- 1107 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞEY DAHA GÜZEL OLACAK
Beni tanıyanlar ve yüz yüze görüştüğümüz kişiler bilir. Daha ‘’ dün ‘’ dediğimiz kısa zaman önce tükenmiş, bitmiş ve ölümün eşiğine gelmiş bir insandım. İnsan mıydım? Onu da bilmiyorum. Ruh ve beden sağlığım bozulmuş, dengem alt üst olmuştu. Gecelerim gündüzlerime karışmış, deyim yerindeyse yaşayan bir ölüye dönmüştüm. Günlerce, haftalarca kendimi toparlayamamıştım. Dışarıya bile çıkmak istemiyordum. Annemin, halime bakıp da, göz yaşları içinde ‘’ Ne olmuş sana böyle oğlum? Ben seni bu durumlara düşmen için mi doğurdum. Sana bir şey olmasın, bana olsun.’’ deyip, hüngür hüngür ağlamasını ve benim için Allah’a dualar etmesini asla unutmadım. Biliyordum ki, annem içten ağlamıştı, benim için ağlamıştı ve yürekten dua etmişti kurtulmam için. Anneme cevap bile verememiştim. ‘’ Kurtulacağım bu durumlardan, sen ne olur üzülme.’’ bile diyememiştim.
Yolda yürümek bile, bana çok ağır bir işkence gibi geliyordu. Başımı yerden kaldırmaya cesaretim ve isteğim dahi yoktu. Adım atacak takatim kalmamıştı. Merdivenleri çıkarken bile kaç kez sendelemiştim. Suskundum, konuşamıyordum. Davamda haklıydım, sesimi duyuramıyordum. Çünkü beni duymak istemiyorlardı. İçimden hep bağırmak geliyordu ama hep susuyordum. Biliyordum ki, ne kadar bağırırsam bağırayım, sonuç asla değişmeyecekti. Sürekli uyumak istiyordum. Uyudukça rahatlıyordum ama başım yine de çok ağrıyordu. Bedenim değil de, başım bedenime çok ağır geliyordu. Bana şu soruyu işte böyle bir halet-i ruhiye içinde sordular : ‘’Ölmekten hiç mi korkmadın? Ya ölseydin?’’ O zaman onlara şu cevabı vermiştim. ’ Ben, ölmekten değil; ölememekten korkarım.’
Bir suçluymuşum gibi hep yüzüme bakıyorlardı. Kimisi de halime acıyarak bakıyordu. Horlanan, dışlanan zavallı bir sokak köpeğine dönmüştüm. Yoksa benim ölümüm sokakta mı olacaktı? Gerçi bir ailem vardı ama, onlar da bana yabancı gibiydiler. Önümde iki seçenek vardı. Ya yarım bıraktığım işi tamamlayacak, ya da tam tersi kendimi değiştirecektim. Ama bunu düşünmek bile aylarımı aldı. Çünkü bir türlü düşünemiyor, kendimi toparlayamıyordum. İşe ilk önce, doktorumun bana vermiş olduğu ve beni günün 24 saati neredeyse uyutan, beynimi ve zihnimi uyuşturan ve beni aptallaştıran depresyon ilaçlarını çöpe atmakla başladım. Rus ruleti misali ya kazanacaktım, ya da kaybedecektim.Çünkü bu ilaçlar iyi kötü beni her şeye rağmen ayakta tutuyordu, en azından uyutuyordu.
‘’Murat, daha da kötüye gidecek. Hatta bu durum onun iş hayatını bile etkileyecek.Asla toparlanamayacak’’ dediler. İşte ne olduysa bu cümleyi duyduktan sonra oldu. Bunu anlatan samimi bir arkadaşıma dedim ki : ‘’ Toparlanacağım ve bu cümleyi söyleyenleri mahcup edeceğim. O an bir şimşek çaktı sanki kafamda. Yeni bir şeyler yapmam gerekiyordu. Ruh sağlığım, beden sağlığımı da olumsuz olarak etkiliyordu. Bu duruma bir ’ dur!’ ’ demeliydim. Düşündüm, taşındım ve kendi kendimi iyileştirmeye karar verdim. Ama nereden ve nasıl başlayacaktım? İlaçları da çöpe atmış olmama rağmen, kendime şunu söyledim: ’ Murat; sen hayatta ne zorluklar atlattın. Bunu da atlatacaksın. Önce kendini sev. Kendine saygı duy. Hayatta senden başka bir ’ sen ’ yok ve bu anlamda teksin. Geçmişte yaşadıklarını unut ve kendini yeniden doğdun farz et.’’
SONUÇ : Geçen aylar boyunca pek çok kişisel gelişim kitabı okudum. Okumaya da devam ediyorum. Hayata ve olaylara kesinlikle olumsuz yönden bakmıyorum. Bana mutsuzluk veren, beni üzen ve karamsarlığa iten her bir şeyi hayatımdan çıkardım. Dinlediğim müzik türünü dahi çöpe attım. Şimdi, ruhumu dinlendiren müzikler dinliyorum, doğa resimlerine bakıyorum. Doğada geziyorum. Caddelerde saatlerce yürüyorum. Kuşların ötüşünü, kedilerin miyavlamasını, kelebeklerin havada uçuşmasını gördükçe mutlu oluyorum. Rüzgarın sesini dinliyorum. Daha önce nasıl da fark etmemişim. Rüzgarın sesi meğer çok güzelmiş. Arı vızıltısını hiç bu kadar yakından fark etmemiştim. Çiçekler de bir harikaymış, hepsi de rengarenkler ve çok güzeller. Kaynağından akan pınarları, derelerden geçen suları hiç bu kadar güzel görmemiştim.Meğer pınarların suyu ne kadar da soğukmuş. Ağaçlar,çiçekler, çimenler daha önce hiç bu kadar yeşil değildi, nasıl da görmemişim.
Çarşıda yürürken kalabalıklar bana ’ ben ’ olduğumu hatırlatıyor. İnsanlar çok telaşlı ve bir koşuşturma peşindeler. Ben ise, o kalabalıklar içinde bile kendi ruh sesimi dinliyorum. Arabaların ve insan seslerinin o gürültülü atmosferinden kendimi soyutladım. Her şeyi dolu dolu yaşıyorum. Aylar önce aynaya dahi bakmak istemezken, şimdi geçiyorum aynanın karşısına, tebessümümün güzelliğine, gözlerimin ışıltısına bakıyorum ve mutlu oluyorum. İşte diyorum, aradığım Murat’ı en sonunda buldum. İşte bu ’ ben’im. Arkadaş çevremi tekrar gözden geçirdim. Kalması gerekenler dışında pek çoğunu hayatımdan çıkardım. Kötü dönemlerimde bana manevi destek verenleri, beni önemseyenleri ve bana inananları asla unutmadım. Onları şimdi daha çok seviyorum. Öfkemi, kinimi toprağa gömdüm. Hiç kimseye kötü zan beslemiyorum. Biliyorum ki, her arkadaş aslında dost olamıyor. Dostluk bambaşka bir duygu ve değer.
Sözün özü : Hayata tutundum hem de çok sıkı bir şekilde tutundum, bırakmaya da niyetim yok. Çünkü benden başka bir ’ ben ’ yok. İşte beni hayata bağlayan esrarengiz cümle :
‘’ Her şey daha güzel olacak.’’
Sağlıcakla ve sevgiyle kalınız...
Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
17/06/2015- Saat : 00:27-Isparta
YORUMLAR
Ruhsal sorunlar baş gösterdiğinde alınan hapların bir fayda vermediği ve sadece uyuşturup uyuttuğu konusunda sizinle hemfikirim. Her şey insanlar için Murat bey. Hangimizin ruhsal durumu çok sağlıklı, bunu kim iddia edebilir ki...Her şey insanın beyninde başlayıp, yine beyninde bitiyor aslında. Kişi bu anlamda kendinin de doktoru olabilir bir bakıma. Yeter ki gerçekten istesin, yeterki kendine gerçekten inansın.
Kendi yaşanmışlığınıza dair böyle bir yazıyı içtenlikle bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
Sade, yalın, kendini rahatlıkla ifade eden kişilerin yazılarını okumak iyi geliyor bana her zaman.
Selamlar, saygıyla
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Sağlıcakla kalınız değerli hanımefendi.
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Zaman zaman çaresiz kalıyorum, tetikliyor bir şeyler ve umutsuzluğa yine düşüyorum.Gücümü aşan problemler hayatımda devam etse de, yaşama sevincime dört elle sarılmaktan başka çarem de yok. Çünkü biliyorum ki, çözümün merkezi sonuçta benim ve benden başka bir ben yok. Sonuçta hayat devam ediyor, en az zararla nasıl atlatabilirim ve olumsuzlukları pozitif hale nasıl getirebilirim, bunlara odaklanarak ve beyin olarak çok da yorularak çözümler üretmeye devam ediyorum.
Sağlıcakla kalınız.
kırılma noktası...
hepimizin hayatından geçmiş gibi kalem..
bence de, her şey güzel olacak..
sevgiler..
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Çok çok teşekkür ediyorum. Sağlıcakla, sevgiyle kalınız..
Beni bir kez daha şaşırttınız. Kurguda adınız aynen geçince yaşadıklarınızı yazdığınızı düşündüm ve bizim çok sağlıklı, güçlü bildiğimiz değerli dostumuzun da nasıl sıkıntılarla mücadele ettiğini öğrenmiş olduk... Zaman zaman pek çok insanın yaşamını etkiler depresyon halleri... Şu yaşına kadar iki kez uzun süreli psikiyatri polikliniklerinde yatmış bir tecrübede diyorum ki, psikiyatrik problemler önemsenmeli ve iyi bir doktorun nezaretinde tedavi edilmeli...tabii ki, rahatsızlığına göre insanın kendi kendine aşabileceği rahatsızlıklar da olabilir ama illa ki doktor nezareti tercih edilmeli... öyle ağır şizofrenik ilaçlarla depresyon tedavisine kalkışan psikiyatristlerden Allah herkesi korusun... bu içtenlikli paylaşım için çok teşekkürler dostum...sağlıklı bir yaşam dileğimle saygılar...
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Sağlıcakla kalınız..
Bu sayfa yorum üstüne yorum alırdı oooo dostum kaleme sağlık diye bazı insanlardan .. Felsefik ve anlamı içimi sıkan ve hatta edepe tezat bir anlatı olsaydı..Ama işte ben bu kendi olunmasını yalansız riyasız olanı övmeye değer buluyorum..Delinin tekiyim bildim bileli arkadan vurmayan ben gibi ben..Murat Bey sizde öylesiniz delinin teki olduğunuzu bilmemde vicdan sadelik özümüze özlem sade bir duygu insanı bir kalem.. Bizler ve bazı kardeşlerimiz bu dünyanın çocukları değiliz olamıyoruz o yüzden düşüyoruz ve dizimizle birlikte içimizde kanıyor çok zaman Vecdi Murat kalemdaşım .. Bizler sizler ve bazı insanlar iki yüzlü olamıyoruz şak şakta yok bizde ona buna.. Sağlam mert bir yerlerden helal süt ve kan almış biz cennetin çocuklarıyız dünyanın değil ve o yüzden burası bize yetemiyor.. Cennetin çocukları hep ağlar bilirmisiniz? insan olmanın bedelini öder gözleri ..Eline sağlık kendini anlatmışsın riyasız yalansız tertemiz..
rabiabelgin tarafından 6/17/2015 10:40:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşanmamış Aşkların Şairi
Saygılar sunuyorum, sağlıcakla kalınız...
Yaşanmamış Aşkların Şairi
İnandım ve başardım çok şükür..
İlaçlar çözüm değil maalesef..