- 750 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YEMİN, NAMUS VE ŞEREF
Yeni mecliste yolu hapishanelerden geçen milletvekili sayısı bir önceki döneme göre hayli fazla. Özellikle PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP’nin, bazıları yeni seçilen, bazıları ise kamuoyunca uzun yıllardır siyasi faaliyetlerinden tanınan milletvekillerinin biyografileri, diğer partilerin milletvekillerinden oldukça farklı.
68 ve 78 kuşağından sosyalistler, 90’lardaki gençlik örgütlenmelerinde yer alanlar, hukuk mücadelesi yürütenler.
Bazıları çocuk yaşta olmak üzere çoğu uzun yıllar hapishanede yatan HDP’nin yeni seçilen milletvekilleri arasında PKK’ya katılan yakınlarını çatışmalarda kaybedenler de var.
Ayrıca bu isimlerin yanı sıra, Abdullah Öcalan’ın yeğeni ile "Dörtler" olarak bilinen Diyarbakır Cezaevinde 1982’deki açlık grevinde ölen Kemal Pir’in yeğeni de HDP’nin yeni milletvekilleri arasında.
Sadece HDP’nde yolu hapishaneden geçmiş -çoğu KCK davası- 20’ye yakın milletvekili bulunuyor.
Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni dönemde çoğu “ülkenin rejimini silah zoruyla yıkıp yerine Marksist-Leninist düzen kurmak” suçundan –halk arasındaki yaygın söylenişiyle bölücülükten- hakim karşısına çıkmış ve ceza almış bu şahıslar yemin ederek görevlerine başlayacaklar.
Milletin huzurunda okuyacakları yemin metni ise aynen şöyle:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Türk Dil Kurumuna ait büyük Türkçe sözlükte yemin kelimesinin karşısında “Tanrı’yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama” yazsa da etimolojik olarak Arapça kökenli olan yemin kelimesinin anlamı sağ el, bereket, güç, kuvvet demektir.
Söze güç, kuvvet katmak için kullanılır ve dilimize de İslam dini ile birlikte yerleşmiştir.
Aslında İslam akaidine göre yemin daha çok Allah’ın isimleri veya zâtî sıfatlarından birisi anılarak yapılır. Kısaca yemîn veya and bir şeyi yapacağına veya yapmayacağına dair, genellikle kutsal kabul edilen bir varlık üzerine verilen sözdür diyebiliriz.
Önceki dönemlerden yaşadığımız tecrübelerin ışığında milletvekillerinin hatırı sayılır bir kısmının bu yemine sadık kalmayacaklarını rahatlıkla ifade edebiliriz. Bu durumda iki seçenek geliyor insanın hatırına. Ya “namus ve şeref” kelimesi bu vekiller için bir anlam ifade etmiyor ya da vekiller için bu tören basit bir formaliteden ibaret.
Aslında gönlümüzden geçen müeyyide “yeminine sadık kalmayanların vekilliklerinin düşürülmesi”dir. Ancak böyle bir uygulama olmadığına göre en pratik çözüm önerisi olarak aklımıza gelen şudur:
Ya mecliste namus ve şeref üzerine yemin edilmesin ya da namussuz ve şerefsizler vekil olmasın!
Vefa, selam ve dua ile.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.