- 734 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAHRAMANLIK
Muhayyilemize ne kadar maldan candan vazgeçmek varsa o kadar kahramanlık var diye yüklenmiş. Ve kahramanlığın bir şekilde’şov’ yanı da olmuş. Ve de abartılaşarak efsaneleştirilen yanı da…
Ölümü göze almak bir anlamda intiharın simgeler giydirilmiş bir versiyonudur. Bu simgeler toplumların kültürüne göre mesela şehitlik gibi saygıdeğer olabilir.
Oysa kahramanlığın asıl yönünü kimse ele almamış. Almak istememiş. Tanımı hep eksik bırakmış. Aslolan yaşayarak kahraman olmaktır. Yani ölmeden evvel ölmektir. Enson söyleyeceğimizi en başta söyleyelim; kahramanlık takvadır; kahramanlık, sabırdır. Kahramanlık çokluk içinde yaşayıp Tek’ten kopmamaktır. Fevrilik yapmamaktır. Kahramanlık başkasına tebliğ ettiğini önce kendi ailesiyle yaşayabilmektir. Ve kahramanlığın en büyüğü zamanı harcamamaktır.
Çöldeydim. Tam bir ıssızlık ve yalnızlık. Eğer O’nun arkadaşlığı olmasaydı bende diğerleri gibi telef olacaktım. Çöl insanı halden hale sokar ve teslim alır. Ve o hiç bakmadığınız aynaya baktırır kendinizi. Su yüzünden arkadaşınızın düşmesini, ölmesini beklersiniz. O evrene can veren güneş düşmanınızdır artık.
“Allah bana yeter “ tam burada anlamını bulur. Su yüzünden çölde çok cinayetler işlenirdi. Tam batı hikayesi burada kendini ortaya koyuyordu. Güçlü olan yaşar. Güçlü olmak amaçtır, amaca ulaşmak içinde her şey mubahtır. Ve su, kim güçlüyse onundur. Su çoksa sorun yok paylaşırız ve medeni bir şekilde yolculuğumuz sürer, biz insancıl ve aydın insanlarız…
Onların böyle düşünmesi çok normal. Çünkü nineleri masalı öyle anlatmıştı. Oysa insanın karakteri düz bir çizgide giderken belli olmaz.
Gemide de böyleydi. Dalgalar vurunca gemiye, çığlıklar Allah derdi. Çöldeyse çığlıklar içine gömülür insanın. Çölde susuzluk yüzünden arkadaşını öldürür insan, gemideyse çok su yüzünden atar arkadaşını suya, gemi batmasın diye. Hani Salih peygamber atılmıştı da yunusa misafir olmuştuya.
Allah peygamberiyle örnek veriyor olsa gerek ki onlarda sizin gibi insan diye. İbret alasınız diye. İyide neyin ibretini alacaktık. Misaller misaller. Misallerden zihnime düşen şu ki: insan inançsızsa yada, inancı bilinç düzeyinde değilse kendi başına olduğu zaman hayvani içgüdülerini frenleyecek, sınırlayacak hiçbirşeyi yok. Ve bu bir bakıma normalde bir şey. Hayret edilecek bir şey değil şu anki kültürümüzle ayıpladığımız, kızdığımız şeyler. İşte İslam önce bu kabülü yapın diyor insana. Kötülüklerin olabileceğini; her insanın hayatının bir yerinde açık yada gizli kötü ve ayıp şeyler yapacağını kabüllenin. İnsanın hayvani dürtülerinin boy vereceğinin bir gerçek olduğunu kabullenin ve seçiminizi ona göre yapın. Allah insanı tanıdığı için genel kurallarını koyar Kurana.yasak ettiği şeylerin hiçbiri tıbben ve ahlaken faydalı değildir.
Şimdi şu soruyu sorun: insan yasal ve toplumsal baskı olmadan iyi olabilir mi? İnsan hiç kimsenin olmadığı yerde (meselbaşkasına ait çok büyük bir paraya dönüp bakmadan gidebilir mi? İnsan annesine ’ÜF’ demeden yaşayabilir mi? annesine babasına kapıyı sertçe çarpmadan çıkabilir mi? Komşusu kendisinden emin olabilir mi? Evet diyorsanız işte bunun adı İslamdır. Ve kahramanlık ta budur.
Ne kadar basit kaçtı değil mi(!)........
Selahattin Cansız
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.