- 1290 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
PALA MENEKŞE
Köy yolları henüz asfaltla tanışmamıştı daha, Şose yolların tozu tepemizden düğümlendiği yıllardı,
komşu köyden Hasan amca, lakabı "Pala" nın BMC külüstür kamyonuyla kar kış demeden yolcu taşıdığı o güzelim günlerin zengin ruhlu, henüz bu kadar kirlenmemiş dünyanın kirlenmemiş has insanlarıyla bir ilginç gündü o gün .
İlkokul son sınıf diploması için resim çektirmem gerekiyordu, dedemle bende bindik bizim köyden üç beş yolcu ve 8. çocuğuna hamile olan Satı bacı, eşi Sami ağa köyümüzün ebe kadını Şirin hala, palanın külüstüre,
külüstür dedimse inanmayın bayağı komforluydu o güne göre vagonun üstü çadırla kapatılmış kapakların üç kıyısı tahtadan oturmak için sedir yapılmış, vagonun tam orta yerine de üstten yakmalı bir teneke soba kurulup boruları tepeden tellerle bağlanıp sağlamlaştırılmıştı, birde kasislerde yüreğimi ağzıma getirmese devrilip yanma korkusundan gayet komforlu bir yolculuğa heyecanla hazırlanmak keyf veriyordu ya.
yaşı bayağı ilerlediği için Satı bacının, bu bebeğin doğumunu şehirde hastanede yaptıralım demişti
Şirin ebe.
kasabayla köyün arası en az 70 km, daha 30 km sini gitmedik ki artık kamyonun sallamasından mıdır doğum anının gelmesinden midir bilinmez Satı bacı öyle bir bağırdıki diğer yolcuları bilmem fakat ben bir irkildim dedemin dizinde uyumuştum, sandım soba devrildi de yanıyoruz..
Oradakiler yaşlı başlı insanlar olduğu için durumu hemen anlayıp pala emmiye kamyonu durdurmasını söylediler, erkekler kamyondan indiler dışarısıda nasıl bir soğuk var ki tükürüklerimiz donuyordu nerdeyse dediler amyona geri binerlerken, sanırım Mart ayının sonları "goca garı soğuğu" derdi dedem o günlerde ikide bir.
Dedem ben çocuğum diye "kalsın sobanın yanında gız" dedi indi.
Şosenin yanında ufak kaya ve ağaçların duldasına sığındılar. Ebe kadın sadece Satı bacının eşine sen kal dedi bana da "sırtını dön gız sakın bakma" dedi ve doğumun başladığını söyledi Satı’nın kocasına, gelirken hazırladıkları çıkını açmasını çakı ve ip hazırlamasını emirler üst üste verilirken ben öyle bir kapatmışım ki gözlerimi ve kulağımı kadının çığlıklarını duymamak için sırf doğacak bebeği merak ediyordum ki bir veya iki avaz sonra bebek sesiyle içimin bir hoş olduğunu hatırlıyorum, ebe aha gızı beşledin Sami ağa derken, bir yandan da emirler yağdırıyordu Sami ayağa
ne bahıyon ağzı açık hayran delüsü gibi çakıyı ver, ipi ver çabuk diyerek.
Adamcağızın eli ağayı telaştan bir birine dolaşıyor çakı ve ipi koyduğu yere gidip gidip geri dönüyordu,
dışardaysa kimi dereden kamyona su getirdi verdi, kimisi yardıma ihtiyaç varmı diye ikide bir dışardan bağırdılarsa da yılların ebesi olan Şirin hala nerdeyse köyün tüm kadınlarının doğumunu yaptıran o iri yarı kadın bir kahraman edasıyla çocuğu sarıp sarmalayıp, kadına kamyonda ne kadar çul, çuval minder ne varsa rahat ettirip geri dönmeliyiz köye, bu soğukta doğum yapmış kadınla kasabada dolaşamayız dedi ve herkesi geri kamyona çağırtıp palaya "sür geri kamyonu köye Hasan ağa".diye bağırdı ve hiç kimsenin gıkı bile çıkmadan bindiler.
Dedemse bana bir demet yaban menekşesi ve çiğdemle döndü kamyona, al kızım sana çiçek topladım, artık başka zaman gideriz fotoğraf çekinmeye bugün olmadı diyerek elime tutuşturdu, o anda bebeğin adını ben koyacağım menekşe olsun dedim, kimsede itiraz etmedi hatta çok güzel isim diyenlerde oldu ve böylece bebeğin adı da menekşe oldu .
Fakat bunlar bizim köylü lakapsız bırakılarmı, kızı nerde gördülerse o günkü o kamyondaki yolcu köylülerimiz sanki kıza kamyonda doğduğunu hatılatırcasına pala menekşe demeye başladılar ve köy yerinde kızcağızın adı pala Menekşe kaldı ...
Aliye Uyanık /BOZOK KIZI
19.07.2015/ GEBZE/ KOCAELİ
YORUMLAR
Ne günlerden ne günlere geldik. Şimdi bunları okuyup yaşlılardan dinleyenlere masal gibi gelse de analarımız, ninelerimiz bunları yaşadı ve bizler de ucundan kıyısından tanık olduk.
Cefakar kadınlarımızın çektiklerini ne güzel anlatmışsın arkadaşım tebrik ederim.
sevgimle