim binasının önünde Feyyaz beyin ve oğlu Tarık beyin birlikte dışarı çıkmasını bekliyordu.
Feyyaz bey ve oğlunu öldürmek için ikisinin bir arada olduğu anı kolladığını sarhoşken ağzından kaçıran kiralık katil şuhayip idi. Büyük bir soğukkanlılıkla çalıştığı inşaat firmasının sahibi olan patronlarını öldürmeyi planlamış ve aylarca uygun zamanı kollamıştı.
Öldürme nedeni şahsi bir mesele değildi. Amacı patronlarının o ihaleye katılmalarını ve imza atmalarını engellemekti. Belli ki, ihaleye katılmalarını istemeyen başka birileri tarafından kiralanmıştı.
Şuayip holding binasının önünde ki caddenin karşı kaldırımında otobüs durağında otobüs bekler gibi sinsice pusuya yatmış Feyyaz Bey ve oğlu Tarık Beyin birlikte dışarı çıkmalarını bekliyordu. Bir an önünde duran beyaz bir minibüsten inen sivil polisler silahlarını Şuayib’e doğrultup üzerinde ki, suikast silahıyla birlikte kıskıvrak yakalayıp ellerini arkadan kelepçeleyerek adeta paket edip minibüse alıp götürmüşlerdi.
Sessiz sedasız birkaç dakikada işlem tamamlanmıştı. Olan bitenden haberleri olmayan Feyyaz Bey ve oğlu Tarık Bey binadan çıkmış baba oğul aynı makam aracına binip havaalanının yolunu tutmuşlardı.
‘’On beş gün sonra’’
İnşaat şantiyesinin önüne yanaşan bir araçtan inen, şık giyimli bir adam kapıdaki güvenlik görevlisine muhasebeye gitmek istediğini söyledi. Güvenlik görevlisinin nezaretinde muhasebeden içeri girdiklerinde, Tarık beyle karşılaştılar Tarık Bey güvenlik görevlisine takım elbise giyinmiş, kravat takmış ve sinekkaydı tıraş olmuş, yanında ki, bu adamın kim olduğunu sordu.
-Kim bu beyefendi?
-Efendim arkadaşın bizden bir alacağı varmış.
-Bizden bir alacağımı varmış?
Tarık Bey adama dönerek
- Neyle ilgili beyefendi alacağınız çimento firmasından falan mı geliyorsunuz?
Söze yeniden güvenlik görevlisi girdi.
-Yok, hayır efendim iki buçuk ay burada çalışmış ve on beş günlük maaşı kalmış onu almaya gelmiş.
-Öyle mi? Beyefendi bir yanlışınız olmasın ne iş yaptınız burada ben sizi hiç hatırlamıyorum.
-Abey, beni işe siz almıştınız ya! Unutunuz mu?
-Haa! Hatırladım Hasandı adın değil mi?
-Evet Abey
-Tıraş olmuş ve çokta şık giyinmişsin tanıyamadım on beş gündür işe gelmiyormuşsun ne oldu piyangodan para falan mı çıktı.
-Yok, Abey başka bir iş bulmuşsam
-Öyle mi? hayırlı olsun makam şoförlüğü falan herhalde, neyse muhasebeye geçip on beş günlük maaşınızı alın.
-Sağ olasın beyim.
Tarık Bey bu ayaküstü konuşmanın ardından Hasanın omzuna eliyle dokunarak
-Kendine iyi bak deyip inşaat alanına gitmek üzere yoluna devam etmişti ki, Hasanda arkasından seslendi.
-Abey sende kenden iyi bak
Tarık Bey durup arkasına bakıp gülümseyerek sağ ol dercesine başını öne doğru hafifçe salladı ve yoluna devam etti.
Hasan da on beş günlük maaşını aldıktan sonra muhasebeden çıkıp güvenlik görevlisinin refakatinde şantiyenin çıkış kapısına geldi. Kendisine eşlik eden görevliye teşekkür edip tokalaştıktan sonra şantiyenin önünde ki arabasına bindi.
Arabaya bindikten sonra torpido gözüne uzanarak silahın yanında duran telsizi çıkarıp frekans düğmesini ayarladıktan sonra mandalına basıp çok düzgün bir diksiyonla konuşmaya başladı.
-73-80 Merkez tamam!
-62 -55 Merkez dinlemede tamam!
-Amirim tahkikat süreci tamamlanıp operasyon başarıyla sonlandırıldı tamam.
- Tebrik ederim Hasan komiserim elinize sağlık temiz bir iş oldu. Hem yıllardır aradığımız katili yakaladık hem de aylar önceden ihbarı yapılan suikastı da önlemiş olduk. Polis Merkezine dönebilirsin tamam!
-Anlaşıldı tamam!
Serhat BİNGÖL 21.08.2015
YORUMLAR
Sevgili Serhat.
Oldukça sürükleyici bir öyküydü. Bir solukta okudum.
Hemen belirteyim. Bir polisiye öykü için yer yer acemilikler olsa da güzeldi yine de ama bence son kısım olmamış gibi geldi bana.
Hasan'ın ihbarıyla Şuayip yakalandığında operasyon bitmiş olmuyor muydu? O halde Hasan'ın daha sonra inşaata gelmesi, kalan on beş günlük yevmiyesini alması ve '' Operesyon başarı ile sonuçlandırıldı'' demesi öyküde fazlalık gibi geldi bana...
Gece gece anlamamış da olabilirim. Sabah bir daha göz atacağım.
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Bildiğim kadarıyla suikast türünde ki olaylarda fail yakalansa da bir süre daha tahkikat sürer bir ikinci kişinin olabilmesi ya da sorgunun bitmesi gibi vesaire ben sadece olaya gizem katmak için Hasan'ı da inşaat alanından uzaklaştırdım.
Sonuçta bütün detaylara girince de okuyucunun dikkatinin dağılması yazıyı uzun bulması gibi bir durum söz konusu oluyor mesela yakın zamanda yayımladığım ‘’kış uykusu’’adlı öyküm gerçekten fena değildi ama pek ilgi görmedi. Mazeret olsun diye söylemiyorum siz daha iyi bilirsiniz fakat bir öykü kurgulayıp onu da bir buçuk iki sayfaya sığdırmaya çalışınca ister istemez bazı detayları atlamak zorunda kala biliyor yazar.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim hocam sağ olun
Saygı sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Kaleme aldığım öykümü beğenmenize çok sevindim.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim
Saygı selamlarımla.
Öykünüzü beğenerek okudum.
Arada dikkat çekilmesi gereken bölümler vardı, çok beğendim.
Uyarı niteliğinde inşaatta çalışanlar için;
özellikle baret kullanımı ve dikkat edilecek hususları öykünün akışına çok güzel yerleştirdiniz.
Ellerinize sağlık.
Serhat BİNGÖL
Kaleme aldığım öykümü beğenmeniz beni mutlu etti sağ olun
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim
Saygı selamlarımla
Harika bir öykü okudum tebrik ederim sevgili Dost.
Benim mesleğimle de ilgili.
Yalnız "Mühendis Bey" değil de "Şefim" derler genellikle :)
Selam ve sevgiler.
Serhat BİNGÖL
Sayfamı ziyaretiniz ve naçizane kaleme aldığım öyküyü beğenmenize çok sevindim.
Suat hocam işin bir başka sevindirici tarafı da farklı siyasi düşüncelerin insanları olmamıza rağmen aynı sayfalarda buluşuyor olmamızdır. Bu konuda hakkınızı teslim etmem gerekir ki aramızda ki iletişimde öncü rolü siz üstlendiniz buda sizin ne kadar yüce gönüllü olduğunuzu gösterir. İyi ki varsınız dostum.
Bu arada ileride fikir ayrılığı yaşaya bileceğimiz yazılarda da buluşup keyifli paylaşımlar da buluşmak dileğimle Şefime saygılarımı sunarım anlaşıldı mı? Tamam!))
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim.
Sevgi selamlarımla
Suat Zobu
Farklı görüşte de olsak küsmek darılmak yok :)
Sevgili Serhat dostum, meyhaneye kadar müthiş bir öykü anlatımıydı. Meyhanede kafayı bulduktan sonra ise bir romanın özeti gibi oldu. Her iki bölümde de anlatım süper... ama birinci bölüm süper star... Kalemin hiç durmasın ve böyle öyküleri sık sık okuyalım, okuma keyfi yaşayalım.SAYGILAR
Serhat BİNGÖL
Teşvik edici övgünüze çok teşekkür ederim.
Abim, bunu bütün içtenliğimle söylüyorum öykü kaleme almamda sizin bilgilendirici yorumlarınızın önemli payı olmuştur. Bunun için de size ayrıca teşekkür ederim.
Öyküyü beğenmenize sevindim.
Yorumunuz ve ilginiz benim için çok değerli
Saygı sevgilerimle
Başlığı unutup acaba ne olacak diye öyküye dalmıştım. ben, iyilik yapan iyilik bulur felsefesine uygun olarak Hasan'ın ödüllendirileceği sonucunu bekliyordum. farklı bir sonuç çıkması iyi oldu. öykülerde sonuç tahmin edilemez ama kurgu düzgünse o öykü kendini okutur. tebrik ederim.
Serhat BİNGÖL
Hoş geldiniz varlığınızla sayfamı renklendirdiniz teşekkür ederim.
Öyküde Hasanın gizli görev yürüten ve kiralık bir katilin peşinde olan onu yakalamak için fiziksel görünümünü olabildiğince kamufle eden bir polis olarak kimliğini açık etmeden olabildiğince gizem katmaya çalıştım. Diğer yorumcu dostlarıma söylediğim gibi bir kurgu oluşturup onu hikâyeye çevirmek ve bunu birkaç sayfaya sığdırmak gerçekten çok zor. Dolayısıyla yinede sizin gibi değerli bir kalemin beğeneceği bir sonuçla finale bağlaya bilmişsem ne mutlu bana.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim sağ olun
Saygı sevgilerimle
Güzel bir polisiye öyküsüydü fakat karakaterin tanıtımı, olaya girişi (etkili giriş) zayıf buldum. Zaman dilimleri (bir ay sonra - iki hafta sonra- onbeş gün sonra) bölümsel olarak değil öykünün veya olay örgüsü içine yerleştirerek yapılabilir; okuyucu böyle heyecanlı bir polisiye yazısından koparmadan çarpıcı kılınabilirdi.
"Aylardır kesmediği saçı sakalı bir birine karışmıştı.
Kafasında kasketi, üzerinde eski püskü bir ceketi ve dizleri yamalı buruşuk pantolonuyla inşaat alanının içerisine giren adam."
Polisiye yazmak duygulardan çok mantıkla(yaratıcı) yazıldığı gibi kriminoloji, tıp, hukuk bilmek ve iyi gözlemci olmayı gerektiren bir tarzdır.
Diyaloglar enfesti, çatışma bilinen olmakla birlikte farklı ve güçlü bir anlatımla çarpıcıydı. Öyküde karakterlerin az olması konuya hakim olması aççısından önemli bir ayrıntıydı bu da yazarın usatalığına bağlıyorum
Bu hikayeye (öykü) bir yan hikaye, farklı bir kaç mekan ve sağlam bir antikahraman yaratılırsa güzel ir film hikayesi(treatmant) olabilir :)
Sonuç olarak günümün EN iyi yazısıydı
ukalalık etiysem affola hocam
Saygılarımla
Deman Ronahi tarafından 8/21/2015 1:08:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Hoş geldiniz sefalar getirdiniz sayfama
Hocam siz daha iyi bilirsiniz ki öykü kaleme almak düz yazı yazmaktan çok daha zordur.
Bir kurgu oluşturup onu ete kemiğe büründürüp yaşama katmak ve anlaşılır kılmak gerçekten kolay değil ve bunu bir buçuk veya iki sayfaya sığdırmak gerekiyor. Malum biraz uzun olunca okuyucunun ilgisi azalıyor. Ama yinede öyküde ki belirttiğiniz o incelikleri diğer kaleme alacağım öykü çalışmalarımda dikkate alacağım. Bir bilgi notunu da paylaşmak isterim naçizane öykü yazmaya edebiyat defteri üyeliğimle ve son dönemlerde başladım. Bu konuda sağ olsunlar önemli unsur olarak ta özelden veya sayfadan yaptıkları geliştirici eleştirileri ve küçük bilgi notları aktaran sayfa dostlarımın teşvik edici söylemleri olmuştur.
Küçük detaylara rağmen kaleme aldığım naçizane öykümü beğenmenize çok sevindim.
Yorumunuza ilginize çok teşekkür ederim sağ olun
Saygı sevgilerimle
Serhat BİNGÖL
Saygı sevgilerimle
İlginc bir hikaye
Ama bizim ajan polis en başindan kendini ele verir gibiydi.
Patronun gösterdiği isleri değil de neden demirci işini istedi doğrudan. Bu ajan çok açik verdi cokk :-)
Gercekten begenerek okudum tebrikler
Saygilar
Serhat BİNGÖL
O kadar özen gösterdim ajan polisimizin gizemini belli etmemeye ama yinede açık vermişim )) fakat itiraf edeyim öykü kaleme almak kolay iş değilmiş
İlginize yorumunuza çok teşekkür ederim sayfamı renklendirdiniz
Saygı selamlarımla
Gerçekten çok güzel bir hikaye.
Tüm sevimsiz olaylar,
tüm katillerin etkisiz hale getirilmesi,
askerimize, polisimize silah çeken tüm vatan hainleri bu kadar kolay yakalanabilse.
Bu karanlık, sevimsiz, tebessümü az günümüze,
gerçekten ufacık bir mutluluk katresi ile başlamamızı sağladın dostum.
Çok akıcı ve ilgi çekiciydi hikayen.
Şehitlerimize armağan olsun.
Eline, yüreğine sağlık.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuzun arsına da değindiğiniz askerimize polisimize saldıran katiller. Er, ya da geç elbet bir gün cezalarını bulacaklar bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ve yine hiç kimse biz Türkleri ve Türkiye Cumhuriyeti devletini hafife almasın. Aksi halde bunun acı sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Sonuçta bu ülkede her şeyin dört dörtlük olmadığını geçmişte de siyasal anlamda yanlışlar yapıldığını herkesten önce zaten biz Türkler dile getiriyoruz kaldı ki geçmişte bu ülkede Kürtler kadar biz Türklerde öz vatanımızda malum çevrelerce zulme uğradık. Önemli olan Kürdü ile Türkü ile ve ülkemizde yaşayan ne kadar etnik unsur varsa hep birlikte yaralarımızı sarıp bu ülkeyi kendimiz çocuklarımız ve torunlarımız velhasıl gelecek nesiler için yaşanabilir özgür demokratik bir ülke konumuna getirmektir. Ve getireceğiz belki biraz zaman alacak ama bunu başaracağız.
Hocam konumuz öyküydü nerelere geldi mevzu neyse güzel yorumuna hiç eksik etmediğin yüce dostluğuna çok teşekkür ederim iyi ki varsın sağ ol
Saygı sevgilerimle
Merhaba Serhat kardeşim.
Filmlere konu olabilecek nitelikte heyecan dolu harika bir roman türü bir makaleydi. Uzun gibi gözüksede bir solukta okunabilen temiz Türkçeyle yazılmış mükemmel ötesi bir yazı.
Kaleminiz kelamınız daim olsun değerli dostum Serhat kardeşim.
Yazılarını her zaman takip ediyorum. Lakin yorum yapmaya fırsatım olmuyor.
Selam sevği ve sayğı ile A.E.O.
Derebey tarafından 8/21/2015 5:22:04 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Hoş gelmişsin sefalar getirmişsin sayfamı şereflendirdin çok teşekkür ederim.
Öykü kaleme almak gerçekten zor bir iş, siyasi veya aktüel bir konuda yazı kaleme almaya benzemiyor. Bildiğiniz gibi olmayan yaşamsal bir olguyu yaşanmış gibi tasvirler oluşturup ona uygun diyaloglar yazılıyor vesaire ama siyasi bir konuda mevcut olay hakkında, o veya bu biçimde fikir beyan ediliyor. Dolayısıyla zihin ve hayal gücüne pek iş kalmıyor. Fakat buna rağmen öykü yazmanın en keyifli yanı sizin gibi usta ve yetkin kalem dostların beğeni ve takdir dolu sözlerini duymak ve okumak verilen emeğin en güzel karşılığı oluyor. Doğal olarak insana iyi geliyor.
Değerli dostum önem verip naçizane öykümü okumuş ve çok kıymetli yorumunu sayfama düşürmüşsün ne kadar teşekkür etsem azdır sağ ol var ol ellerin dert görmesin.
Saygı sevgilerimle