iki yönlü aşka bakış
İkisi kız biri erkek 3 genç fidan.
Paylaşılamayan bir hikâyeyi size aktarayım.
Günlerden bir gün, Birgül ile Sedef çok iyi dost olmuşlar öyle böyle değil, iki kız kardeş gibi, fakat bir sorun vardı. Sedef’in babası Berat bey Birgül’ün babası okan beyin fabrikalarının genel muhasebe müdürü olarak çalışıyordu ve bir gün bu ikilinin aralarında hesaplar konusunda anlaşmazlığa düştüler ondan sonra olanlar oldu. Tabii ilk başlarda bu babaların küslükleri kızlara yansımamıştı ta ki Erdal ortaya çıkana kadar. Erdal askerden gelmişti. Sedef Erdal’ı küçüklükten beri seviyordu fakat Birgül, Sedef’e gelirken aşık olmuştu. Elbette Sedef’e bir şey söyleyememişti.
Erdal ise;
( bu küçük oyunda Erdal, Sedef’e misafir olarak gelen Birgül’e sevdalanmış olarak tasarlayalım tabii madalyonun diğer tarafına da birazdan bakacağız )
Sedef’e değil de Birgül’e âşık olmuştur. Birgül aşkına karşılık bulduğu için çok mutlu olacağına inanmıştı. Çünkü ikisi de oldukça zengin oldukça tanınmış bir ailenin çocuklarıydı. Birgül’ün annesi saygın bir paşa kızı, konkenden başını kaldırmaz, kızı ile pek fazla ilgilenmezdi. Tabii ki bunun başlıca sebeplerinden birisi de Birgül’e ilk öğretimi yıllarında dadı tutamadığı için acısını şimdi çıkarıyordu. O zamanlar kızının her şeyi ile o ilgilenmesi gerekiyordu. Yemek yedi mi yemedi mi, uyudu mu uyumadı mı, derslerini yaptı mı yapmadı mı yapmadıysa ite kaka dersine zorla çalıştırırdı. Fakat şimdi kızını akşamdan akşama oda bazı akşamlar kız dışarıya çıkmadığı zaman olursa göz göze gelebiliyorlardı. Birgül’ün babası ise ünlü iş adamlarından Okan takl’atan tekstil fabrikaları ile ün yapmıştı. Kızıyla bazı zamanlar birkaç saat geçiriyordu fakat genelde il dışında bulunan fabrikalarına gidiyordu. O sebepten onu da pek göremiyordu. Yani! Birgül hem anneden sevgisiz hem de babadan kaldığı için sevgiyi dışarıda aramaya başlamıştı tabii bulmuştu şimdilik.
( bu hikâye böyle devam ederken bir de demin de dediğimiz gibi madalyonun öteki yüzüyle hikayeye bakalım. Sedef, çocukluk aşkı olan Erdal’ın ilgisini çekebilmek için her türlü kılığa giriyordu fakat Erdal onu göremiyordu. Elbette şimdi ki madalyonun öteki yüzüyle Sedef’e Erdal’ı aşk edeceğiz)
Sedef ile Erdal birbirlerini sevdiklerinin anlamaları anca Erdal’ın askerden gelmesiyle belli olmuştu. Askerden geldikten kısa bir zaman sonra bir cesaretle Erdal, Sedef’in yanına gider. Bu arada her şeyden habersiz Birgül, Erdal’ın onu sevdiğini düşünerek etrafında dolanmaya başlar. Tabii Erdal, Sedef’e açılır ve Erdal Sedef’in aşkından emin olur bir kademe arttırdığı için evlilik hayalleri kurmaya başlar ikisi de. Sedef fakir olmasa da Birgül kadar da zengin değildi. Elbette aşk paraya değişilmezdi ama eski filmler de zengin adam fakir kızı kullanır sonra onu atar elbette bizim bu hikaye de öyle bir şey yok. Sedef’in annesi Birgül’ün annesi gibi konken oynamasa da oda hep arkadaş toplantılarına giderdi. Elbette Birgül’e kıyas edilirse, sedef annesiyle daha çok vakit geçirmişti. Çünkü annesi arkadaş toplantılarına onu da götürüyordu. Sedef’in babası ise gece geç saatlerinde fabrikadan geldiği için pek fazla görüşemiyorlardı ama Birgül’ün babasına kıyas edilirse daha çok görüyordu ve hafta sonları beraber dolaşıyor vakit geçirebiliyorlardı.
( bu arada Sedef’i babası Birgül’ün babasının fabrikaların genel muhasebe müdürlüğünü yapıyordu. İlk madalyonun yüzüne geçersek şöyle devam ederiz diye düşünüyorum).
Bir zaman sonra düştükleri hayalleri gerçekleşmeye başlar. Fakat Sedef bundan habersiz hala çocukluk aşkının peşinden gitmeye onun ilgisini çekebilmek için çabalıyordu. Ta ki Birgül ile Erdal’ın düğün davetiyesini eline alana kadar. Birgül davetiyeyi verdiğinde Sedef’in yüzünün düştüğünü hissetti ve Sedef ne oldu yüzün düştü gibi dedi sedef zoraki gülümseyerek belki benden önce evleneceksin diyerek alaya almıştı kendi durumunu. Sohbetleri derinleşti ve sedef sohbet boyunca derinlerde kanayan yarasına inat zoraki gülümsemesiyle sevgilisine veda diyordu. Birgül geç oldu istersen kalkalım dedi fakat kendisi için değil, Sedef’in durumuna bakarak böyle dese de Sedef’e söylememişti. Birgül Sedefle kapıda ayrıldılar Birgül evine gitti sedefse eve gitmek için kalktığı masadan düşüncelerini, hayal kırıklıklarını alarak eve gitti fakat içeriye girmedi. Kapının üç dört basamaklı merdivenlerine oturdu ve sevgilisinin penceresine doğru baktı ama ışıkları yanmıyordu. Diğer ışıklara bir göz gezdirdi hiç birinin yanmadığını görünce evde olmadığını anladı ve gelmelerini beklemeye başladı Birgül’ün söylediklerini düşünüyor bir yandan da sevgilisini düşünüyordu. Bu nasıl olacak ben onsuz ne yapacağım diyordu. Elbette aradan birkaç gün geçti kapıda Sedef ile Erdal karşı karşıya geldiler Erdal gülümseyerek selam verdi. Sedef zoraki gülümseyerek selamı aldı ve yine umutsuz düşüncelere daldı Erdal’ın yanına geldiğini fark edemeyecek derecedeydi. Erdal Sedef’e seslendi; Hayırdır sedef bu birkaç gündür eski sedeften eser yok neler oluyor? Sedefte karşılık olarak; Hayır mı şer mi bilmiyorum artık sende gidiyorsun ‘‘ben sensiz ne yapacağım’’ diyecek oldu sözünü kesti elbette sözünü tamamlamak isterdi fakat tamamlayamadı tabii tekrardan bir soruyla karşılaşınca birden ağzından kaçırdı. Ben seni severken nasıl olmamı bekliyorsun deyince biran sessizlik oldu. Erdal ben dedi durdu Sedef’i kırmak istemiyordu ama söylemeye mecburdu çünkü başka bir söyleyebilecek kelimesi yoktu ben ne diyeceğimi şaşırdım özür dilerim ama ben seni hep ‘‘arkadaş gibi’’ diyecekti fakat sedef onun sözünü keserek Arkadaş gibi görüyordun değil mi diyerek Erdal’ın sözünü tamamlamıştı. Daha sonra Sedef, Erdal’a dönerek konuşmasına devam etmemesi için tamam kes bu konuşma olmadı var sayalım benim için bitti zaten. Heeh bitti sözünden seni sevmediğim düşünmeni istemem ama diye devam edecekti sözüne bu sefer Erdal Sedef’in sözünü keserek bunu neden bana yapıyorsun diye sordu. Sedef tekrardan Erdal’a doğru döndü ve Bak Erdal, az önce ben boşta bulunup bir şeyler söylemiş olabilirim ama burada bırakalım madem sen beni arkadaş gibi gördün tamam bitti…
( aradan iki ay geçer Birgül ile Erdal Sedef’e rağmen evlenmiştir daha fazla dayanamayan sedef İzmit’te bulunan teyzesinin yanına taşınır ve geri hiç dönmez… Tamam bu hikaye uzatılabilirdi fakat ben burada kesmek istedim madalyonun diğer tarafının devamına bakarsak elbette biraz benzer olacak ama bu hikayenin konusu zaten iki yönlü aşka bakış Yani birini mutlu ederken öteki mutsuz, ötekini mutlu ederken diğeri mutsuz olacaktı )…
Birgül aldığı bu haber sonrası Erdal’ın yoluna çıkarak sevgimin karşılıklı olduğunu senin beni sevdiğini hep düşünmüştüm fakat sonuca bakınca hiçte öyle olmadığını ve beni sevmediğini anlıyorum diyerek gözlerinin içine bir şeyler söylemesi için bakıyordu. Belki bir özür belki bir hataydı vb… gibi bir şeyler söylemesini ya da bende seni seviyorum ama onu yüz üstü bırakamam demesini bekliyordu. Erdal sadece ben onu seviyorum diyebildi ve arkasına bakmadan oradan uzaklaşmaya çalıştı fakat Birgül onun yolunu bir daha kesti ve o olmasaydı beni seçer miydin bari buna cevap ver dedi. Erdal tek kelime kullanmıştı ama o var. Dedi Birgül aldığı bu cevaptan sonra ağlayarak eve gitti. Eve gittiğinde annesini konken başında değil, koltukta oturmuş babasıyla konuştuğunu gördü. İkisiyle de konuşmadan odasına çıktı ertesi gün Sedef’in yanına gitti ve arkadaşlıklarının bittiğini dostluklarının bir daha eskisi gibi olmayacağını söyleyerek yanından ayrıldı. Birkaç hafta sonra ise iki arkadaşın babaları mahkemelik olmuşlar fabrikatör okan bey mahkemeyi kazanarak berat beyi adeta borç bataklığına sokmuştu.
YUSUF DİRİM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.