- 416 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Arıtmak
Arıtmak
Bir kasabada, su şebekesine bağlı tüm musluklardan bazı bulanık, bazı da berrak görünen ama içeriğinde, öldürücü, uyutucu, aklı giderici ilaç bulunan su akıyor! Bu hal zamanla kanıksanıyor! Kasabalılardan bazıları, çok eski olan kaynağı ve ana depoyu sorguladığında ise şiddetli ikaz ile karşılaşıyor! "Dağıtım hattından veya kullanıcıdan kaynaklı bir sorun!" olarak değerlendiriliyor!
Bu hal, nesiller boyu devam ettiğinden depo ve ana kaynak dışında soruna çare aramaktan başka bir şey de akıllara gelmiyor, gelse de zaten kaynağı sorgulamak veya depoyu sorgulamak mümkün değil! Sektörden kazananlar bu sorgulamaya genellikle karşı çıkar! Bazıları, kendi hattının girişine "Arıtıcı" bağlıyor ve su ne durumda olursa olsun arıtmayı tercih ediyor! Suyunu arıtmak istemeyenler veya arıtmaya gücü olmayanlar, suyunu arıtıp kullananları, depoya veya kaynağa güvensizlikle suçluyor ve onların “Şüpheci” ve “Bozguncu” olduklarını aralarında yayıyor! Kaynak üzerinden zamanla ayrışmalar oluyor ve “Kaynağa güvenenler”, “Kaynağa güvenmeyenler” olarak ilk ayrışma yaşanıyor!
Sonraları “Kaynağa güvenenler” suyu arıtmadıkları için çıkan sorunlar yüzünden kendi aralarında ayrışmalar oluyor! “Kaynağa güvenmeyenler” arasında da iki durum oluyor, Kaynağa güvenmeyenlerin, suyunu arıtan kesimi ile kaynağa güvenmeyen ancak suyunu da arıtmayan kesim arasında da ayrıca sorunlar çıkıyor! Bu sorunlar bazı mahallelerde, “Mahalle içi kavga” olarak görülür iken bazı da “Mahalleler arası kavga” şeklinde büyüyor!
Bir de kaynağa güvenmediği halde kaynağa güveniyormuş gibi yapanlar var! Bunlar, “Kaynağa güvenenler” arasında güveniyor görünür, “Kaynağa güvenmeyenler” arasında da güvenmiyor görünürler! Bunların da iki durumu var; suyunu arıtanlar, arıtmayanlar! Arıtanlar, hem suyun zararından kurtulur hem de bu konuda yaşanan ayrışma yüzünden çıkan sorunlardan kurtulur! Arıtmayanlar ise bir arada bir derede hem suyun etkisinden hem de “Kaynağa güvenenler” ve “Kaynağa güvenmeyenler” anlaşmazlığı yüzünden çıkan sorundan etkilenirler!
Kasabalı bu durumda debelenirken, birkaç kişi de şöyle yapar; “Kaynağa güvenen” ve “Kaynağa güvenmeyen” tartışmasının tamamen dışında kalıp, suyunu arıtarak kullanmayı seçer! Şayet şebeke suyundan arıtılmamış su, ona ikram edilir ise bazı içer, etkisini bildiği için, geçici olan bu durumu bir şekilde atlatır! Fakat istisnai bir durum olarak bunu yapar ki tamamen etki altında kalmasın!
Komşu kasabalılar ise bu durma anlam veremez! Bazı komşu kasabalılar durumu önemsemez iken bazısı “Kaynağı kontrol edin!” şeklinde fikir verir! Kasabalılar, durumu önemsemeyen komşu kasabayı “Zararsız” görür! Durumu ikaz eden komşu kasabalıları suyunu arıtmayanlar arasından “Düşman!” ilan edenler çıkar, suyunu arıtanlar ise uyaran komşu kasabalıları “Dost” olarak görür!
Komşu kasabalar arasında bu kasabanın durumundan faydalanmak isteyenler kolları sıvar ve onlara arıtılmış su satmayı planlar! Zamanla bu kasaba da kendi kaynağı sorunlu suyunu komşulara satmak ister! Ve süreç böyle devam eder gider!
Son tahlilde; ortada bir sorun var ise kaynağa bakılır! Kaynağa bakmak önlenir ise yola bakılır! Yolda sorun yok ise kaynakta sorun vardır! Ortak kaynakların kullanımı herkese açıktır! Kaynağa sınır konmuş veya yola sınır konmuş ise ortada bir sorun vardır! Yani şeffaflık yok ise sorun vardır! Akıl, sorunları aşmak için kullanılır, aklını kullanmayanlar ise bozuk su içer! Birey, bilgileri arıtarak değerlendirdiğinde kaynak nasıl olursa olsun, sorun yaşamaz! Arıtalım, arınalım! Selametle!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.