- 973 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
ENGEL, ENGEL DEĞİLDİR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
ENGEL ENGEL DEĞİLDİR
KARAKTERLER
HAMDIYE: 30 yaşında işitme engelli genç kız (evlenmemiş)
ESMA NİNE: 65 yaşında bir nine. Hamdiye’nin komşusu
AYŞE HALA: Hamdiye’nin komşusu
TOPAL GENÇ: yanlış anlaşılma kurbanı
(Karadenizli kadınlar bir tarlada ellerinde kazma ile çalışmaktadır.)
ESMA NİNE (ellerini beline koyup yüzünü buruşturarak): oy oy ooy beluumm…
AYŞE HALA (elindeki kazmayı yere bırakıp Esma Ninenin yanına koşar): Esma nene, otur sen birak çalişma Allah aşkına. Ağri kesici var mi yanında?
ESMA NİNE: Evde var yanıma almadım kuzim.
AYŞE HALA (kendisine 3 metre uzaklıktaki Hamdiye’ye yönelip yüksek sesle):Hamdiyeee! Hamdiye!
(hamdiye duymamıştır elinde kazma ile toprağı eşelemeye devam etmektedir.)
AYŞE HALA (biraz daha yüksek sesle): Kız Hamdiye!
HAMDİYE (Sesin geldiği yöne bakar): hı? Noldi? Bağa mi bağırdun?
AYŞE HALA: Yerum seni Hammm diye. (deyip esma nine ile gülerler. Hamdiye elindeki kazmayı yere bırakıp koşa koşa yanlarına gelir.)
HAMDİYE: Ayşe hala, niye hamsiye dersun beni?
(Ayşe Hala ile Esma Nine birbirine bakıp gülerler)
ESMA NİNE (tekrar ağrıları tutar): uuuy belum belum beluuuum…
AYŞE HALA: sen birak eve git Esma nene.
ESMA NİNE (ağlamaklı sesle): kızım ben birakayim da kim yapsun bu kadar işi? Elsam da ben yapacağum ooyy…
HAMDİYE ( şaşırmıştır): Esma Nene, nere gelsan da terk edecesın? Anlamadım ben şindi.
ESMA NİNE (Ayşe halaya biraz yaklaşıp): İyi da annesi vermedi oni kocaya, nasi geçineceğıdi, bu her şeyi yanlış anlay.
AYŞE HALA:çok zor olurdi Esma Nene.
(Hamdiye onlara boş boş bakmaktadır. Onlar da ona acıyarak bakar. Hamdiye bunu fark edince başını öne eğer)
AYŞE HALA (Hamdiyenin yanına yaklaşır): Hamdiye, Esma nenenun evine git, bir sürahi su al bi da ağri kesici gel.
HAMDİYE: Nasi?
AYŞE HALA (daha yüksek sesle ve yavaş yavaş) Esma nenenın evine git, bir sürahi su, bi tane da ağri kesici al gel.
HAMDİYE: haa anladım tamaam, ben çabuk gideyim da geleyim.
(sahnenin bir ucuna gider, seyircinin görebileceği yere gelir. Oradan bir sürahi ve bir ilaç alır tam oradan ayrılacakken bir delikanlı ile göz göze gelir ve): Uy! (diye bağırıp kendini geri atar. Delikanlı da aynı şekilde hafif topallayarak kendini geri atar.)
HAMDİYE: Sen da kimsun? Haburda ne işun var?
TOPAL GENÇ: sizi korkuttuğum için üzgünüm hanfendi, sizi rahatsız ettiğim için çok çok çok özür dilerim.
HAMDİYE (başını evet şeklinde sallayıp acele acele): He!
TOPAL GENÇ (hafif öksürerek gırtlağını temizler) ben buralarda yabancıyım. Arabam bozuldu tamir edemedim. Bildiğiniz bir tamirci var mı? Sizden yardım umayım mı?
HAMDİYE: (başını evet şeklinde sallar yine) hee tamam. (deyip sahnede yürümeye başlar. Genç de topallaya topallaya onun peşinden yürümeye başlar. Biraz yürüdükten sonra gencin gitmediğini görüp hızlanmaya başlar genç de hızlanmaya başlar. Hamdiye bunu fark edince elindekileri fırlatıp koşmaya başlar ve bir yandan bağırır) Esma neneeee, Ayşe halaaaaa!!!
(esma nine ile ayşe hala onları görür ve ona doğru koşmaya başlarlar)
ESMA NİNE: uuuy noliy haburdaa? Uşacuk sen da kimsın niye kızumuzi kovalaysın?
TOPAL GENÇ (nefes nefese kalmıştır): Çok özür dilerim, galiba yanlış anlaşıldım.
ESMA NİNE: (genci dinlemeden yerden küçük bir taş alıp gence fırlatır.) det, kes sesuni, niye kızumuzi kovalaysin he? Niçun niçun niçun??
AYŞE HALA (Hamdiyenin kollarına tutup): tutmayin benii ula tutmayin beni kazmalan vurayım oni!
TOPAL GENÇ: Hey bakın, sakin olun. Benim arabam bozuldu yabancıyım buralarda, kayboldum!
ESMA NİNE: hade ordan yalanci, gül gibi kızumuzu kovalay duruysun, seni vurmalan eldururuk ha!
TOPAL GENÇ: (ellerini ağzına götürüp gözlerini iriletir): neey, bir de şiddet mi ha?
AYŞE HALA: ne şiddeti la? Biz şiddet mi uygulayruk sağa? Seni iftiraci yanuk patates! (deyip gencin omzuna okkalı bir yumruk indirir.)
TOPAL GENÇ: (hafif sendeler): hem vuruyorsunuz hem de iftira attığımı iddia ediyorsunuz! Yazıklar olsun
ESMA NİNE: (işaret parmağını sallayarak): uşacuk, seni şiddetlan gınayrum.
HAMDİYE: (titrek ve heyecanlı sesle): korgayrum ondan!
ESMA NİNE: Uyy benım komşumi nasi korkuttun, getırun bağa kuş tifeğımi vurayım oni kıçindan!
TOPAL GENÇ (titrek sesle): Neyy kuş tüfeği mii??
ESMA NİNE: He, doğri diysin, kuş tifeği bişe yapmaz sağa. Pompali tifeğumi geturun pompali tifeğumi!
TOPAL GENÇ: neeyyy pompalı tüfek mii?
ESMA NİNE: Daha beyuğu yok bizde. En beyuk tifek bu, idare edecesın.
TOPAL GENÇ (elini kalbinin üzerine getirir): ah, bana bir şeyler oluyor. Ahh kalbiimm
AYŞE HALA (elindeki kazmayı gence gösterip): uşacuk habu elumdeki kazmayi göriy misun?
TOPAL GENÇ: E-evet ne-ne olmuş?
AYŞE HALA: işte oni senun elune verururm habu koca tarlayi tek başina yaptururum sağa.
TOPAL GENÇ (ellerini semaya kaldırır) Allahım ne iyi insanlar varmış, şükürler olsun sana.
HAMDİYE (dayanamaıp meydana çıkar): E durun ben da diyeyim bişe!
(herkes ona bakar) bakın şindi, bağa bu uşak dedi ki tavuklari kondurayim mi? ben de he dedım oğa düşti peşume. Halbuki tavuklar konmişidi.
(Kadınlar gence bakar)
TOPAL GENÇ (büstütün şaşırır ellerini ağzına götürür.) neeeey nasıııılll!!! Ben öyle bir şey demedim kiii!! Siz beni tamamen yanlış anlamışsınız. Ben, sizden yardım umayım mı? diye sormuştuuumm!
ESMA NİNE: sus la havlayıp durma karşumuzda!
HAMDİYE: nasiii?? Tavlayi mi kurmiycak karşumuzdaa?? O nasi olacak?
(genç olayı çakmıştır. Acıyarak Hamdiyeye bakar bir süre.)
TOPAL GENÇ: siz işitme engelli misiniz?
HAMDİYE: nasii?
AYŞE HALA İLE ESMA NİNE AYNI ANDA: He!
TOPAL GENÇ: olayı şimdi çözdüm. Hanfendi beni o yüzden yanlış anlamış. Boşu boşuna kargaşa çıktı aramızda. Çok üzgünüm.
(esma nine ile ayşe hala hatalarını anlayıp boyunlarını bükerler.)
ESMA NİNE: sakatluk boyle bişe. Kusurumuza bakma uşağum.
TOPAL GENÇ: sakatlık kusur değildir. Hiçbir engel hiçbir şeye engel değildir.
AYŞE HALA: nasi olmaz uşağum, onun içun evlenemedi.
TOPAL GENÇ: onun evlenememesinin nedeni engeli değildir. Doğru kişinin karşısına henüz çıkmamasıdır. Bakın (ayağını gösterip) benim bir ayağım topal. Ama araba kullanabiliyorum, istediğim yere gidebiliyorum. Evliyim ve 2 kızım var çok şükür. Bunları herkes yapabilir. Sevgi varsa inanç varsa aşılamayacak engel yoktur.
ESMA NİNE: çok haklisun uşağum, bizi afeyle.
GENÇ TOPAL: Yo yo sorun değil. (deyip gülümser)
AYŞE HALA: uşağum sen çok yorgunsun, çok da aç görunuysun hayde bizum eve, sofra kurayim sağa
(hepsi gülüşüp ellerine kazmalarını alıp sahneden çıkarlar.)
YORUMLAR
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ne güzel bir yazı. İnsan kendi engelini kendisi yaratır ki bunun için illâ da engelli olmak şart değildir.
Tebrikler yürekten
Sevgilerimle
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Güzel bir tiyatro.
Karadeniz yöresi şivesi,
insanlarının espri anlayışının hep canlı oluşu,
gerçekten olaya renk katmış.
Verilmek istenen mesaj da anlamlıydı.