- 809 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AYNUR ENGİNDENİZ'İN YAZDIKLARI!(1)
Elime aldığım her eser benim için değerlidir. Sonuçta ortada bir emek var, kafa yormak var, uykusuz gecelerde oturup yazmak var. Kitap bitince hemen özetini çıkarır arasına sıkıştırıp raflardaki diğer kitapların arasına koyarım. Eğer o eser hoşuma gittiyse aklımın bir köşesine yer etmişimdir onu. Arada bir eski bir dostla hasret giderir gibi alırım elime; tozlandıysa tozlarını siler, sevgiyle okşar, kapağını kaldırır tekrar kaldığımız yerden sohbete başlarız.
Aynur Engindeniz’in yazdıkları da bunlardan biridir. Aynur Hanım’ın yazdıklarını okudukça dinginliğe kavuşur günün yorgunluğunu üzerimden atarım sanki. Monteskiye’nin Denemelerini elimden düşürmediğim, kırk yıldır hala okuduğum gibi okurum Aynur kardeşimin yazdıklarını.
İsterseniz lafı fazla uzatmadan yazdıklarından hemen başlayalım.
1- Mehtaba Karşı Mektuplar
“ İlle de yenilecekse kavga edip yenilmeli insan…” diye başlayarak adeta ana temayı belirlemiş gibi hissediyor okuyucu ilk anda.
“…Ama dilerim sen hiç kavga etmek zorunda kalma. Pembe bir tebessümle çocuğun önüne dökmesi gibi versin sana hayat beklediklerini…” Burada yazarımız seslendiği, kaleme aldığı kahramanına duygusal yaklaşarak onun incinmesini,kırılmasını, hayat karşısında yenik düşmesine bir türlü gönlü razı olmuyor gibi. Yazarımız, can dostunu çok sevmiş olmalı ki nasihatlerine devam ediyor: “…hayat hüznüyle güzel. Mutluluklarda acılar var oldukça güzel.” Demekle hayatın tekdüze akıp gitmediğini vurguluyor.
“ Seni de mi erken çıkardılar kundaktan?” diye sorarak dünyanın kederlerini şimdiden üzerine yükledilerse ben sana atkı örer arasına karanfil koyarak sıkıntılardan korunmanı sağlarım diye sevecen yaklaşımda bulunuyor.
“Yazarken bir kağnı kadar ağır ve gıcırtılı hayat…” diyor can dostuna.Bu cümle bile başlı başına mektubu zenginleştirmeye yetip de artıyor bile. Doktrin gibi cümle. Dön dön tekrar oku. Y a da küçük bir kağıt parçasına yazıp unuttukça aç bak. Bu cümlede her şey hulabilirsin. Hayatı sil baştan analiz edip tekrar sentezleyebilirsin bence. Bu cümlenin devamı olarak “…Bir şiir gibi diyor. Bir şiiri yazmak için günlerce ter dökersin nerede hata yaptığını sen bilirsin sadece ama onu eline alan bir çırpıda senin neler çektiğini duyumsayamadan sel gibi okur. İşte burada harika bir metafor devreye girerek mektuba estetik özellik kazandırıyor.
Sonra hayatın somut yanıyla gerçekleri sergilemeye devam ediyor mektubunda.
Bir daha geceleri ağlama diye tembihleyip “ Gel “ diye seslenerek hayata dik durarak sarılmasını tembihliyor ve bir daha geceleri ağlama diye teskin ediyor can dostunu.
Düş perisinin sağladığı ilhamla can dostuna yazdığı mektubu bizlere sunduğu için çok teşekkürle Aynur Engindeniz’e…
2- Gör Beni Anne!
Bu mektubun kaleme alış tarihi: 2009. Altı yıl geçmiş aradan. Yüzyıl geçse de tazeliğini koruyacaktır bu mektup. Kadınlar eşit görülmediği müddetçe böyle dramatik olaylar cereyan ettikçe bu gibi mektupların yazılmaları devam edecektir.
Bu mektubu bitirdikten sonra hüzünledim ama bir o kadar da acıyı derinleştirdiği için haz duydum.
Mektup; anne-kız arasındaki döngüyü kaleme alıyor. Anne, hayat kavgası içinde. Kız, daha çocuk. Annesini sadece akşamları görebiliyor. Evde akşama kadar hep yapayalnız. Sürahi kırılsa annesinden azar işitiyor, dayak yiyor. Anne- baba sürekli kavgalı. Kızın beklediği sevgi yok. İçine kapalı. Kız yirmisine kadar evde uslu uslu oturuyor. Anne- babasının uygun gördükleri biriyle evlendiriliyor ama onun da kaderi annesinden besbeter oluyor. Koca dayağından gına gelip baba ocağına kaçıyor ama “ kadının yeri kocasının yanıdır” telkinleriyle umarsız bir şekilde boyun eğiyor kaderine.
Sonunda birazcık sevgi olsaydı ne olurdu dercesine iç sızlanmalarıyla mektup bitiyor ama okuyanı da kendinden ediyor Aynur Engindeniz…
(Devam edecek…)
YORUMLAR
Aynur demiş ama bende diyeceğim. Bu ne güzel bir vefa örneği....
Biz ne yapıyoruz?
"Aynur Hanım çok güzeldi" yada buna mümasil sözlerle geçiştiriyoruz okuduğumuz yazıları...
Hangimiz hangimizin bir yazısını böyle didik didik araştırdı ?
Yav Ayhan sen çok vefakar bir insansın. Seni tanımış, çayını içmiş, batıkentin bir pazarında saatlerce sohbet etmiş olmak benim için bir ayrıcalık...
Sen dostsun...
Sen dostsun...
Sen dostsun...
Ayhan Abi, ben bunca yıldır bu sitedeyim ikinci kez böyle bir vefa örneğiyle karşılaşıyorum. Sanırım yazdıkları bir başka site yazarı tarafından böylesine vefayla irdelenen bir ikinci şahıs daha yok benden başka. Bunun için Rabbime şükür sana ve Entellektüel41 hocama teşekkür ediyorum. Sizin bu yaptığınızda düşünenler için büyük bir ibret vardır. Kimsenin kimseyi çekemediği bu edebiyat camiasında sizler gibiler var oldukça bizim kitabımız olmuş ne yazar olmamış ne yazar. Bana bu vefa on yıl yeter.
Mahcubiyetle ayrılıyorum sayfandan. Emeğine gözlerine sağlık. Dolu dolu suskun cümlelerle. Sen hep var ol, edebiyatın yılmaz şovalyesi.