- 569 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Her Savaş Bir Yoksulluğun Başlangıcıdır Aslında
Dünya var olduğundan beri kaos, kavga ve savaşlar hiç eksik olmamıştır yeryüzünden. Kime ne faydası var savaşların diye soracak olursanız, buna da verilecek tek cevap sadece silah şirketleridir. Düşün bir kere silah şirketlerinin üç beş tane patronu ve binlerce çalışanından gayrı savaşın hiç kimseye faydası olmayacak. Geride binlerce ölen, yaralanan kadın, erkek, sabi sübyan. Kullanılan kimyasal ve nükleer silahlar yüzünden onarılamayacak kadar tahrip edilen tabiat varlıkları ve tarihi eserler. Silah şirketinde çalışan bir baba, kazandığı parayı iki oğluna bir kızına yedirirken hiç düşünmeyecek mi ’Benim çocuklarım güzel okullara giderken Irak’da Afganistan’da, Somali’de çocuklar sapı sapır toprağa düşecek ve onların oyuncakları sahici silahlar olacaktır.’
Daha önce yapılmış iki dünya savaşı da savaşa giren ülkelerde ve halklarında büyük maddi ve manevi zararlara yol açmıştır. Bunu kesinlikle inkâr edemeyiz. Bu savaşlardan sonra meydana gelen yıkımları onarmak ve o toplumları eski hallerine, yaşayış şekillerine geri döndürmek yıllar almıştır... Japonya İkinci Dünya Savaşında iki milyona yakın insanını kaybetmiştir ve sanayi gücü olabildiğince zayıflamıştır savaş öncesine nazaran. Savaştan sonrada kaybeden tarafta olduğu için teknolojik üstünlüklere sahip çok gelişmiş bir ordu kurmasına izin verilmemiştir. Almanya ve İtalya’da hakeza aynı durumlara düşmüşler ve savaştan sonra toparlanmaları uzun zaman almıştır...
Yakın zamanda İran ve Irak iki Müslüman ülke olarak emperyalistlerin gaza getirmesi ile aralarında savaşa tutuşmuşlar ve bu savaşta her iki taraftan da milyonlarca insan ölmüş veya yaralanmış yüz binlercesi sakat kalmıştır, daha sonra ABD’nin Saddam Hüseyin ile menfaatleri bitince onu bir kalemde harcamaktan da çekinmemiştir Sam Amca. Bildiğiniz gibi İran-Irak savaşının da kazananı olmadığı gibi her iki ülkede büyük yıkımlara uğramışlardır. Sonunda da eski ülke sınırlarına geri dönmüşlerdir. Bu savaşta Rusya İran’ı destekler gibi görünmüş, Amerika’da Irak’ı desteklemiş ve her iki süper güçte İran ve Irak’a milyarlarca dolarlık silah ve malzeme satmışlardır.
Hindistan ve Pakistan nükleer enerji üretebilen ve atom bombasına sahip olan iki büyük ülkedir. Bilindiği üzere atom bombası yapabilmek yüksek teknoloji ve maliyet gerektiren bir iştir. Caydırıcı olması sebebi ile ülkeler tarafından sahip olunması istenilmektedir. Buna harcanacak zaman ve parayı ülkeler halklarının refahı ve mutluluğu için harcasalar daha güzel olmaz mı? Nükleer enerjiye sahip ol, ama gitgide kalabalıklaşan ülkelerinizde bir türlü nüfus planlaması yapamayın halkınızı da fakirlikten sürüm sürüm süründürün. Bu mu insanlık?
Gelelim ikiz kulelerin yıkılması olayına. Bunun Müslümanlar üzerine yıkılmaya çalışılması da bir emperyalist taktiğidir aslında. İkiz kuleler yıkıldıktan sonra bütün Müslüman coğrafyalarına emperyalistlerce ağır saldırılar başlatılmıştır. Başta Irak, Somali, Afganistan, şimdilerde Libya ve Suriye her gün kaos ve anarşi ortamına sürüklenmektedir. Bir coğrafya baştan ayağa yıkılırken ABD silah şirketleri kâr üstüne kâr rekorları kırmaya devam etmektedir son hızla... Üç beş tane fok balığı ya da balina için dünyayı ayağa kaldıran emperyalist ülke vatandaşları, milyonlarca insan sorgusuz sualsiz öldürülürken, işkencelere uğrarken, kıllarını bile kıpırdatmamaktadırlar işte bu yaşananlar çifte standart denen olgunun dik alasıdır...
Sovyet Bloğu çöktükten sonra şu anda tek güç gibi görünen ABD dünyayı kasıp kavurmaya devam etmektedir. Şimdilerde karşılarında ne Sovyet bloğu ne de Çin ya da Küba vardır. Bakın çevrenize bütün silahlar Müslümanlar üzerine çevrilmiştir. Tek düşman Müslümanlar ve İslam Ülkeleridir. Bu nasıl yaman bir çelişkidir ki bir zamanlar Komünist Ülkelere karşı silah yardımı yaptıkları ve destekledikleri ülkeler şimdi azılı birer düşman olmuşlardır. Emperyalistler doğaları gereği bulundukları toplumları refah içinde yaşatmak ve daha ileri seviyelere taşımak, şirketlerine kâr üstüne kâr rekoru kırdırmak, Müslüman ülkelerin doğal kaynaklarını alabildiğine sömürmek için her iki üç senede bir mutlaka savaş çıkartmak, çığırtkanlığı yapmak zorundadırlar. Bir yere gelip mutlaka tıkanacaklar o da aşikâr. Dünya milletlerinin birçoğunun nefretini kazanan bir ülke eninde sonunda ekonomik olarak gerileyecek ve çökecektir ki ayrıca bir dolu sosyal problemle de (AİDS, uyuşturucu, fakirlik) boğuşmaktadırlar.
Dünyanın zenginlik ve güzelliklerinin dünya halkları arasında eşit şekilde paylaşılması hem barış ortamını meydana getirecek hem de emperyalizme ağır bir darbe vuracaktır kanaatindeyim. İnsanlık artık yeni bir yola girmek mecburiyetindedir. Açlığı, yoksulluğu ve savaşları ortadan kaldırmaya var gücümüz ile çaba harcamalı dünyayı yaşanabilir bir gezegen kılmak için tüm insanlık hep birlikte seferber olmalıyız. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...