Doktor Nedim İNCE, Celal SOYCAN VE ÖTEKİLER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İkibin onbeş yılının bir Nisan cumartesisinde değerli meslektaşım sayın doktor Nedim İnce’nin “ Portreler” kitabının tanıtım ve imza etkinliği için Mersin Ticret ve Sanayi Odası konferans salonunda bir grup gönüllü, sanatsever, güzel insanla beraberdim.
Şair, eleştirmen Celal Soycan’ın konuşmasının satır aralarında yakaladıklarım bu yazının temel taşlarını oluşturdu. Soycan, “Aynada görmek istediğinizi görürsünüz. Kendinizi ve gerçeği asıl ötekinin yüzünde görürsünüz “ sözü ile derin, uzun, insani, sosyolojik bir değerlendirmenin belki de en önemli dip notlarından birini koyuyordu. Sayın İnce’nin portreleri de öteki ile yaşayan, öteki ile paylaşabilen, ötekini sevebilen, sayabilen, ötekini tanımaktan gururlu, onurlu, ötekinde kendini görmekten çekinmeyen, kendi ile ve öteki ile barışık yalın, naif, renkli , derin bir karakteri ortaya çıkarıyor. Kitapta yer alan karakterler ile İnce kendi penceresinden bizlerin tanışmasını istiyor. Soycan’ın sözlerinden cımbızla çıkarıp aldığım “öteki” üzerine söylenecek çok şey var. Dünya tarihi kadar eski, var olma mücadelesinde öteki ile varolabilmek çok önemli bir sorunsal: Ötekine rağmen, öteki ile beraber, ötekine karşı, ötekini yok sayarak, öteki ile savaşarak veya öteki ile barışık. Biz ve diğeri, biz ve ötekiler, derinlemesine ve sosyolojik boyutuyla tarihsel bir gerçek; günümüze dair ve yarının hatta yarından sonranın en önemli gündemi.
Yaşadığımız coğrafya ile sınırlı olmayıp dünya kara parçaları üzerinde tarihe mal olmuş her insan ve toplum eksenli çözümlemede karşımıza o, onlar ve öteki, ötekiler çıkar. Halkların, kabilelerin, ailelerin,insanların bir araya gelme serüvenlerinde hep o ” yabancılık” olgusu sınırlayıcı, ayrıştırıcı, ötekileştirici rol oynayan bir keskin kılıç olmuş. Ticaret ve dinsel serüven sosyalleşme ile beraber öteki ile yaşamayı öğretmiş. Tuhaftır ki ticari hayatta ötekilerle temas eden insan çok da güzel işler çıkarır. Yüzyıllar boyu ipek yolunda gidip gelmiş kervanlar, kuzey denizinden dünyaya açılan limanlarından uzaklara yelken açan Hollandalı kaptanlar sandıkları ve ambarlarındaki değerli mallarını satarken ötekilerle temas etmiş, tanışmış; emperyal ruhluları bir kenara koyarsak ticari dostluğu alıp insani temasa getirmişlerdir. Globalleşmiş dünyada, hele ilerde dünyamızı kaderine terkedip uzayda yeni dünyalar kurmanın planlarını yaparken yabancıya karşı savunma, kapanma, saklanma, karşı koyma refleksi artık çok gerilerde kalan ilkel bir davranış modeli oldu. Gerçekte biz, içimizdeki saklı “yabancılık, öfke, paylaşmaya karşı direnç, kibir ve benzeri özellikleri “ karşımızda da görebileceğimiz paronayası ile mi böyle aşırı ve sonra sosyolojik bir garabet halini alan sakat davranış modeline bürünüyoruz? Ötekileştirme… Asıl olan her şeye rağmen birlikte yaşamanın insani zenginliğinin farkına varmak, onu beslemek , geliştirmektir; sonra keyfini sürdüğünüz barışçıl dünyada insan olmanın onurunu hücrelerinize kadar çekerek teneffüs edersiniz.
Evliya Çelebi gibi dünyayı gezmeye ömrünü adamış pek çokları geri döndüklerinde görgülerini kendi insanları ile paylaşırken bilinmeyenlerin yabancılığına son vermeyi amaçlamış. W.Shakespeare’in “Siz kim olursanız olun, biz kim olursak olalım, sizin kültürünüz de bizimki kadar önemlidir.” Sözündeki ince detay gezginlerin seyahatnamelerinden alınmış sonuç cümlesi gibi.
Seyyahlarla edebiyatçıların seyahat konusunda ortak paydada buluşması tesadüf değildir. Hoşgörü, değiştirmeden kabul etme aslında bilgelik ürünüdür. “Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.” Diyen Mark Twain ile toplumsal bir seyahate çıksanız sonucun ne olacağı malumdur.
Anlaşmamızın yolu önyargısız konuşmaktan geçiyor. Konuştukça birbirimizi tanıyabiliriz. Yoksa…
“Eğer yemekleri red edersen, adetleri görmemezlikten gelirsen, din’den korkar, insanlardan kaçarsan, evinde oturman senin için daha iyi olacakdır.” Diyen James A. Michener haklıdır deriz. Ötesi için de artık gönüllere seyahate gerek yoktur.
Sevgili Doktor Nedim İnce’ ye “Portreler” kitabıyla bize böyle bir yazıda ilham olduğu için teşekkür ediyoruz.
HARUN ÖZMEN
YORUMLAR
Değerli bir paylaşımdı doktor bey, değerli hemşehrim. Bizlere hatırlattığınız için, yeniden okuma şansını verdiğiniz için teşekkürler. Başarınızı kutlarım, sizi ve arkadaşlarımı çok özledim, görüşebilir miyiz bilmem ama hep duacınız olacağım. Selam ve saygılar.