BABAM ,
Ramazanın 14. Günü bu gün , 01 Temmuz 2015. Birlikte ezan dinlemeyeli tam sekiz yıl olmuş.
Orucumuzu açarken önce zeytin yenir derdin. Su içmeden evvel bir zeytin tanesi yememizi önerirdin. Çocukluğumda demek ki babam öyle istiyor diye düşünürdüm. Sonraları anladım ki nedensiz değilmiş.
Eski Ahit’e göre zeytin, refahın ve bolluğun sembolüdür ve yalnız Eski Ahit değil, tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolü imiş. Ne çok anlam yüklenmiş zeytine.
Ayak ucuna bir zeytin fidesi dikmeliyim . Tutar mı bilmiyorum. Kaç çam fidanı diktimse kurudu. Belki zeytin yetiştirmeyi başarırım.
İftar saati yaklaştı .Televizyonda ilahi söylüyor davudi sesli biri. Denize akşam çökmekte. Severdin denizi bir de istavriti. İnsan uzanabileceği şeyleri sevmeli derdin. Ben hep senin kızın olmaya çabaladım galiba. Biyolojik kızındım da ruhuma en çok sen şekil verdin. Benim idolüm oldun hep.
Kartaldaki zeytinliği hatırlıyorsun değil mi. Sabahları orada bir iki tur atmadan gelmezdim kahvaltıya. Sessizce onaylardın bunu. Bırakın açılıp kendine gelsin derdin.
Geceleri adaların ışıklarında hepimiz ayrı yolculuğa çıkardık . Ben sıradan biri olmak istemiyordum. O sırada yaşamakta olduğumuz gibi bir hayat sürdürmek istemiyordum. Daha farklı, daha saygın, daha çok şey bilen ,başaran ,başarılı olan biri olmak istiyordum. Herkese söz etmeye çekiniyordum. Bana normal değilmişim gibi bakılıyordu zaten , bunu hissediyordum.Kardeşlerim biraz uzak durur du, annemse hiç yaklaşmadı ki. Aykırı çocuktum.
Sen nereye yolculuk ediyordun baba.Işıklara binip Bulgaristana mı giderdin, çocukluğunun varsıl günlerine.
Baba bak bülbül kasidesini okuyor Zara. “Gülün derdinden kim bile “ diyor . Hüzün var yine kasketinin altında. Avaz avaz güldün mü baba hiç. Belki uzak ülkelerde ben görmezken.
Yoksa benden gizli mi güldün. Hani saygı kaybolmasın diye.
Yok be baba saygı asık suratlı değilmiş. B ende oldukça geç anladım.
Şimdi buradasın ya beraber Zara’nın sesini huşu ile dinliyoruz “seher vakti hak hak derken ….. bizi de unutma bülbül”
Gözlerinde nem mi var ? nem Olmasın babam artık daha çok gül. Orada gülmek yasak mı ? baba, buradaki gibi.
Orada üşüyormusun ? baba, sen üşürsün. Bir de sık acıkırsın. Yumurta haşlayayım mı baba. Yarısını şimdi yarısını sahurda yersin. Bir de hamur işi olursa … erişte olsa , kayısı hoşafı da var. Yeter Allaha şükür diyorsun dimi. Hiç emir cümlesi kurmazsın. Hep olsa, yapılsa dersin.
Baba “babaların teri hep güzel mi kokar”
Yok kızım olur mu.diyorsun tebessümle.
Senin duyduğun ter kokusu değil, sevgi kokusu…İnsan sevince hoş bir rahiya salar çevresine senin duyduğun o. Görmez misin sen kasketimi koklarken diğer kardeşlerinin yüz ifadesini. Demek herkese güzel gelmiyor .İnsanlar sevildiğinde güzel görünür. Mecnuna sormuşlar bu kara kuru kadın için mi yaıp tutuşursun diye , o da şu cevabı verir “ siz onu benim gözümle görmüyorsunuz ki” ya işte böyle benim kara kızım.
Bir şey mi oldu ziyaretlerine ara verdin.
Hayırdır hasta mısın, çabuk hasta olursun. Ciğerlerin ihmale gelmez. Benimki sitem değil seni merak. Ben buradan kalkabilsem gelirdim çoktan. Bal yemeyi , temiz havada dolaşmayı erteleme.
Dualarım seninle kızım.
Hatayı fazla ciddiye alma . Yeter artık yaşamaya bak. Gönlünden geçtiği gibi yaşa. O öyle oldu bu böyle dedi deyip harap etme kendini.
Bana bir şey söyleyecek gibi bakıyorsun. Hep böyle yapardın, söyle bakalım. Ne zaman diyeceğin olsa biraz düşünceli durup sık sık bakardın yüzüme.
Ben Eskişehir taşınıyorum.
Gerçek mi buna ne kadar sevineceğimi biliyorsun. Çok mutlu ettin beni.
Zaman buldukça gelirsin ziyaretime, ama ağlama olur mu? En güleç en sağlıklı halinle görmek istiyorum seni.Sanki yandaki daireye taşınmışsın gibi geldi. Zor oluyordu onca yolu göze almak. Sen geliyorsun ya bu çok önemli……zeytin ağacını büyütmüş ,gölgelenmesini sağlamış kadar oldun.
YORUMLAR
sevgili arkadaşım yazından çok etkilendim..kelimelerle anlatılamayan fedakarlık ve karşılıksız sevgiyi tarif et desen bana herhalde sadece “baba” derdim.hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam,sevgili babalarımız..benim annem babam sağ
o acıları yaşamadım. ama uzak değil, ömrüm varsa yaşayacağım.
ama bir gerçek var. kaçamıyacağımız....hepimiz birgün bu dünyevi hayattan yalan olup gideceğiz.sen onun genlerini taşımanın onurunu tüm hücrelerinde hissettiğin sürece baban bundan bi şekilde senden haberdar olacaktır. ve böyle bir kıza sahip olduğundan mutlu olacaktır buna inanıyorum.duygularını paylaşıyor sevgiler sunuyorum..