- 2214 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
Susuyor, Susuyoruz Kadına Şiddete Hayır Diyemiyoruz…
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
17 Haziran 2015 tarihinde Muğla ilinin Ortaca ilçesinde çalıştığı iş yerinden ayrıldıktan sonra kaybolan ve 3 gün sonra su kanalında ölü olarak bulunan 18 yaşındaki Cansu Kaya’nın iki kişinin tecavüzüne uğradıktan sonra öldürülerek suya atıldığı ortaya çıktı.
Konuyla ilgili haber ve bilgileri internet ortamında araştırırken 2008 yılından itibaren Türkiye genelinde öldürülen kadınlarla ilgili bilgilerinin yer aldığı www.anitsayac.com/ adında bir sitenin hazırlanarak yayınlandığını gördüm.
www.anitsayac.com/ adındaki sitede bulunan bilgileri inceleyecek olduğunuzda kadın cinayetleri hakkında acı ama gerçek rakamları sizlerde görecek ve yüreğinizde halen insan olmanın özünü yitirmemişseniz üzülerek utanç duyacaksınız.
2008 yılında 66 kadın, 2009 yılında 120 kadın, 2010 yılında 199 kadın, 2011 yılında 125 kadın, 2012 yılında 141 kadın, 2013 yılında 226 kadın, 2014 yılında 286 kadın ve 2015 yılında ise 144 olmak üzere toplam 1307 tane kadın canice şiddete uğramış, dayak yemiş, işkence görmüş, taciz edilmiş, tecavüze uğramış ve öldürülmüş.
Öldürülen bu kadınlar, kızlar, belki de senin, benim, onun, diğerinin anası, sevdiği eşi, kızı, ablası veya kız kardeşidir.
Vahşice şiddete maruz kalmış, dayak yiyerek işkence görmüş, taciz edilmiş, tecavüze uğramış ve öldürülmüş olan 1307 kadından birçoğunun adını hatırlıyorsunuz.
Ölenlerin, öldürülenlerin adını hatırlayacağınız gibi Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Cansu Kaya, Leyla Salman, Ayşe Pınar, Fatma Nur, Songül Yılmaz ve daha niceleri...
Günlerce onları sokak sokak, cadde cadde, ev ev aramış, günlerce onlarla yatıp onlarla kalkmıştık.
Onların ailesi ailemiz, evleri evlerimiz olmuştu. Onlarla birlikte günlerce evimiz cenaze evine dönmüştü.
Onların cenazesini kendi ailemizden birinin cenazesi gibi sahiplenmiş ve uğurlamıştık.
Ailemizden, yakınlarımızdan birinin cenazesi evimizden çıkmış gibi günlerce üzülerek ağlamış ve yaslarını tutmuştuk.
Bu kadınları, kızları öldürenler bizleriz. Onların katili kocası olan benim, oğlu olan benim, babası olan benim ya da sevgilisi olan benim.
Kimini bacak arasında sandığımız ve gördüğümüz namus adına, kimini kıskançlık uğruna, kimini giydiği kıyafeti yüzünden, kimini mal mülk uğruna öldürdük.
Hangi amaçla olursa olsun sonuçta kendi parçamız olan diğer yarımızı yine kendi ellerimizle öldürdük.
"Kız öldü! diyorum
"Tek başına dışarıdaymış" diyor
Kız öldü! diyorum
"Nasıl giyinmiş" diyor
Kız öldü! diyorum
"Soyu sopu, dini, ırkı neymiş" diyor
Yahu Kız diyorum, öldü...
Umutları, hayalleri, geleceği öldü...
Annesi öldü, babası öldü...
İnsanlık öldü...
Kendini korumaya çalışırken, eziyet edile edile öldü...
Susuyor... Susuyoruz"
Ben, sen, hepimiz sustukça, susmaya devam ettikçe, bu vahşete bir çözüm getirilmediği takdirde daha çok Münevverler, Özgecanlar, Cansular, Fatmalar, Zeynepler şiddete maruz kalacak, tecavüz edilerek öldürülecektir.
Bu insanlık ayıbına, bu vahşete, bu cinayetlere artık toplum olarak dur demek gerekmiyor mu? Daha ne kadar Münevverler, Özgecanlar, Cansular öldürülecek. Bu kadar şiddet, bu kadar vahşet, bu kadar taciz, bu kadar tecavüz ve bu kadar ölüm yetmez mi?
Öldürülen her kadınımızla birlikte aslında bizlerde, insanlıkta şiddete uğradı, taciz edilerek tecavüze uğradı ve öldürüldü. Onlarla birlikte insanlık, onlarla birlikte insanlığımız da öldü...
Geride kalan insanlığın, varsa ki eğer başları sağ olsun...
Her cinayetten sonra ise medya organlarında “idam edelim”, “hadım edelim”, “asmayıp keselim” vb gibi sözlerden geçilmez oluyor.
Ben idama karşıyım. İdam dışında bu vahşetlerin, bu cinayetlerin önüne geçmek için ceza kanunumuz yeniden elden geçirilerek hadım edilme olayı da dâhil olmak üzere olabildiğince en ağır cezalar getirilmeli, yargılamalarda iyi hal indirimi, tahrik indirimi gibi olaylara kesinlikle son verilmeli bununla beraber kadınların mal gibi alınıp satılmadığı, cinsel obje olarak görülmediği, namus kavramının sadece kadınlara ait olmadığı ve namusun sadece ve sadece bacak arasında bulunmadığı şekilde eğitimlerin yer alacağı eğitim sitemimiz aile eğitimini de kapsayacak şekilde yeniden gözden geçirilerek düzenlenmeli diye düşünüyorum.
Sıra sana, bana veya bir yakınımızın başına gelmeden artık susmayı bırakıp tek vücut olarak HAYKIRMALI ve bu vahşetlere dur demeliyiz.
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists
Kaynak:
Malatya Söz Gazetesi
solbakis.com/yazar-202-susuyor_susuyoruz_kadina_siddete_hayir_diyemiyoruz%E2%80%A6.html
www.malatyahabermerkezi.com/yazar-154-susuyor-susuyoruz-kadina-siddete-hayir-diyemiyoruz%E2%80%A6.html
YORUMLAR
konu hassas hocam iman ve eğitim şart. kadına kadın gibi bakılmalı. ne eşya ne de köledir onlar. cenneti ayaklar altına alabilen anadır onlar. her şeyimizi sırtlayan çaredir onlar. ama toplumdaki inançsızlaştırmanın ürünü olarak statüsünü kaybetmiş değeri bilinmez halde. söz döner dolaşır iman ve eğitime gelir. yaraya parmak bastığın için teşekkürler. saygı ve sevgilerimle.
alihaydarkoyun
Yine dönüp dolaşıp sözü toplumun olsa olsa genlerinden dolayı! bir türlü iflah olmadığına ve olamayacağına getireceğim. Asırlar öncesinden söylenen bir söz halla günceliğini koruyorsa söylenecek ve yapılacak hiç bir şey kalmamıştır. BU TOPLUM EĞİTİMSİZ!
HALA MI?
Kendim için değil hemcislerim adına Teşekkürlerimi iletiyorum.
alihaydarkoyun
K ADINLARA ŞİDDETE HAYIR!
Aslında tek sorumlu devlettir, kadını öldüren, tecavüz edenleri bir meydanda ipe assınlar ve haftalarca teşhir edilse bakalım bir daha yaparlar mı?
Cezalar caydırıcı olmaktan çok teşvik edcidir. yetersizdir...
Selametle kalın, teşekkürler...
Selamlarımla
alihaydarkoyun
Karar:Bütün kadınlar Ölmeli !
‘’… İnsan elinden geldiği kadar aşk uğruna şeytana karşı koyabilir ama zamanı gelince, gökteki meleklerin tümü yardıma gelseler onu kurtaramazlar…’’
Aşk İçin Kötülük Zafer(dir) … erkekler için !
Penceremin tam karşısından geçenleri izlerken…Ve o an içimden geçenleri saymadım ama yazdım. Sessiz ce ama uslu uslu ve kimseye söylemeden okuyunuz…
-Bu benim hayatım. Ama önce beni dinleyin lütfen ! Eğer bilmeden duymadan bir ses işitirseniz, önce bana haber verin ve sonrasında ne isterseniz yazın. Kibirli bir ses tonu ,yumuşak bir dönüş ve kocaman harfleri yutar gibi, ama ince sesi ile başladı
Büyük sırlarla dolu. Sır gibi bir hayat yaşamış. Bir ev, paradan, seksten ve iki kadını öldürdükten sonra akıl çağını zindanda sonlandıran, amcamdan asla bahsedilmeyen, tepenin mezar sessizliğini andıran bir hane…
Bir insan bir aşk için ne kadar kötüleşebilir? Yılana dolanmış, onların yağlı vücutlarının ışıltısıyla parlayan, büyük bir akıl çıldırmasının aleni bir deliliğin hemen kıyısında ,paçaları ıslak bir şekilde yaşanan aşk, size ne yaptırabilir? Kaç ahlak yasasını ve yasak koyan kaç tanrıyı öldürtebilir? Vazgeçmeyi mi tercih edersiniz, yoksa susmayı mı yada ‘vurun kahpeye ‘demeyi mi?
Daha da kötüsü…Ya unutamıyorsanız? Ya da varlığıyla sizi zehirleyen o duygudan her gün, her saat, her dakika ızdırap çanlarını dinler gibi bir sızıyı size hissettiriyorsa. Bir dilenci gibi kolunuza dolanan duyguları kendinizden uzaklaştıramıyorsanız? Peki bu durumda kendinize acır mısınız? Bu durumda belki de size, bize ya da onlara ait olmayan, hatta kendimize bile yakıştıramadığınız davranışlara, kirli ve hastalıklı planlara sürüklüyorsa sizi, bizi, onları, kendi çaresizliğimizden beslenerek gittikçe büyüyorsa üstelik ?
Savaşamıyorsak, unutamadığımızı reddederek bir savaşçı gibi dimdik dururken, kendi içinizdeki kötülüğe karşı kurduğumuz tüm kaleleri, tek tek kaybediyorsak? İnsan doğasındaki vahşetin, kötülüğün ve hayvani güdülerin farkına olmadan ,bunlara sahip çıkıyorsak? Peki bu durumda kim ölmeli? Bence bütün kadınlar ölmeli…Ya da size göre bütün erkekler…Kim bilir belki de her ikisine karşı Romeo ölmeli. denmeli…
Bazen bir Romeo’dur aşk ve kadın…Bazen ölüme övgü sözlerini kendinden daha değerli bulan Cicero’dur. Belki de Emily Brote’nin ‘Uğultulu Tepeler’den getirdiği kindir aşk ve kadın. Bazen kadındır, bazen erkektir.Bir tarifi yoksa hayatta. O zaman hayatın ta kendisidir. Celladını seven aşk ve kadın, her kurban edilişinde Arsen Lüpen’in dönüşünü mü hatırlatır? Belki de her defasında, zindanda eğittiği,öğrettiği Monte Kristo Kontu intikamı gibidir aşk ve kadın.Gibilerin kararsızlığı bana bütün kadınların ölmeli sözünü hatırlatıyor. Ya size?
Bütün bunlar sadece öylesine...
Kadın Cinayetlerine Hayır ! Defalarca,binlerce kez hayır...Annemi her gün görmekten,onu koklamaktan,sevmekten daha güzel hiç bir şey yoktur hayatta...Hayata anlam katan tüm annelerin ellerinden öpüyorum...
saygılar...
alihaydarkoyun
Kıymetli dostum
Çok hassas bir konuyu işlemişsiniz,tebrik ederim. Kadınlarımızın, sosyal hayatımızda önemli bir yere sahip olduklarını iyi bildiğimiz gibi aynı zamanda özgün bir birey olduklarını da unutmamalıyız ve mutlaka kadın arkadaşlarımızın kişilik haklarına saygı duymalıyız.
Bilgilendirici ve böylesine önemli sosyal bir olguyu işlediğiniz için size çok teşekkür ederim.
Kaleminize ve duyarlı yüreğinize sağlık
Saygı selamlarımla.