- 1360 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
FUTBOLU SEVMEK ZORUNDA 'MIYIM?
İYİKİ YENİLDİK
Hürdoğan Aydoğdu
[email protected]
Yenilgiye sevinilir mi?
Önce neye sevindiğimi bir söyleyeyim de, iyice şaşırın. Türk Milli Futbol Takımı’nın Almanlara yenilmesine sevindim. Şimdi daha çok şaşırdınız değil mi? Milliyetsiz, ulussuz , duygusuz olmakla suçlayabilirsiniz ama yazıyı sonuna kadar okuyup ondan sonra bir daha düşünüp aynı fikirde ısrar ediyorsanız bir diyeceğim yok.
Futbolun ortaya çıkışından fazlaca bahsetmeyeceğim ama ,işçi ve işveren arasındaki çelişkinin gizlenmesi için üretilen yöntemlerden birisi olduğunu yazmakla yetineceğim.
Başka spor dallarına değil ama futbola karşıyım oldum olası. Spor olarak herkes futbol oynayabilir ona bir diyeceğim olamaz ama bir sömürü aracı, halkı uyutma aracı olarak amacından saptırıldığı zaman sonuna kadar karşı olurum elbette.
Basına baktığınızda spor sayfalarında futboldan başka spor dallarından bahsedildiğini okuyor musunuz? Görüyor, duyuyor musunuz? Son yıllarda basketbol da öne çıkmaya başlamasına karşın diğerlerinin hiç esamesi okunmuyor. Tekvando da, okçulukta , karatede, satrançta, ve daha sporun, bilimin başka alanlarındaki başarılardan bahsedilmiyor da neden futbol derseniz açıklamaya çalışayım.
Televizyon üreticileri, ayakkabı, eşofman, çorap, çamaşır ,gömlek üreticilerinden, içki üreticilerine oradan kağıtçılara ,bayrakçılara televizyon kanallarına, radyolara cep telefonu üreticilerine , gazete sahiplerine, köşe yazarlarına ,plastik çim üreticilerine, dericilere kadar satış yapabilen herkesin kazanç sağladığı, kazancını katladığı bir alan. Dev bir sömürü çarkının işlediği bir alan futbol. Tabi bundan en çok kazanan Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi şirketler ve çalışanları. Klüpleri markalaştıranlar.
Bu çark öyle bir çark ki binlerce ,milyonlarca insanı içine alıp öğüten ,yok eden bir kara delik adeta. Kapitalizmin karadeliklerinden birisi sadece.
Futbolun insanları bir uyutma, oyalama aracı olarak kullanılmasına örnek olarak anlatılan bir olay aktaracağım sizlere; İspanya’yı kırk yıl boyunca diktatörlükle yöneten Franko’ya soralar bubu nasıl başardığını. Yanıtı ilginçtir. “ Gayet kolay oldu. Ülkeyi üç F ile yönettm; fatıma,fiesta ve futbol.” Der.
(Fatıma ; din, fiesta ise eğlence.) Demek ki topluma verilebilecek en iyi uyuşturuculardan birisinin futbol olduğunu sayın yöneticiler çok iyi biliyorlar ki onun için maçlarda boy göstermekten geri durmuyorlar.
Öyle bir araç ki birbirine kurşun sıkan, bulduğu yerde boğazlamaktan çekinmeyen can düşmanları bile silahlarını bırakıp birlikte maç izleyerek aynı şeylere sevinip üzülebiliyorlar.
Peki başka neleri unutturuyor bize futbol ? Tuzla tersanesinde ölen işçileri unutturuyor. Adana’nın köyünde zihinsel engellileri köle olarak çalıştıran köylüleri ve toprak sahiplerini çok az bir ceza ile adeta ödüllendiren adalet sistemini, AKP nin, DTP nin kapatılma davasını. Doğu ve Güneydoğuda sönen yaşamları. Hayata Dönüş Opreasyonu’nda birçok insanı öldürüp sakat bırakanların yargılanamayışını. Enflasyon karşısında gün be gün eriyip giden ücretlerimizi. Çocuklarımızın işsizliğini, üniversiteye giremeyişlerini. Ankara’nın içme suyundaki kansorejen madde oranını ve ne kadar sürede zehirlenip ölebileceğimiz üzerine yapılan spekülasyonları. Altın şirketlerinin ülkeyi talan ederken bizi nasıl siyanürle zehirlediklerini seyreden,destekleyen politikacılarımızı. Hepsini hepsini unutturmuyor mu futbol.
Peki her galibiyetin arkasından silahını alıp sokağa fırlayanların kör kuşunları ile ölenleri de mi unutturmuyor. Ya o çocuklar sizin çocuğunuz olsaydı gene mi sevinecektiniz? Ya sakat kalanlar ?Ömür boyunca o çileye mahkum ettiklerimiz. Onları da mı unutalım isterdiniz.
Diğer yandan, petrol konusunda da diğer bir çok konuda olduğu gibi dışa bağımlı olduğumuzu düşünecek olursak eğer, konvoylarda harcayacağımız akaryakıta ödeyeceğimiz paralarla ülkemizde kaç tane Keban Barajı yapardık hiç düşündünüz mü?
Ya o konvoylarda meydana gelen trafik kazalarındaki maddi kayıplar için ödediğimiz bedelleri bir araya getirsek bir Sümerbank kurardık her halde ileride bir politikacı yabancılara satıp özelleştirsin diye.
Ya yaralanma ve ölümler için harcanan emek, zaman ve ilaçların maliyetine ne demeli.
Peki hepsini bırakın karın tokluğuna top, forma, ayakkabı vb. spor malzemesi üretiminde çalıştırılan çocukların durumu?
Son olarak ; Peki sizler bu sömürü çarkını beslemezseniz de sporunuzu kendiniz yapsanız, sağlıklı kalsanız daha iyi olmaz mı?
Haydi bakalım şimdi de maçı kazanamadığımıza sevicimi haksız bulun?
YORUMLAR
Bu yazıyı eleştirsemmmi eleştirmesimmi diye oldukça bir süre düşündüm..
birincisi yazı eski bir sosyoloji incelemesi gibi..
futbol asla futbol değildir diyerek başlamalıyım
çünkü..
futbol artık sadece "halkı kandırmanın bir aracı" değil siyasi bir sahne alıştır aynı zamanda franco'dan bahsederken katalanların barcelona'sının neden real madrid maçlarında katalan diliyle yazılan pankartları taşıdıklarının bir anlamı olmalı ve neden yasaklanan katalan diliyle kraliyet takımı denilen real madrid aleyhinde tazahüratlarda bulunduklarının..
arjantin river palete takımı ile boca junıor klüpleri arasındaki amansız rekabetin asılında burjuvalar ile boca junıors gibi gecekondu sokaklarından doğmuş işçilerin takımının bir siyasi hesaplaşması olduğunu unutmamak gerekir..
yada hala boca junıor klübünde futbol okulunda 5-6 yaşlarındaki minik maradona adaylarına (ki boca maradona'nın yetiştiği klüptür) her sabah "Hepiniz birer maradona olabilirsiniz ama CHE asla" yazısını okuttuklarının bir anlamı olmalı...
yada italyan livorno ekibinin kale arkasında her maçtan önce çew bella şarkısıyla maça başladığının ve hitler sempatisi yüzünden takımının önüne SS kısaltmasını ekleyen lazio maçlarında "Lazio'lular sonunuz san leronza meydanında olacak" demekerinin bir anlamı olmalı...
yada napoli gibi solcu bir klübün borçları nedeniyle 3.liğe düşürüldüğünde bile 30.000 kişiye oynayıp geçen sene seriA ya yükselmeden önce "yarın yine borçlarımız var ama bu gece kral biziz geliyoruz..." pankartınında bir anlamı olmalı..
livorno'nun eski kaptanı lucarelli'nin ümit milli takımda gol attıktan sonra formasının altındaki CHe tişörtünü çıkartmasının ardından ne kadar iyi olursa olsun asla italya milli takımına davet edilmemesininde bir anlamı olmalı...
Türkiyede de yavaş yavaş endüstiryel futol karşıtları taraftar grupları olarak oluşmaya başladı Çarşı'dan sonra fenerbahçe'nin FenerbahCHE'si..Galatasaray'ın benimde aralarında bulunduğum "endüstireyel futbola karşı TEKYUMRUK" oluşumu gençlerbirliği'nin Alkaralar'ı ve daha niceleri..
evet futbol asla futbol değildir..
o halkı kandırmanın bir aracı değil siyasi bir mücadelenin bir parçası olmuştur artık eskimiş.sosyolojik tespitlerle değil hayatın gerçekleri ile başlamak lazım yeni bir mücadele hattına...
Hepimiz birer futbol sever olabiliriz ama endüstireyel bir futbol karşıtı asla
Peki hepsini bırakın karın tokluğuna top, forma, ayakkabı vb. spor malzemesi üretiminde çalıştırılan çocukların durumu?
madem bu durum seni çok üzüyor neden futbol endüstrisinin bitmesini istiyorsun :)))))))))))
futbol ortadan kalkarsa dünyada 1 milyar insan işsiz kalır / biz ne yaptıracaz bunlara tekvando mu