- 803 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEDİKLERİ
MEB Personel Genel Müdürlüğü’nün yönetici atamalarıyla ilgili 25.06.2008 tarihli genelgesine göre ülkemiz genelinde her türde öğretim kurumlarında açık bulunan idareci kadrolarına atama süreci başladı.
Ülkemiz genelinde yaklaşık 20.000 (RAKAMLAR YANLIŞ DEĞİL YİRMİ BİN) eğitim yöneticiliği kadrosu geçici görevlendirme vekalet gibi yollarla sürdürülmektedir.
Aynı konuyla ilgili daha önce farklı eğitim sendikalarının açtıkları davarlı görüşen Danıştay 12. Dairesi’nin2006/33322 Esas no ve 2007/4873 Kara No ile Türk Milleti adına “Vekaleten veya benzer şekillerde görevlendirilmiş yöneticisi bulunan eğitim kurumu yöneticiliklerinin tamamının, asaleten atama yapılabilmesi için boş ilan edilmesi zorunlu olup,bu konuda valiliklere değerlendirme yetkisi tanınmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır” hükmü çok açık,anlaşılır ve herkesin doğru anlayabileceği kadar açıktır.Hal böyle iken uygulamanın farklı olması eğitim çalışanları arasında ciddi bir huzursuzluğun ,adam kayırmacılığın, haksızlığın, hukuksuzluğun yaşanacağı inancını kuvvetlendirmiştir.
Atamaların en tepeden aşağıya doğru ve kademeli şekilde yapılması gerekiyordu. Çalışma barışını öncelikle gözeten, adil, nesnel, çoğunluğu kucaklayıcı, liyakati öne çıkaran uygulama yapılması eğitim çalışanlarının temel beklentisiydi. Sınav kazananların hala tamamlanamayan atamaları ise sorun olmaktan böylece çıkarılacaktı.
Türkiye genelinde pek çok valilik, münhal müdür yardımcılıklarının tamamını ilan etti. Kırşehir, Tokat, Aksaray, Antalya, Bingöl, Sivas, Gaziantep, Trabzon, Hatay, Diyarbakır gibi valiliklerin uygulamalarına bakarak yeterli bilgi edinilebilir.
27 Haziran 2008 tarihli yazı ve internet duyurusunda sınav kazanan ve bir türlü atamaları yapılmadığı için haklarını kaybetmek üzere olan eğitimcilerin söz konusu uygulamayla kıyı kenarda zorunlu olarak açılmış yerler dışında isteyebilecekleri yerler istek dışı bırakılmıştır. Bir bakıma sınav kazanıp idareciliğe müracaat edecekler e,sen misin sınav kazanan, ancak buraları isteyebilirsin, diğer yerleri biz başkalarına ayırdık, sizi cezalandırıyoruz, yaklaşımı hissedilmektedir.
İnsan kendi kendine sormadan edemiyor.Bu kadroları kimler,kimlere,kimlerden aldıkları yetkiyle saklama cüretini gösteriyor.Aynı insanlar söz verildiğinde yüce kavramlardan bahsederlerken yüzlerinde hiç hayadan eser olmaz mı? Bu ne biçim bir uygulamadır.
Açıkça hukukun yazılı kararlarına, insan haklarına, demokrasiye, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı olmasından dolayı genelgeyi vicdanlarınıza sunuyorum.
Sinan YILMAz
YORUMLAR
Sinan Bey, güzel kardeşim idareci sınavla atnmaz olsa olsa sınav bir derece ölçü olarak kabul edilir. bir şeyler ezberliyerek idarecilik yapılamaz buyurun sınavla stajer idareci seçsinler, pratikte de kendini isbatlayınca asaletini alsın bana öyle geliyor ki 2008'in dinazorlarını oluşturacağız...bu gençlerin idareciliğe bakış açısı cok ucuzca maalesef...