yelkovan akrebi soktu!
-siz hiç sessizlikten boğuldunuzmu?
ben boğuldum...
iki ayrı şehre ayrı düşüyor gibi akşam.. gökyüzünün yutkunamadığı yağmurları avuçlarına doldurup arkasına bile bakmadan yürüyen bir mevsimin ayak seslerinden başka hiç bir ses değmiyor kulaklarıma..
yaşlanmış ceviz ağaçları yolunu kaybetmiş serçeler pencerenin önünde kuruyan karanfil ve unutulmaya yüz tutmuş kalp ağrılarını heybesinde saklayan tuzlu bir kentin sol yakasına yaslanıyor emrivaki hüzünler..
’öyle bakma’
alacakaranlık bir ağustos akşamında yine aynı yerde aynı yalanı söylüyorum kendime.. cebimde unuttuğum onca kırık dökük anının alnından öpüyor annemin çatlamış dudakları..saçları hiç okşanmamış bir çocukluk büyütmek zordu...
’boşuna kızmıyorduya bu rüzgar bize’
yalnış anlaşılmış bir gidişten geri kalan hiçlikleri savurup atarken parmaklarım bile isteye ihpar ediyorum kendimi..
’oysa
yüreğimden uzaklaşma bu kadar
kaybolursun derken
şakası yoktu kelimelerin’
postacısını kaybetmiş zamanlara mektuplar yazmak ahmaklıktı diyor içimden bir ses..
-sahi
dün gece aklımı teğet geçip hafızama saplanan kurşun sessizliğin kadar öldürebilirmi sandın
içimdeki kırlangıçları..
yelkovan akrebi soktu! Yazısına Yorum Yap
"yelkovan akrebi soktu!" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.