- 954 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
İçime bir tutam mavi kaçmış
Rüyasını görüyorum gelişinin gidişine nazire.
Anlıyorum ki; inceldiğimiz yerden kopuyor kıyamet toz duman dinlemeden...
Mecnuna düşen gölgeden sızıyorsun içime, tuz buz oluyorum yeniden.
İçime bir tutam mavi kaçmış okyanus gözlerinde boğulurken.
Ateşle suyun dirilişiydi, dönüşün kapısında seni öksüz buluşum. Bir kabustan uyanışımdı belki de günü gelmişti gemileri yeniden yakmanın.
Sorgulanmış karanlıklar sunmalıydın, yoksa nasıl tutunurdum uykumda saçlarına. Bir yıldız bile düşmeyeceğine söz vermezsen, nasıl sarılabilirdim ay düşmüş sularına.
Bir düşü ısıracak kadar uyumalıydım sende bu gece, rüyaya yatar gibi...
Demir yüreklim, yaramdan öte yangın yerim. Ah sen! Bilmiyordun, nefessizdim.
Sensizlik aynaya düşen derinlikti ve bir o kadar karanlık. Vazgeçişdi her tatdan, kokundan, teninden, senden, benden, bizden kaçmak sığınmaktı imgenin açmamış kabuğuna.
Yabancılaşıyordum kendime, titrerken bir umut sönmeye yüz tutmuş alevde... Soğuktu, üsümüştüm, kurumuştu dividde mürekkebim. Yumrukluyordum ardından bıraktığın karanlığı biriktirdiğim öfkemle.
Oyanusun ortasında boğulurken insan, maviye sarılırmış meğer, o en yakın denizine!
Derin soluğum, kahvemdeki yudumum, aptal bakışım, yüzümden gitmeyen deli gülüşüm, süt dökmüş kedim, gülüşün içimde yangın.
Bir harbin ortasında çıktın yine karşıma, üstelik tüketmişken tüm cephanemi.
Bilki; yokluğunun hasretiyle yenik düştüm, ondandır medcezirlerine koşulsuz teslimiyetim.
Bana bir tutam aşk sun, yarım kalmış sevdamıza ekleyecek...
Kuyu kuyu derinliğime düşen Yusuf`tun...
Züleyha`nın günahı yok inan! O ki; cennetin hülyasıyla divane, içindeki ateşle Yusuf`una pervane oldu hece hece...
Sen var ya sen... İşte öyle... Seni ben.. Çok... İşte o gittiğin yerden... Öpüyorum!
sude nur haylazca