- 554 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kabuğu Kırarken
Deleuze şöyle diyor: Sözcüklerin kabuğunu kırın, şeylerin kabuğunu kırın. arzunun kabuğunu kırın.Hayatımızın kabuk bağlamaması için kabukları kırmak zorundayız o halde.
Kabuklarını kırdığımızda ne olur? Taşan anlamlarla karşılaşırız diye düşünüyorum. Karşılaşmak istemediğimiz anlamlarla da karşılaşabiliriz bu arada. Göze almalıyız.
Sözcükleri olduğu halleriyle kullanırsak, şeyleri olduğu gibi görmeye devam edersek nasıl aşabiliriz kendimizi?
"Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın
Ne polis" diyebilmek isteriz hepimiz ama bunun için korkularımızı yenip kabukları kırmalıyız.
Dağı dağ olarak görmeye devam edersek, dağ demek istediğimiz zaman dağ dersek nasıl ulaşırız ölümsüzlüğe?
Kırın kabukları ve çıksın içinden anlamlar. korkmayın,yadırgamayın,susturmayın. Kırın kabuğunu halının,içinden tozlar ve anılar ve adımlar çıksın.
En zoru da kendi kabuğunuzu kırmaktır. Bencilliğinizin içinden özveri aksın. Düzeninizin içinden dağınıklık yayılsın.
"Ben bu kadar değilim" diyebilmelisiniz.Üşümeyi ve ürpermeyi göze alın. Göze alalım.
Kabuğu kırmamak da mümkün ama hayatlarımız kabuk bağlamasın diye yazdım.