- 458 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Hokkabaz
Hokkabaz
Bu zamanda kimse Tanrı ile özel bir ayrıcalıklı ilişki içinde olduğunu ispatlayamaz! Eski zamanda büyücüler ve hokkabazlar ve karşısında da mucizeler ile bu ispat edilmeye çalışılmış ama günümüzde illüzyon deşifre olmuş durumda. Bu zamanda hokkabazlıkla, illüzyon ile büyü ve sihir ile böyle bir ispat kabul görmez! Tanrı her daim her şeye hakim elbet!
Eski zamanda, mağlup olan hokkabaz ve büyücüler, Firavunun destekçileriydi ve çark ettiler, Musa karşısında. Firavunun hokkabaz ve büyülerine karşı mucize Musa’dan, asadan gelmiş.
Nemrut’u da bir topal ve kanadı kırık sinek, beynine girip mağlup ediyor!
Bu hikayelere sembolik bakabiliriz!
"Vaat edilmiş toprak ve seçilmiş ırk!" bu söylemde, “Tanrı adına konuşmak var! Egemenlik mücadelesinde, “Tanrı bizimle ya da benimle" bu söylemde ne var bu söylemde de aynısı var! Tanrı adına konuşmaktan vazgeçmedikçe insanlar Tanrı adına kavga etmeyi de bırakamayacaklar! “Tanrı yarattıklarına eşit davranmıyor, aralarından birilerini kavga için seçiyor!” denir ise bunda bir yanlış anlama vardır!
"Seçilmiş ırk" iddiasının sonucu, bunu iddia edenler aleyhinde sonuçlanmış ve ırksal katliamlar olmuş! "Vaat edilmiş toprak!" iddiasının sonucu işgalleri meşru göstermek ve kutsal savaşlar yapmak olmuş. "Tanrı bizimle ya da benimle" söyleminin sonucu da ötekileştirmek ve egemenlik mücadelesini kutsal zemine çekme çabası olmuştur! Tanrı aslında ırksal üstünlük söylemini cezalandırmış. Vaat edilmiş toprak söylemini bitmek tükenmek bilmeyen kuşatma ve savaşlarla cezalandırmış. "Tanrı sadece bizimle" ya da "Sadece benimle" diyenleri de diğerlerinin nefretiyle cezalandırıyor. Anlayana. Yani Tanrı, tüm kullarına şah damarından yakın. Hala yok "Seninle değil, benimle" veya "Sadece bizimle" şeklinde "Tanrı adına" konuşuluyor ise vazgeçilmeli! Ya da Tanrı zaten karşılığını verir. Tercih insanın.
“Evrensel eşit insan” prensibinden bahsetmek isterim!
Tanrı tüm yarattıklarını her an görür ve gözetir! Yarattıkları arasında ona muhalif hiçbir şey olamaz! İnsanlar tercihlerine göreceli olarak sadece bunu iddia eder! Sonsuz ve sınırsız kudreti olan ve her şeyi yaratan ve daim olmasını sağlayan biri, kendisi adına kimseden yardım istemez! Bu saçma bir iddia olur! Yani evrende insanın gözlemlediği “İyi-kötü” göreceliliğinde her ne var ise bu Tanrı’nın dilemesinden gayri olamaz! O halde “Tanrı adına veya yerine konuşmak veya onun yardımcısı olarak kendine görev edinmek!” abes olur! Tanrı, abesle iştigal etmez! Ve bunu zaten evrensel adalet, reddediyor; evrensel sistem tarafından bu söylem ve hareketler dışlanıyor!
“Evrensel eşit insan” profilinde, mevki ve makam sadece idari açıdan belki olabilir, ideal açısından olmamalı ama! Aslen olamaz! Tüm insanlar “İnsan” olma açısından birbirlerine karşı hak ve hukuk bakımından eşittir! Bu eşitliğin kabul edilmesine dek kavgalar sürer ve eşitliği kabul etmeyenler arasında kıyasıya mücadeleler olur! “Evrensel eşit insan!” açısından bir hizmetkar ile efendi arasında “İnsaniyet” noktasında ayrım olamaz! Bu kolay kalkmaz ama hedef olarak belirlenebilir! Dikkat ederseniz, eşitliğe karşı olan bazı hokkabazlar, “Seçilmiş ırk, vaat edilmiş toprak ve Tanrı benimle veya bizimle” söylemini kullanırlar! Yukarıda da bahsettiğim gibi; Bu zamanda kimse Tanrı ile özel bir ayrıcalıklı ilişki içinde olduğunu ispatlayamaz! Eski zamanda büyücüler ve hokkabazlar ve karşısında da mucizeler ile bu ispat edilmeye çalışılmış ama günümüzde illüzyon deşifre olmuş durumda. Bu zamanda hokkabazlıkla, illüzyon ile büyü ve sihir ile böyle bir ispat kabul görmez! Tanrı her daim her şeye hakim elbet!
Son tahlilde; bir efendi ile hizmetkarın insan olma noktasında aynı hizada olduğu ideal bir toplum hedefi “Evrensel eşit insan” hakikatinin kabul ve işletilmesiyle olur ve olacak! Tanrı ile özel bağı olduğunu iddia edenler, birbirleriyle kıyasıya savaşıp birbirlerini nötrleyecek! Aslında bu mümkün; eski zamanda adaletiyle övülen kişilerin nasıl davrandığı unutulmuş ama şimdi yeni şeyler söylemek zamanı! Düşünsenize böyle bir toplumda herkes çalıştığının karşılığını alır ve kimse diğerine karşı iş dışında hükmetmek ve insaniyet noktasında büyüklenmek hakkını elde edemez!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Külli irade karşısında cüzi iradenin bilincinde olmaklığın sonucudur ki, Sultan Alpaslan Malazgirt Meydan Savaşı öncesinde askerlerine "Şimdi şu savaş meydanında Allah'tan başka sultan yoktur!" inancıyla sesleniyor, kendisinden 5 kat büyük ordu karşısında bunun tecelli ettiğini görüyordu...
Mitomania esiri Romen Diyojen ise, Türkmen ferasetine tutsak düşüyordu...
Yazıdan mülhem benim naçizane yorumum böyle üstadım...
Selam ve saygılarımla.