- 635 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Biraz ruh, az buçuk beden
Kendimi affetmeyi başardığım gün bilin ki hiç yargılanamayacağım. Ne kötüydü o günler aslında; çocukluk... Pamuk şekerler yoktu ağzımın etrafında, burukluk vardı tatlardan, eksikti tüm baharatlar ve acı doluydu anılar. İtiraf etmeli artık, çocuk olmak mı yeniden? Teşekkür ederim, çok nazik bir teklif ama istemiyorum. Kabul ediyorum, o günler değildi özlenmeye değer. Zaten, yalan söylemeyi bırakalı çok zaman oldu, unutmuşum, kimyam tutmuyor.
Pamuk şekerin tadını bilmeyişimin suçlusu olabilir mi diyorum kendime. Yok be kızım diyorum, olaylar olur, insanlar unutur, zaman geçtikçe anılır anıldığında çoktan değişmiş olur olmuş olanlar. Fakat bilinç, ruh... Ne mümkün? Unutmak insana özgü değil, bedene, beyne has. Unutmak, hatırlayamamak bir yerde, içinde olan şeyleri gün ışığına çıkartma kabileyetini kaybetmek demek. Çok cesur bir çocuktum yine de olaylar oldu tepkiler bile vermedim bazen, ama olayların kahramanı şu an farklı. Bu insanı nefrete sürüklüyor, keşfettim sonunda temel sorunu: nefret. Kendini mükemmel ilan etmek için suçunu kabullenmeyen insan evlatları yüzünden içimde yeşeren nefret duygusunun üstünü kapatamıyorum artık. Öylesine büyük ağaçlara sahip ki şimdi gönül bahçem hani hamak gerip üstüne yatsanız kitabınıza gölgelik bile olurlar. Böyle bir şey işte iç dünyam, hiç de dışa yansıtmam. Öyle ki o ağaçlar daha da büyümesin diye kaçarım sürekli. Dayanamam bazen suretlere, öylesine korkarım onlardan ve bana yapabileceklerinden. İçimdeki inanılmaz dürtüleri uyandırdıklarından belki de... Oysa kimsenin suçu yok ki. Olaylar olur, insanlar unutur. Hani nasıl desem, yaşanacak şeyler vardır ve şarttır kimi zaman. Yalnızca kendime çok yüklenmesem, rahat bıraksam ruhumu ve umursamasam o günleri, o zaman ’şimdi’ tam da şu an pamuk şekerler gibi olmaz mıydı?
Yargılanamam hem affedersem kendimi. Kendimi üzdüğüm tüm 2. ve 3. tekil-çoğul şahıs olaylarıını tek tek masaya yatırsam ve desem ki kendime, seni diğer insanların hataları yüzünden üzdüğüm için çok ama çok özür dilerim. Sonra bir de desem ki kendime onlar unutur çünkü karar verip uygular, sen ise mecbur kalırsın sürüklenmeye orda oraya, ondan unutamazsın kızarsın çünkü ve çocukça öfkelenirsin, ondan nefret edersin, bu yüzden bırak desem. Bırak dünyevi işlerin peşini de çekil köşene otur desem. Bilmez misin ki sen de yapacaksın bunları zamanı geldiğinde ve üzeceksin çocukları, çocuklarının da çocuklarını desem. Sonra ruhum dikilse karşıma ve bedenime dönüp dese ki, fazla duygusalım çok affedersin. Bütün bunlar olsa yürekten, şimdi tam da şu anda her şey ve ben siktir olup gitmez miydik? Ait olmaz mıydım bugüne, ve gelecek beni tanımaya başlamaz mıydı? Tüm korkularım silinmez miydi gökyüzünden, bedenime çöken ruhi ağırlık buharlaşıp gitmez miydi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.