- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Atatürk'ün mektubu
-Behiç ERKİN-
Alman başkonsolos sinirlerinin gerilmeye başladığını hissediyordu,Behiç Erkin’e dönerek;
-“Sabırsızlıkla Alman subayları ile olan münasebetinizi anlatmanızı bekliyorum” dedi.
Behiç Erkin anlatmaya başladı
-“Mahmud Şevket Paşa,İzzet Paşa ve Enver Paşa Türk ordusunun ancak Alman metotlarına göre teşkilatlandırılmasının en doğru yöntem olacağına karar vermişlerdi.Akdeniz’deGoben ile Breslau kruvazörü Çanakkale boğazından geçerek Karadeniz’e girmişti.Alman denizcilere fes giydirdik meselenin kapanacağını umuyorduk ancak gemiler gidip Rus limanlarını bombaladı.Ben de general Liman vonSanders ile çalışmak zorunda kaldım.Onunla yaşadıklarımı anlatayım.1916 senesinin Aralık ayında geç bir saatte beni çağırttı,Orduya emir veriniz ;bundan sonra Gregorien takvimi kullanılacaktır.
-Sene sayısı ne olacak ?diye sordum.
Burda sana ders anlatacak değilim yarın Enver Paşa ile görüşün dedi.General beni mutaassıp olarak tanımlamış ikinci olayı da anlatayım:
3 Ağustos 1917 günü Kazım İnanç Paşa bana Alman mareşalinin Demir haç nişanını getirmişti.Gelibolu yarımadasında ordumuzun insan ihtiyacı temin edildiğinden dolayı bu ödülü almaya hak kazanmıştım.Üzerimde bu madalya ile Cuma namazına gitmek üzere Harbiye nezareti merdivenlerinden inerken sahanlıkta generale rastladım.
-“Bu nişanı kim gönderdi?” dedi.
-“Haşmetli Alman İmparatoru “ dedim.
Ertesi gün Enver Paşa bana generalin bu olaya çok üzüldüğünü anlattı,kendisinin ödüllendirilmediğini bu nedenle bu durumun büyük bir mesele olduğunu ifade etmiş.
-“Sizin Yahudilere yardım ettiğiniz bilgisi doğru mudur?”diye sordu başkonsolos.
-“Bu bilgi yanlıştır efendim biz seneler önce buralara geçici olarak çalışmak için gelmiş olan vatandaşlarımızın hakları için görevimizi yapıyoruz “dedim.
-“Dasinteressiertmich ,nicht!
Elçiliğiniz tıka basa Yahudi doluydu”dedi Alman konsolos.
-“Elçiliğimden içeri Türk olmayan tek bir şahıs adım atamaz “dedim.Alman baş konsolos sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Benim asıl derdim ,yaradılışım,ailemden aldığım terbiye ,ülkemin dini ,örf ve adetleri,beni vicdanlı ve sorumluluk sahibi bir insan yaptı.Bu sebepten bazen uykuya hasret kalıyorum biçare Yahudi tebamızın başına gelen haksızlıklardan dolayı.Hristiyanlar,Yahudinin canına ve malına göz koyuyor ve bir Müslüman onları engellemeye çalışıyor.Burada yaşayan vatandaşların canları bana emanettir.Elimden geldiğince her yolu ısrarla deneyeceğim.Nisan ayında Laval’ın tekrar iktidara geldi ve benimle görüşmek istedi.
Laval:“BiliyormusunuzBehiç bey beni iktidara kim getirdi?”
Behiç Erkin:Bilmiyorum.,
Laval:Beni buraya Roosevelt getirdi.
Behiç Erkin:Nasıl?
Laval:Benim tekrar iktidar olacağımı duyan Roosevelt bunu dostane bir davranış olmayacağını belirtmiş.Hitler ise ben Fransayı işgal ettiğim halde ülkenin iç işlerine karışmıyorum,Roosevelt karışıyor demiş.Bu nedenle beni desteklemeye karar vermiş.Netice olarak karşınızda iktidar temsilcisi olarak bulunuyorum.Laval ,aslında elçilikleri dolaşıp Almanlar için işçi arıyordu.
Ertesi gün elçiliğe Mandil isimli bir Yahudi geldi.
Sayın büyükelçim ben bir Yahudiyim ve bir ailem var ancak Fransızlar ,Nazilere hoş görünmek için hepimizi sürgün etmek istiyor,bu olanlar beni ziyadesi ile üzüyor ,kusura bakmayın bir an nefes alamadığımı hissettim.
-“Bay Mandil,burada ifşa etmeye çalıştığımız insanlık vazifesidir ve biz doğru olanı yaptığımızı biliyoruz.Aklınızdan çıkarmayın bay Mandil,biz insanımıza sahip çıkmasını biliriz.Behiç ERKİN sandığına yönelip kilidini açmaya başlayınca Salih ZEKİ ve Mandil gözlerine inanamadı çünkü bu sandık her zaman gizemli kalmıştı.Behiç bey bir mektup çıkardı sandıktan bu mektup Mustafa Kemal ‘e aitti.
Demiryolları Komiseri Kurmay Binbaşı Behiç Beyefendiye
Saygıdeğer beyefendi;
Günlük çalışmalarınız arasında elinize geçmek mutluluğuna erişeceğini ümit ettiğim iş bu kağıt parçası ,Ahzar dağının harp hayatına ait hisleri aksettireceği için işlerinizden birkaç dakikaya ayırmaya değer zannederim.
Selanik’ten İstanbul ve oradan Akdeniz ‘i geçerek Mısır’a ve bu ülkede 700 kilometrelik çölü geçerek mevkimize gelişimiz unutulmayacak bir tarihtir.
Muharebenin manevramızın bazı safhaları ile benzerliği vardı.Esasen 70 kişilik bir pusu kurulmuştu.İtalyanlar sabahleyin bu kuvvetle savaşa tutuştu.8-9 defa saldırı kırıldıktan sonra tüm İtalyan hatları geri çekilmeye başladı.Gecenin gelmesi savaşı neticelendirdi.O gün Derne’ye gelen iki Alman bir İngiliz subayı savaşın cereyanını anlamıyorlardı.Benzerlik kanat saldırımızdadır.
Hürmetimi arz ederim.
Derne Kumandanı
M.Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.