- 567 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anadolu'nun Filozof Bakışları: Arifler Geleneği
Anadolu’nun bilge insanları tarihi hemen hemen tüm zamanlarda karşımıza çıkmaktadır.
Bilge insanlar mesajlarını çekinmeden yeteneklerine göre haykırmışlardır.
Bilge bir ozan sazının teliyle ve sözüyle konumlandırdığı değerleri vurgulamıştır.
Roma’da Sokrates vazgeçilmez sohmet adamıydı.Yaşadığı zamanın bilgesi durum değerlendirmesi yanısıra öngörüye dayalı tezler sunuyordu.Ve diyaloglar filozofların geniş zamana dair hükümleri olmuştur.
İnsan,doğa denklem olarak kabullenip sosyal bilimine vurgulayıp mesajlaştırmayı iyi bilmişlerdir.Hitit dönemimde halk ozanı tamburuyla kabartmalarda hala özlü haykırışıyla canlılığını korumaktadır.
Bizans’da arif ve filozoflara yapılan baskı Hristiyan merkezli anlayışın egemenlik kaygısına dayalı olduğu muhakkaktır.Osmanlı’da ise arifane geleneği Bektaşilerde görülmüştür.Genelde gezgin ve herhangibir dergahın mensubu olan bu ariflerin bulundukları ortamlarda o günün sosyal düzeninin analizini yapmak ve de doğa-insan evrenselliği dünya görüşüyle ifade etmeleri kimi zaman baskıcılığa karşı bir eleştiri ifadesi olabiliyordu.Anadolu arifler geleneğinin temsilcisi olan Bektaşiler üzerine çok şey yazılmıştır.Osmanlı’nın yasakçı uygulamalarına karşı kendi evrenselliğini haykıran bu erenler topluluğu Osmanlı’nın genelde duraklama ve gerileme döneminde sıkça görülür.En popüler olan anlayış da ince zekaya dayalı Bektaşi fıkralarıdır.Özellikle 2.Mahmut’un Bektaşi ocaklarını kapatması onları yeraltı örgütlenmelerine itmiştir.Cem ayinlerini ve genel değerlendirmelerini yasakçı zihniyete karşı gizli olarak sürdürmek zorunda kalmışlardır.4.Murad’ın yayınladığı fermanla kapatılan çayhaneler,tütünhaneler,kahvehaneler,bozahaneler ve meyhaneler buralarda toplanan ve sohbet eden insanların dağılmasına neden olmuştur.Dergahlara bağlı erenlerin köy ve bucakları gezerek bağlı bulundukları fikirler paralelinde bir nevi aydınlanma sohbetleri ve fikir analizleri yapmışlardır.Halk ozanı geleneğini arifane Bektaşiler çok iyi değerlendirmişlerdir.Ve derler ki ’’Arife tarif gerekmez’’Cumhuriyet döneminde bağlama bu fikrin temel aygıtı olarak algılanmıştır.Bu Anadolu’nun gezgin bilgeleri aslında bu toprakların derin geleneğini taşıyorlardı.Bu gelenek-günümüze yansıması- biçim değiştirerek sürmektedir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.