YORUMLAR
Sevgili Üstat,
"Benim memurum işini bilir" demişti ya kimilerine göre bir büyük.
"Bu köyün sakinleri işini bilir adamlarmış" dedirtti bana.
Çok güzeldi.
Bu ülkede belediyeler imara açacakları bölgelerdeki tarlaları kendileri ve yandaşları çok ucuza alırlar. İmara açarlar. Elde edilen rant, yedi sülalesine yeter.
Duyarlı yüreğinizi kutlarım üstat.
Kalemin hiç susmasın.
Kemnur
Ülkemizin gerçeklerinden birini çok güzel anlatmışsınız Kemal Bey. Her türlü fırsattan rant yaratılıyor artık.
Küçükkuyu yakınlarındaki Adatepe köyünü hatırladım... Kent yaşamından kaçanlar, ünlüler birer birer ev almışlardı. Adatepe'deki evler şimdi İstanbul'daki evlerle aynı fiyata satılıyor. Alacak ev de pek kalmadı ya!
Kemnur
Sağ gösterip sol vurdun Kemal Bey, pek bizim köylüyü anlatmasa da onlar da gen değiştirmiş olabilir.
Futbol takımı gibi parti tutmak süregeldikçe pek bir değişim ya da gelişim gösteremeyeceğiz.
düşündürücü..
tebrikler
Kemnur
Kemal hocam
Öykünüzün ve anlatımınız kaleminizin ustalığına paralel bir düzeyde, bu arada öykünün içerisinde inceden siyasi dokundurmada yapmışsınız ))
Öykünün içeriğinden aklıma birkaç seçim öncesi İstanbul da ikamet ettiğim apartmanın ön cephesinde ki zemin katında bulunan kırtasiye dükkânının sahibi Günay abi’nin anlattığı yaşanmış gerçek bir olayı hatırladım izninizle onu paylaşmak isterim. Günay Abi CHP’nin üyesi esprili bir ağabeyimizdir. Seçim konvoyuyla İstanbul’un (ismini vermeyeyim) kuzey batı yönün de ki gecekondu bölgesine gidip girdikleri mahallede seçim araçlarının megafonundan propaganda yapmaya başlamışlar. ‘’ekonomik olarak ezilen halkın sorunlarına çare bulacağız hak, iş, özgürlük falan derken bir anda mahallede ki evlerin çatılarından. Kahvelerden çıkan insanlar sokak aralarından çıkanlar yerden eline taş alan bunlara fırlatmaya başlamış daha arabalardan inmeden geri dönüp zor kaçmışlar. Çok şaşırdım neden sizi taşladılar? Diye sorduğumda cevabı şu olmuştu; Yahu nerden bilelim meğer o bölgeye lüks binalar yapılacakmış yüz binlerce dolara arsa satılıyormuş mahalle haklıda bölgenin rant değerinin bozulmasını istemiyormuş.Senin anlayacağın kim takar hak,iş özgürlüğü demişti.Günay Abimin anlatımıyla yaşananları gözümde canlandırıp gülmekten yerlere yatmıştım.
Yazınızın içeriği bu olayı hatırlattı bana
Kaleminize emeğinize Usta anlatımınıza sağlık
Saygı sevgilerimle
Kemnur
Kemal abim tebrik ederim
Bu ülkenin halkı işte böyle bir halktı; birisini sevmeye görsün, onun için canını verirdi. İktidarda bulunan partiyi de onca yolsuzluğa bulaştığı halde bu halk, sırf parti başkanını canını verecek kadar sevdiği için yıllarca tek başına iktidarda tutmuştu. Sonra, o parti başkanını da Cumhurbaşkanlığı makamına taşımıştı.
arayada bu giydirmen dahada hoş olmuş saygılar.
Kemnur
Çok güzel bir hikaye gerçekten.
Hayatımızın gerçeğini nasıl da resmetmiş kelimelerle yazarımız.
Çok da akıcı bir dil kullanmış.
Merak ettim doğrusu olayın sonradan nereye bağlandığını.
Herhalde evini orada bırakmış,
ama başka bir yerde yeni bir yaşantıya başlamıştır sanatçı.
Öyle ya,
başka yörelerde de villalar, siteler yapmak,
yeni müşteriler bulmak gerekli.
Nasıl geçinecek yoksa insanlar.
Hatta,
komisyon bile almaya başlamıştır.
Belli mi olur?
Her zamanki gibi,
yine enteresan bir konu...
Mükemmel bir sunum...
Kemnur
Köylü milletin efendisidir diye boşa söylememiş Atatürk. Bu sözle, öyküde anlatılanın birbiriyle pek bir alakası yok ya neyse.
Gerçi öykünün başından beri altından bir çapanoğlu çıkacağı belliydi.
İlk başta samimilerdi sanki, sonradan, hani gazetecilerin keşfinden sonra uydular şeytana.
Hocam kalemine sağlık.
Sağlıcakla,
Kemnur
Kemnur
Böyle insanlar da kaldı mı derkennn...
Evettt düğüm çözüldü.
Gülüp geçilecek değil, oturup düşünülecek bir yazı...
Güzellikler senin işin dostum...
Selamlarımla...