- 860 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KURBANLAR VE MASKELİ CELLATLAR...
Vel ba’ su Ba’ del mevt günü
azmanlara dost olma suçu
elbet önümüze düşecek
o zulüm karışmış imanlarla, işlenen cürümlerle
Misak-ı Milli hudutlarında zevkü sefa var dostlar
ama Urumçi’de her gün yürekler yanar...
_________________________________________
Şu yeryüzü ne kahpe bir yer, her gün oynanan dramatik sahneler... Senaryosunu kimler yazıyor? Yine cellatlar yazmış olmalı ki hep onlar kazanıyor. Kralların, şahların, şeyhlerin, şeflerin, uluların tasarıları var. O zincir kalleşçe ve münafıkça bir kurbanın boynuna sarılmasın. Gün geçmeye ki, satırların, baltaların, organların, kalemlerin memnunca inip kalkmasıyla iş bitiyor...
Cellatlar görevlerini yerine getirmenin gururunu yaşıyor. Bir hayat yok ediliyor, bir çocuk kanlar içinde upuzun yatıyor. Karla kaplı betonlar üstünde ya da ıslak nemli kaldırımlarda...
Maskeli cellatlar topluluğu var ki, hiç aklımdan çıkmıyorlar. Kâh bir sokak başında, kâh caddenin ortasında, kâh bir cami avlusunda kardeşimi kurşunladıktan sonra pislik ağızlarından salyalar akıtarak mübarek toprağa, köpekler gibi kaçıyorlar. Kâh leş yiyici akbabalar gibi bir çatı üstünde pusudalar, kâh kan emici sırtlanlar gibi kapı aralığında, oyuncakları maymunlarla kâh camide bir safda durmuşuz namaza ve ve ve......
ağlayan bir çocuğun gözyaşlarında çıplak ayaklı ’sailin avuçlarında...
Ve ben dişlerimi gıcırdatıyorum ve parmaklarımı oynatıyorum. Tehdit ediyorum ve ediliyorum, bunu kimseye söyleyemiyorum. Kusurlu insanları, petrol babalarının uşaklarını kafalarda yürüyen ve kafa sahibiyle dansa kalkan düzenlerini hep tehdit ediyorum Ah yürekliliğim benim ve kahramanca atıma binip zırha donatılmış filler üzerine yürüyorum.
Şeytanın şövalyelerine karşı kuşanıyorum ak bir sevdayı. Düşünce kıtlığının, ayıp ve mahrem yerlerini dışarda dolaştırdıkları insanlar ve cellatlar arasında alacağım karşılık yaralayıcı ve öldürücü, bunu çok iyi biliyorum.
Ey şehidim! Sen gittin geride sana kurşun sıkan kiralık eller çoğaldı. Yani çağımda insanların, vicdanların, kadınların, erkeklerin, kalplerin, kalemlerin alınıp satılması hızlandı. Uygarlık, demokrasi, çağdaş, muasır medeniyet dediler her şeyimiz; ama her şeyi, tüm mahremlerimizi alıp götürdü.
Şunu itiraf edeyim ki ruhun şad olsun, ben zamanımın şahidi olarak geride kaldım, şu ana kadar gözyaşları harcadım, haksız olarak hiç ağlamadım, ağlamayacağım. Hakdan gayrısını bilmiyorum ama hep bir kul olmanın, şehadetin dirilişin, kıyamın yüreğini taşıyorum buna inan...
KURBANLAR VE MASKELİ CELLATLAR... Yazısına Yorum Yap
"KURBANLAR VE MASKELİ CELLATLAR..." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.